Röportajlar
Giriş Tarihi : 23-09-2015 16:29   Güncelleme : 26-09-2015 00:42

Saadet Partisi Sinop Milletvekili Adayı H.Cavit Üçüncüoğlu Gazetemize Açıklamalarda Bulundu

1 Kasım Genel Seçimleri öncesi Saadet Partisi Sinop Milletvekili Adayı H. Cavit Üçüncüoğlu ile yapmış olduğumuz röportajımızda, üçüncüoğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu. Milletvekili adayının röportajını siz değerli okullarımızın beğenisine sunuyoruz... "Bu gidiş hayra alamet değil, Onun için Milli Görüş Anlayışının, Saadet Partisi'nin meclise girmesi lazım"

Saadet Partisi Sinop Milletvekili Adayı H.Cavit Üçüncüoğlu Gazetemize Açıklamalarda Bulundu
 Saadet Partisi Sinop Milletvekili Adayı Hüseyin Cavit Üçüncüoğlu Kimdir?


 1950 Sinop doğumlu olan Üçüncüoğlu İlk, orta ve lise öğrenimini Sinop’ta yaptıktan sonra yüksek tahsilini yapmak için 1970 de Almanya’ya gitti. Tahsilini tamamlayamadan 1974’te geri dönerek Kıbrıs Barış Harekâtında görev aldı. 1975 yılında iş hayatına atılarak Üçüncüoğlu Otomotiv’in temellerini attı. Sinop’ ta hizmet vermeye devam eden H. Cavit Üçüncüoğlu 1 Kasım 2015 seçimlerinde Saadet Partisi’nden Sinop Milletvekili Adayı oldu.

 Saadet Partisini Diğer Partilerden Ayıran Ne?

Saadet Partisi’ni diğer partilerden ayıran zihniyet farkı. Biz milli görüşü temsil ediyoruz. Diğerleri hangi görüşü temsil ediyorsa onlara sormak lazım.

Milli Görüş ne demek?

Erbakan hocamız derdi ki bizim insanımız iki türlüdür. Bir şuan milli görüşçü olanlar ikincisi ise her an milli görüşçü olmaya aday olanlardır. Şuanda diğer partilere oy veren kardeşlerimiz bizim için her an milli görüşçü adayıdır. Milli görüş deyince milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan bu ülkenin yeniden güzelleşmesi için, sanayileşmesini, milli ekonomisini bağımsız olarak hayata geçirmesini isteyen huzuru, barışı ve birlik beraberliği sağlamaya çalışan görüşün adıdır milli görüş.

Sinop’a katma değeriniz ne olacak?

Şimdi seçimlerden önce şunu söyleyelim.  Sinop Türkiye’nin 81 ilinden bir tanesi. Batıp batmama mücadelesi veren bir gemiye benziyor ülkemiz biz o gemiyi batırmadan sağ selim limana çekmek ve kenarda bakım ve onarım yaptıktan sonra yeniden suya aktarabilmek için varız. Bu ülkenin en büyük derdi işsizlik ekonomik sıkıntı ve ahlakı çökkünlük. Bir kuş iki kanadıyla uçar. Kanadın birisi sıkıntılı olursa kuşun uçması mümkün değil. Sen insanımızın ahlak ve maneviyatını bitireceksin sonra medeniyette yüksek seviyeye erişeceksin! Mümkün mü? Bu sorunu ancak ahlakı çöküntüyü gidererek bunun yanında sanayileşmeyi sağlayarak elde edersin.

Bir insanın gözü doyacak, gönlü doyacak, midesi doyacak. Gözü doymazsa insan açgözlü olur, gönlü doymazsa zaten olmaz. Bunları doyurmadan sadece mideyi doyurursak insan azgın bir hayvana benzer. İnsanımız bu 3üne doyacak.

Bir başka konu da insanımız nefis terbiyesinden geçmesi lazım, nefsine esir olmayacak. Hep bunlar milli görüşün asıl esaslarındandır. Bizim yetişen neslimiz Avrupa gençliğini geçti ahlaki erozyonda.  Bir söylem tutturmuşlar hani dindar gençlik diye. Dindar gençliği söylerken bir harfi atıyorlar o harf de ‘’i’’ dir. Dinidar gençlik. Dini daraltılmış gençlik. Maneviyatçılığın olmadığı yerde o  ülke çökmeye mahkumdur.

Gelecekte Amerika çökecek, Rusya çöktü Sovyetler birliği dağıldı, Japonya çökmüyor çünkü ahlakı ve manevi değerlere bağlılar. Anavatan partisi döneminde Japonlar Türkiye’ye geldiğinde Çanakkale’yi gezdiler. Sizin Çanakkale’niz varken halen nasıl bu haldesiniz diye bizim yöneticilerimize sormuşlar. Japonlar olarak bizler öğrencilerimizi okula başlarken hep Hiroşima’ya atom bombasının atıldığı yere götürürüz. Sizde bu atom bombalarını yemek istemiyorsanız bu Japonya’yı en iyi noktaya götüreceksiniz diyerek onları manevi motivasyon ile yetiştiriyoruz ondan sonra bizimkiler yavaş yavaş çocukları Çanakkale’ye götürmeye başlamışlar. Peşinden koştukları Avrupalının bizi o zaman nasıl işgal ettikleri çocuklara yeni yeni gösterilmeye başlandı. Kendi değerlerimize sahip çıkmazsak başkalarının kölesi oluruz. Onun için önce ekonomimiz milli olacak. Milli ekonomi olmadan bir ülkenin bağımsızlığını devam ettirmesi mümkün değildir.

