Eğitim
Giriş Tarihi : 13-10-2016 10:56   Güncelleme : 24-10-2017 03:30

Öykülerini İlmek İlmek Dokudular…

“Cumartesi Senfonisi” adlı kitabın ardından “Güneşten Satırlar” adlı kitaplarını da okuyucuları ile buluşturan Haşim ve Zehra Tarı Ortaokulunun yazar öğrencileriyle bir araya geldik

Öykülerini İlmek İlmek  Dokudular…
Haşim ve Zehra Tarı Ortaokulu öğrencileri yazıyor. Öğrencilerin 2015-2016 eğitim öğretim sezonunda yoğun emek harcayarak çıkardıkları ''Güneşten Satırlar'' kitabının yazarları ile bir araya geldik. “Cumartesi Senfonisi” adlı kitaplarının ardından “Güneşten Satırlar” adlı kitaplarını da okuyucuları ile buluşturdular. Yazma ve yazarlık becerileri dersinde Türkçe Öğretmenlerinin de desteği ile kendilerini ifade etmeye başladılar.

Güneşten Satırlar'ın hazırlık aşamasında yaklaşık 20 öğrencinin görev aldığını söyleyen Okul Müdürü Dursun Kahriman: “ Okulumuzda okuma ve yazma etkinliklerimiz var. Öğretmen arkadaşlarımız da bununla ilgili gerekli çalışmaları yapıyor. Bu tür çalışmalar ile birlikte okuma ve yazmaya becerisi olan arkadaşlarımızı yazmaya  teşvik etmek istiyoruz. Bu şekilde öğrencilerimizin düşüncelerini de açığa çıkarmış oluyoruz. Öğrencilerin kendilerini ifade edebilmeleri için de güzel bir yöntem olduğunu düşünüyorum. 2014-2015 eğitim öğretim yılında ‘Cumartesi Senfonisi’ ardından bu yıl yani 2015-2016 eğitim öğretim döneminde ‘Güneşten Satırlar’ adlı kitabımızı çıkardık. Bu çalışmaların devamını getirmeyi planlıyoruz.

Kitapta yaklaşık 50 eserin yer aldığını belirten Türkçe Öğretmeni Bilal İldemir, “ Öğrencilerimizin dışarıya vuramadıkları, gizli, bastırılmış duygularını kağıda dökmelerini sağladık. Bu çalışma ile hayata bakış açılarını öğrenmiş olduk. Bu çalışmayı hazırlarken bazen bir müzikten esinlendik kağıda döktük. Bazen  ünlü Tabloları inceledik. Bu tablolardan çıkarımlarını kağıda dökmelerini istedik ortaya müthiş bakış açıları çıkardıklarını gözlemlemiş olduk. Bazı öğrenciler heyecanlı ve eğlenceli yönünden bakarken bazı öğrenciler ise daha acıklı daha trajedik olarak olaya baktılar.Dışarıdan bakıldığı zaman öğrencinin iç dünyası görünmüyor. Ama öğrenci içindekileri yazıya döktüğünde öğrencinin çok farklı yönlerini görebiliyoruz. Bizler öğrencileri hayata hazırlıyoruz. İki yıldır da bu çalışmalarımızı iki güzel kitap olarak meyvelerini almış bulunmaktayız. Yazdıkları eserlerle hayata güneş gibi doğdular. Bu yüzden kitabın adı da ‘Güneşten Satırlar’ oldu.

Kitapta eserleri bulunan öğrencilerle bir süre sohbet ettik...

Kitapta en fazla eseri olan öğrencilerden Yaren Doruk, “ Yazarlar çok fazla bakış açısına sahip oluyor. Bir süre sonra ayrıntıya dikkat etmeye başlıyorlar. Yazar olmak duygusal anlamda hassas olmayı gerektiriyor. Bakış açınız gelişiyor. Daha önce dikkat edilmeyen nesnelere daha farklı gözler ile bakıp bir şeyler çıkartabiliyorsunuz.Hayal dünyanızda, bakış açınızda gelişmiş oluyor”

Yazar öğrencilerden Kaan Kalafat: “Ben kendimi daha çok şiir ile ifade ediyorum. Dile getirmek istediklerimi şiir ile vurguluyorum. Kafamdaki duyguları şiire döküyorum. Her an her saniye farklı bir yerde, farklı bir bölgede buluyorum kendimi. Mutluluğumu da mutsuzluğumu da şiirlerime döküyorum“

Yazar öğrencilerden Cansu Kütük: “ Ben her şeyi rahat rahat anlatmak için yazmayı tercih ettim. Çünkü; bu şekilde kendimi daha rahat ifade edebiliyorum. Yazarken kimse beni sorgulamıyor ya da kısıtlamıyor, bu şekilde düşüncelerimi kağıda rahatlıkla dökebiliyorum.”

Kitapların içeriğinde, öykü, deneme, şiir bulunmaktadır. Temin etmek isteyenler ise Haşim ve Zehra Tarı Ortaokulu ile iletişime geçebilirler.

Kitabin içeriğinden bir bölümü siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz...

GÜNEŞTEN SATIRLAR

Sözcükler, birer çakıl taşı gibi döşediğimiz bu yolda bize ışık veren ateşböcekleri gibi yol göstericimiz oldu.

Bazen bir şarkının melodisine bıraktık kendimizi, ondaki sözcüklere kendi sözcüklerimizi katıp bir harman yaptık.

Bazen de bir şairin şiirinde coştu duygularımız. Bizde duygularımızla coştuk.

Bazen tüm insanlığın içinden duyguları alınmış da tüm insanlığı çorak bir tarlaya dönüşmüş gibi düşündük.

Bazen bir ressamın tablosunda bulduk kendimizi; o dünyanın içine girdik, orada yaşadık bir müddet.

Bazen insan olduğumuzu unutalım dedik, bambaşka bir varlığın yerine koyduk kendimizi.

Bazen bir cümle bulduk önümüzde o cümleyle başlayan öykümüzü ilmek ilmek dokuduk.

Bazen düşündük hayatta nedir vazgeçilmez olan diye.

Bazen de hiçbir sınır, hiçbir yol gösteren işaret olmadan döküldü kalemimizden cümlelerimiz; kendi kendimizin ateş böceği olduk.

Seda ŞengülSeda Şengül