Güncel
Giriş Tarihi : 16-12-2018 22:25   Güncelleme : 17-12-2018 09:40

Hüseyin Bodur'la Dobra Dobra Bir Söyleşi

Siyasetten, Sivil Toplum Örgütlerine, Belediyecilikten, Belediye Başkan Adaylığına kadar birçok soruyu kendisine yönelttik.

Hüseyin Bodur'la Dobra Dobra Bir Söyleşi

İlçemiz eski esnaflarından, eski gazeteci, dernekçi, siyasetçi ve bunun gibi bir çok meziyeti beraberinde bulunduran değerli dostumuz, gurbetteki yakınımız sevgili büyüğümüz Hüseyin Bodur (Eren) gazetemizi ziyaret etti.

Bodur’la siyasetten, dernekçiliğe, İstanbul’daki federasyonlara, hemşerilerimizin genel seçim öncesi durumlarına kadar birçok konuda istişare yaptık, ondan son gelişmelerle ilgili görüşler aldık.

Kısaca okuyucularımıza kendinizi anlatır mısınız?

1997’de Gerze’den İstanbul Büyükşehir Belediye zabıtası olarak tayin oldum. Ve o günden bu güne İstanbul’daki STK’ larda gönüllü olarak görevler almaktayım.

Ben dernekçiliğe başladığımda İstanbul’da birçok köy derneğimiz vardı. Fakat bizler dernekçiliğin ne demek olduğunu tam anlamıyla bilmiyor, buraları sadece buluşma yerleri olarak görüyorduk.
İşte o dönem bana Yenikent Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği başkanlığı teklif edildi. Ve farklı bir dernekçilik modeli sergileyerek çalışmalar yapmaya başladık. Ben dernek başkanı olduğumda benim en büyük ağırlığım eğitim noktasında oldu. Örneğin dernek bünyesinde ilk kütüphaneyi ben kurdum, yıllarca öğrencilere bireysel girişimlerle burs sağlamaya çalıştım ve hala da bu yöndeki çalışmalarım devam etmektedir. Örneğin gece kurumda çalıştım gündüz ise dernekte insanlarımıza daha fazla faydalı olabilmek amacıyla mücadele ettim. Yani ailemden, çocuklarımdan daha çok burada insanlarımıza faydalı olmaya çalıştım.

İlk önceleri bizlerin arasında dernekçilik bilinci tam anlamıyla yeşermediği için, kendi maaşımdan derneğin giderlerini karşıladım. Bir dernek başkanı olarak örneğin işten çıkarılanlara iş bulmaya, sağlık sorunları olanlara destek olmaya veya düğün dernek yapanların mutluluklarını paylaşmaya çalıştım. Her daim insanlarımızın yanında oldum. Malum, en iyi yapılan yatırım, insana yapılan yatırımdır. Bundan dolayı dernekçiler arasında bizim yerimiz farklıdır.

Şuan İstanbul’da Birçok Dernek, Federasyon, Konfederasyonumuz var. STK’lar olarak gerçekten güçlü bir konumda mıyız?

Malumunuz, çok para huzur vermediği gibi, çok dernek olması da ihtiyaçların karşılandığı, başarının tescil edildiği anlamına gelmez. Dernek sayısı az olsun, öz olsun. Birbirimize kızarak dernek açmamız etik değil. Şuan birçok dernekçi hizmetten ziyade kendi geleceklerini oluşturmaktadır.

Son dönemlerde birçok hemşerimizin ismi siyasette yer almaktadır. Sizce İstanbul’daki Sinoplular yerel seçimde hak ettiği yeri alabilecek mi?

Her gittiğim ortamda arkadaşlarımıza siyasi partilerde aktif yer almalarını söylüyorum. Siyasette var olmanın sırrı iletişim, birlik, beraberlik ve dayanışmadan geçer. İşte bu etkenler sizi güçlü bir aday olmanızı sağlayacak en önemli kriterlerden biridir. Maalesef, Derneklerimizin, Federasyonlarımızın siyasette söz sahibi, kişileri etkileyecek mahiyette olmadığını söyleyebilirim. Bir özeleştiri yaparak şunu söylemeden de geçemeyeceğim; Bizim STK’lar olarak en büyük hatamız başarı elde etmiş adamımızı, yükseltmek yerine onları karalayıp, iftira atarak aşağı çekmeye çalışmamızdır. Ağırlığınız olmadığı sürece de, çantada keklik olarak görülürsünüz.

Her yerde Hüseyin Bodur isminden bahsediliyor. Ama sizi daha aktif bir makamda, konumda hala göremedik bunun sebebi nedir?

Daha önce belirttiğim gibi biz birbirimizi yukarı çıkartmak yerine, birbirimizin omzuna basarak bir yerlere gelmeye çalışıyor, sonra da diğerlerinin önünü kesmeye çalışıyoruz.

Hüseyin Bodur’un Memleketine daha fazla hizmet edebilmesi adına, imkânlar tanınmamakla beraber bu konuda çaba da sarf edilmiyor. İş adamları, bürokraside, siyasette bir yerlere gelen hiç kimsenin ne yazık ki bu konuda bir desteği, katkısı olmamıştır. Gelenler ise yol arkadaşlarını yarı yolda bırakmıştır.

Gerze Belediye Başkanlığına aday olacağınız konuşuldu, bu konuda neler söylemek istersiniz?

Kamuoyunun nabzını yoklamak, onların dikkatini çekmek adına toplumun değişik katmanlarının ve başkan adaylarının da nabzını yokladım. Ardından şu kanıya vardım. Buradaki adayları, buradaki insanların seçmesi gerekir düşüncesindeyim

Gerze’yi nasıl Görüyorsunuz?

Denizi, balığı ve tabiatı güzel. Ama fiyatlı. Sahil bazında bakarsan güzel. Alt yapı olarak bir yerlere geldi, sokaklar temiz. Kalıcı eserler bırakmak adına yeni projeler üretilebilir.

Kalite ve dengeyi bozmamak adına, belediyeciliği, belediyecilikten gelen insanların yapması gerekir. Kuran-ı Kerim’in Nisa suresinin 58. ayetinde, ”İşi ehline veriniz.” yazar. İyi ve başarılı bir başkan, bu memleketin ikbaliyle doğru orantılıdır. 

Bir Belediye başkanında olmazsa olmaz nedir?

Güven ve sadakattır. Belediye Başkanı bize göre Şehr-i Emin insandır. Ben burada belediye başkanı olsam bir dönem başkanlık yaparım. İkinci dönem için yeni bir adamı mutfaktan yetiştirirdim. Yani başkanlığı, zirvede bırakırdım. İkide bir imar değişikliği yapmam. Koordineli çalışırım ve alt yapıyı bir anda başlatıp bir anda bitirirdim.
Hüseyin Bodur olarak, ben aday adayları kardeşlerime başarılar diliyorum. Gönlü temiz biri belediyenin başına geçsin diyerek bana bu imkanı tanıdığınız için sizlere teşekkür ediyorum.

hakan akbaşhakan akbaş