Saadet Partisi Hükümetindeki Ekonomik Gelişmelerden Bahseder misiniz?

Bizim insanımız Refahyol hükümetinde bilmediği görmediği ekonomik hamlelerle karşılaştı. Bunlar denk bütçe ve havuz sistemidir. Hükümetler her sene sonu bütçe alırlar ayırırlar parayı. Bir yerine de borç yazarlar. Bin lira geliri bin beş yüz lira gideri olduğunu düşünürsek 500 liralık açık vardır, bunun resmi ismi borçtur. Bizim sistemin adı da zaten borca dayalı ekonomik sistem. Bu sistemde açık yaptığın için borç almak zorundasın. Açığı kapatmanın iki yolu vardır ya geliri yükselteceksin ya gideri azaltacaksın denk getireceksin. Ya kaynak bulacaksın ya da gideri azaltacaksın. Para tüccarları zaten hazırda bekliyor. Bugün faiz sistemi o kadar kötü hale geldi ki herkesi vurmaya başladı. Faiz ödememek için denk bütçe yapacaksın. Faizi engellemek için adil düzene geçmek zorundayız. Cumhuriyet tarihinde tek denk bütçe Erbakan hükümetinde olmuştur. Başka yok. Denk yaptı. Denk bütçe olunca faize para vermeye gerek kalmayacaktı ve her sene 50 milyar faize ayırdığın parayı millete yatırıma aktarırsın. Her sene 50 milyar faize borç ödüyoruz.  Eski parayla 54 katrilyon. 54 katrilyona neler yapılır biliyor musunuz? Kaç tane havaalanı kaç tane hastane kaç tane fabrika kaç şeritli otoyol. Türkiye 5 sene de ihya olur. Süper güçlerle yarışacak duruma geliriz. Denk yaptığın zaman dışarıdan da para almayacağın için sanayileşmeye aktardığın parayla Türkiye’nin her tarafı sanayi bölgesi olacak bir anda her taraf sanayi inşaatı yerli sanayi, yaygın sanayi Türkiye’nin her tarafına yayılacak. Yaygın sanayi kazanacak. Binlerce işsiz içinde böylelikle iş sahası açılacak.  Herkes kendi okuduğu alanda iş sahibi olacak.  Bundan büyük mutluluk olur mu?

Eğer Sinop Milletvekili olursanız yatırımlarınız ne olacak?

Sinop için yıllardan beri projelerimiz hazır. Şuanda bu hükümetlerin en büyük özelliği Sinop için turizme yönelmeleri. Sinop Allah’ın bir lütfu.  Güneşi var denizi var ormanı var bu yönden mükemmel bir vatan parçası. Bize gelirsek turizm yatırımları aynı şekilde devam ettirilecek. Bunun yanında Sinop’a bacasız sanayi kurulmalı. Çevreye zarar vermeyen sanayiye geçilmeli.

Sinop’ta orman sanayi geliştirilmeye uygun. Erbakan hocamız 70 yılında ağır sanayi hamlelerini atarken Sinop’a kâğıt fabrikası düşünmüştür. O dönemki Sinop’un zenginleri Sinop elimizden gider endişesiyle Sinop’a kurdurmadılar. O zaman hocamda Sinop’a en yakın yer olan Taşköprü’ye kurdu fabrikayı ve bizim buradan ormanlarımızdan keresteler oraya gitti. Sinop’ta olsaydı fena mı olurdu. Konserve sanayi. Meyvemiz sebzemiz var. Biz elimizdeki hammaddeleri değerlendirebilsek işsizlik yok olur. Allah veriyor biz üretmiyoruz. Sorun nerde? Bunu yapabilecek siyasi irade de. Cumhuriyet tarihinde ilk kez kurban bayramında anguslar geldi. Bu anguslar bizim samanları otları da beğenmedi dışarıdan ot geldi. Türkiye’nin geldiği nokta belli huzur yok barış yok kötüye gidiyor sen yol yaptım diyorsun.

Adil Düzen nedir?

Toplumda huzurun barısın sağlanması. Eve giderken bir baba iki ekmeğin hesabını yaparsa ev huzur bulur mu? Bulmaz. Bir tarafta trilyonlar kazananlar var diğer tarafta açlık sınırının altında insanlar. Temeldeki sorun bu.  Bu ülkede açlık sınırı 1400u buldu sanırım yoksulluk sınırı da 4000lirayı geçti. Bir aileye 1400 liradan az giriyorsa o aile aç demektir. Şimdi sen askeri ücretliye emekliye ne veriyorsun?

