Güncel
Giriş Tarihi : 05-01-2017 12:16   Güncelleme : 05-01-2017 12:33

Karadeniz Tehdit Altında!

Kendisini çevreleyen ülkelerle birlikte yaklaşık 170 milyonluk nüfusa sahip Karadeniz, giderek kirleniyor. Sinop Üniversitesi tarafından yapılan araştırma, Karadeniz'in yoğun bir kirlilik tehdidi altında olduğunu ortaya koyarken, Karadeniz katı atıkların yanı sıra mikroplastiklerin de tehdidi altında.

Karadeniz Tehdit Altında!
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Bat yürütücülüğünde TÜBİTAK tarafından desteklenen 115Y002 numaralı proje kapsamında, 2015-2016 yılları arasında Sinop Sarıkum Lagünü Sahilindeki Deniz Çöpleri araştırıldı. Proje sonucunda elde edilen veriler, bölgenin yoğun bir kirlilik tehdidi altında olduğunu gözler önüne serdi. 


KİRLİLİĞİN BAŞLICA NEDENİ GÜNLÜK İNSAN AKTİVİTELERİ
Karadeniz havzasının toplam nüfusunun 160-170 milyonun üzerinde olduğunu hatırlatan Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Bat, tüm bu insanların günlük aktivitelerinin bir şekilde Karadeniz’i etkilediğini söyledi. Günlük insan aktivitelerinin büyük olasılıkla katı atık probleminden kaynaklanan deniz çöpünün neredeyse tümüne neden olduğunu söyleyen Levent Bat, Karadeniz’deki gemi trafiği, yapılan yasa dışı ve kontrolsüz balık avcılığı, denize takılan, yırtılan, kopan veya genel olarak kaybedilen av araçlarının da deniz çöpü probleminin bir diğer nedeni olduğunu kaydetti.  

RÜZGAR VE AKINTILAR ATIKLARI KIYIDA BİRİKTİRİYOR
Araştırma bölgesi olarak seçilen Sarıkum'un, Karadeniz’deki koruma altında bulunan sayılı sulak alanlardan biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Levent Bat, bölgenin ‘Tabiatı Koruma Alanı’ olarak, Lagünün çevresi ise ‘Doğal Sit Alanı’ olarak ilan edilmiş ve bölgede her türlü avcılığın yasaklandığını hatırlattı.  Levent Bat sözlerini şöyle sürdürdü; "Bölgedeki hakim rüzgarlar ve akıntılar yolu ile çalışma alanı olarak seçilen Lagün sahili ciddi derecede atık birikimine maruz kalmaktadır. Yıllardır var olan ve sahilde depolanmış olarak bulunan katı atıkların yanı sıra bölgeye rüzgar ve akıntılarla sürekli taşınmaya devam eden katı atıklar bölgeyi hem ekolojik hem de ekonomik yönden zarara uğratmaktadır. 

SİNOP'TA YABANCI KAYNAKLI BİR ÇOK ÇÖP BULUNDU
Proje kapsamında hem bölge sahilinde hem de denizinde incelemelerde bulunulmuştur. Sarıkum sahilinden belirlenen noktalardan binlerce denizel kaynaklı çöp toplanmış ve tek tek incelenmiştir ve proje sonucunda metrekarede 2-4 adet çöpün bulunduğu saptanmıştır. Bu ve değer Türkiye’de yapılan diğer çalışmaların oldukça üzerindedir.  Projede karşılaşılan çöplerin yaklaşık %95’ini plastikler oluşturmaktadır. Ayrıca bölgede komşu ülkelerden gelen yabancı kaynaklı çöplere de rastlanmıştır. Karşılaşılan çöpler yoğunlukla karasal kaynaklardan ileri gelmekte ve bunu genellikle evsel atıklar oluşturmaktadır. Katı atıkların uygun olmayan bertarafı ve katı atıkların geri dönüşümünde yaşanan yetersizlikler daimi bir alıcı ortam olarak görülen denizel ortamı sürekli ve artan miktarda kirletmektedir. 

 MİKROPLASTİKLER BÜYÜK TEHDİT
 Aynı zamanda projenin bir diğer araştırma alanı mikroplastik olarak adlandırılan kirleticilerdir.  Denizel ortamda bulunan çöpler ve özellikle plastikler zamana ve denizel ortamda maruz kaldığı güneş ışığı, rüzgar ve dalga gibi fiziksel etmenlere bağlı olarak 5 mm’den daha küçük parçalara ayrılmaktadır. Mikro plastikler son yıllarda dünya gündemini yoğun miktarda meşgul eden çok tehlikeli bir kirletici tipidir. 

Proje kapsamında sahilden alınan kum örnekleri elenerek ve belirlenen derinliklerden deniz suyu süzülerek incelemeler gerçekleştirilmiş ve proje sonucunda bölge sahilinde depolanmış ve denizinde yüzer halde yoğun miktarda mikroplastiğe rastlanmıştır. Karşılaşılan mikro boyuttaki çöpler yoğun miktarda denizel kaynaklardan oluşmaktadır ve en büyük paydaya sahip kirleticiler ise balıkçılık döneminde kullanılan köpük kutuların parçaları ve teknelerin zamanla aşınan boyalarının denizel ortama karışmasından ileri gelmektedir. Canlıların mikroplastiklerle karşılaşıp besin sanarak tüketmesi ve bünyeye alınan mikroplastiklerin zamanla oluşturabileceği toksik etkiler üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur. Bu sorun artık tüm denizlerimizi ve denizel canlılarımızı etkileyen bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.  

VATANDAŞA DA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Bu nedenle çevreyi koruyucu bir yaklaşım sergileyerek bireysel olarak da atıklarımızın uygun şekilde bertarafına yönelik önlemler almak, çöp üretimini azaltmak ve geri dönüşümlü ürünler kullanmaya yönelmek gelecek nesiller için gereklidir. 


Kaynak Vitrin Haber

Seda ŞengülSeda Şengül