Sağlık
Giriş Tarihi : 21-08-2019 21:45   Güncelleme : 21-08-2019 21:51

Sağlık Personelleri Basın Açıklaması Düzenledi

20.08.2019 tarihinde Aile Sağlığı Merkezinde Dr. Hakan Uzun’un yaşadığı şiddet olayının ardından Sinop Aile Sağlığı Merkezi Dernek Başkanı Dr. Süleyman Akyıldız, sağlık personelleriyle birlikte basın açıklamasında bulundu.

Sağlık Personelleri Basın Açıklaması Düzenledi

“Dün, Gerze ve Ayancık ilçelerimizde, iki hekim arkadaşımıza, görevleri başında,misafir hastalar tarafından saldırılar yapılmıştır. Saldırıların sebebi, saldırgan kişilerin kanunlara aykırı isteklerde bulunması ve bu uygunsuz istekleringörevli hekimlerce yerine getirilmemesi olmuştur.

Ülkemizde sağlık çalışanları her geçen gün onlarca kez şiddet yaşamaktadır. Sağlıkta şiddet azalmak bir yana, hızlanmakta, meslektaşlarımızı silahla yaralamaya, öldürmeye varan infial yaratıcı boyutlar kazanmaktadır. Sinop ilimiz, Ülkemizde en mutlu şehir ünvanına sahip bir ildir. Ne yazık ki burada bile sağlıkta şiddet olmakta ve bu ilimize yakışmayan durumlar meydana gelmektedir.

Dün yaşanan ve her gün yaşanması muhtemel bu sağlıktaki şiddet, ne ilktir ne de son olacaktır. Biz hekimler ve sağlık çalışanları bu koşullar altında görevimizi yerine getiremediğimizi haykırıyoruz. Yetkililerden yıllardır bir an önce sağlıkta şiddeti önleyici, yaptırım gücü yüksek yasal değişiklik istiyoruz.

Bizler sağlık çalışanları olarak sağlıktaki şiddete, kamuoyunun ve kamu otoritesinin dikkatini çekmek üzere her türlü çağrıyı ve eylemi yaptık. Sağlıkta şiddet, tabi ki yalnızca birinci basamakta değil, sağlık hizmetinin verildiği tüm alanlarda; acil servislerde, kamu ve özel hastanelerde, yoğun bakımlarda, eczanelerde önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.

Sağlık emek ve meslek örgütleri uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Bütün bu çabalarımıza karşın, Dr. Ersin ARSLAN, Dr. Kamil FURTUN, Dr. Aynur DAĞDELEN ve Dr. Fikret HACIOSMAN’ın öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile ilgili sağlık otoritelerinin, adalet sağlayıcıların gereken adımları atmadığını üzülerek görüyoruz. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30-40 şiddet olayı yaşanmaktadır. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Şiddet, direkt olarak sağlık çalışanına olmakla birlikte, sağlık sunumunu engellemesi nedeniyle dolaylı yoldan vatandaş da şiddetin olumsuz sonuçlarına maruz kalmaktadır.

Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir!

Sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Kuşkusuz kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak karşılanamamasının, vatandaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Angaryaların yüklendiği gereksiz raporlar, negatif performans uygulaması, önü alınamayan usulsüz istekler Aile Sağlığı Merkezlerini huzurlu çalışılan, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürüldüğü yerler olmaktan çıkartmaktadır. Kapıdan giren her kişinin potansiyel bir tehlike olabileceği duygusu hekimlerde ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarında tarifsiz gerginlik yaratmaktadır. Hekimler bilime ve yasalara göre davranmaları durumunda idare, toplum ve medya tarafından yalnız bırakılacağı hatta suçlanabileceği kaygısı taşımaktadır. Her gün yaşanan yıpratıcı ve tüketici bu süreç şiddetin de eklenmesiyle yok edici olmaya başlamıştır. Ancak, açık olarak görülen bir başka gerçek, kamu otoritesinin, sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken etkin önlemleri almadığı, caydırıcı cezaları yürürlüğe sokmayarak, hasta memnuniyeti esasıyla sağlıkta iyiliği değerlendirdiğidir. Bu yanlış tutum, daha birçok hekimin ve sağlık çalışanın şiddete uğramasına ve can kayıplarıyla karşılaşılmasına neden olacaktır.

Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarının temsilcileriyle sorunun çözümüne yönelik işbirliğine gitmesi zorunludur.

Artık tek bir sağlık çalışanının bile şiddete uğramasına tahammülümüz yoktur. Sağlıkta şiddeti önleyici yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır. Aksi takdirde sağlıkta etkin bir şiddet yasası çıkana dek haklı mücadelemiz artarak devam edecektir.”

Dr. Süleyman Akyıldız sözcülüğünde Atatürk Anıtı önünde gerçekleşen basın açıklamasına sağlık personellerinin yanında sivil toplum örgütleri ve birçok vatandaş katılım sağladı.

AdminAdmin