Utanmadan açlık sınırı bu kadar diyorsun 800- 900 TL veriyorsun. Seçimlerde 100 TL zam vereceğim diyorsun. Böyle baktığımızda Türkiye’nin yüzde yetmişi aç. Yüzde 90ı yoksulluk sınırının altında yüzde onda iyi durumda. Sen yüzde ona mı çalışıyorsun. Adil paylaşım olmadıkça mutluluk olmaz. Biz 1,5 senede işçiye memura en az yüzde yüz yirmi zam verdik. Bağkur emeklisine yüzde 300 zam verdik. Biranda millet şoka girdi bu para nerden geldi diye. Bankalara paralarını çekmeye giden amcalarımız veznede çalışanlara bu para benim değil çok verdin deyince veznedeki çalışan hayır hayır bu parayı size Erbakan gönderdi demişlerdir. 13 senedir yapılan zamlar bizim verdiğimiz zamlara yaklaşmış mı? At sahibine göre kişner. Çünkü bunlar ekonomik sistemleri adil değil. Sorun burada.

3-4 sene önce petrol fiyatları 150 doları bulmuştu. Akaryakıt fiyatları 4bin civarındaydı. Simdi 40 liranın altına düştü. Varilin fiyatı 4/3 fiyatında düştü. Bu orana göre bakarsan Petrolün fiyatı oldukça düşmeli lakin petrol düştükçe devlet vergi arttırıyor. Aldığı vergiler yetmiyor birde bu şekilde vergi alıyor. Ekonomik sistem felaket. Bu sistem değişmeden huzur gelmez. Bu sistem bu iktidarların sistemi değil. Kim gelirse gelsin bu sistem devam edecek.

Bu gidiş hayra alamet değil. Onun için milli görüşün saadet partisinin meclise girmesi lazım. Eğer girmezse aynı durum olacak yine.

İnsanımızla konuştuğumuzda Saadet Partisi olarak siz haklısınız doğru yoldasınız lakin bu %10 baraj olduğu müddetçe siz meclise giremeyeceksiniz diyerekten oyumuz boşa gitmesin diye bize oy vermediklerini söylüyorlar.

Bu seçimde 4 parti meclise girdi de ne oldu? Sonucunda bir daha seçime gidiyoruz. Meclise giremeyen partilerinde oylara boşa gitmediği ortaya çıktı. Meclise girip de yüzde 40 alan partiye verilen oyların bile boşa gideceğini ispatladı cenabı Allah bu millete. Onun için sen oyum boşa gider diye düşünme ver oyunu. Eğer ALLAH dilerse yüzde 50 oy alan bir partinin oylarını bile çöpe attırır. 50 milyonun verdiği oy, onlarca masraf çöpe gitti. Onun için diğer partilerin oyları değer bulması için bizlerin meclise girmesi lazım. Biz meclise girelim ki koalisyon kurulabilsin. Ülkenin en başarılı koalisyonları bizim dönemlerimizde oldu. Solcularla da sağcılarla da koalisyon kurduk.  

Bu saatten sonra AKP tek basına da iktidara gelse bu dikiş tutmaz. Ülkenin gidişatı kötü. Milli görüş gelecek  başka çare yok. Yoksa bir kaç ay sonra tekrar seçime gireriz.  Bu ülke bu kadar zengin değil . Ne yapıp yapıp bu ülke milli görüşü meclise sokmak zorunda. Böylelikle ülkenin sorunlarının çözümü için ilk adım atılmış olunur.

Sinop seçmenine söylemek istedikleriniz nelerdir?

Kurban bayramlarını tebrik ediyorum bu bayramların ülkemize huzura barışa birlik ve beraberliğe kardeşliğe vesile olmasını diliyorum. Bayramların İslam âlemine ve bize gerçekten yakışır bir şekilde geçmesini temenni ediyorum. Milletimizin yüzü gülmedikten barış huzur olmadıktan sonra bir anlamı yok. O yüzden verilen oy size mutluluk olarak geri donsun. Vereceğiniz oy evladınızın işsizliğini engellesin. Vereceğiniz oy yetişen gençliğin maneviyatını yükseltsin. Vereceğiniz oy açlık, yoksulluk ve fakirliğe engel olsun. Ülkenin sanayileşmesine katkı olsun. Milli görüş dışında hangi partiye oy verilirse verilsin o oylar dışarıya gider. Milli Görüş dışındaki partiler taşerondur. Bu ülkenin sizden sonra gelen nesilleri de sizi lanetle anar. Çanakkale’de dedelerimizin kanıyla engellediği bu Avrupalıları siz halı sererek davet etmeyiniz oylarınızla . Oyu kendilerini versinler. Saadet Partisine verilen oylar kendilerine verilen oylardır. Bizim oylarımız bu Ülkeyi bu hale koyuyor. Oy verdiğimiz iktidar eğer doğru iş yapıyorsa bu iktidarın yaptığı her hayır o seçmenin hanesine sevap olarak yazılır. Ama yok iktidar hatalar-günahlar işliyorsa bu vebalde o oy verene aittir. Onun için oyunu, Allah rızası için milletin görüşüne saadet partisine ve kendisine versin diyor saygılar sunuyorum.

Seda ŞengülSeda Şengül