Siyaset
Giriş Tarihi : 24-01-2011 23:52   Güncelleme : 24-01-2011 23:52

CHP İl Teşkilatı Mumcu'yu Andı

Uğur Mumcu Ölümünün 18. Yıldönümünde Uğur Mumcu meydanında bir etkinlik düzenlenerek anıldı.

CHP İl Teşkilatı Mumcu'yu Andı
CHP İl teşkilatı Sinop Uğur Mumcu Meydanında düzenlediği bir etkinlikle 18 yıl önce aramızdan ayrılan Mumcu'yu andı.
 
İl Teşkilatının Mumcu Anısına Yayınladığı Bildirge:
 
Yazıları ve düşünceleri için SAKINCALI PİYADE ilan edilen ve Susmayı kendi kabuğuna çekilmeyi çağın suçu olarak niteleyip, “cesur bir kere, korkak bin kere ölür” diyen.

“Ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben Laik’im, ben Anti-emperyalistim, ben özgürlükçüyüm, ben Bağımsız Türkiye’den yanayım.

Ben İnsan Hakları savunucusuyum.

Ben terörün karşısındayım.

Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.

Öyleyse, vurun, parçalayın!

Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.” Diyen korkusuz Gazeteci-Yazar Uğur MUMCU’ nun şehit oluşunun üzerinden 18 yıl geçti.

Uğur Mumcu’nun katledilişinin üzerinden 18 yıl geçti. Bu süreçte, 13 hükümet, 15 İçişleri Bakanı, 13 Adalet Bakanı değişti ancak olay tüm boyutlarıyla aydınlatılamadı.

SAKINCALI PİYADE UĞUR MUMCU, KİTLELERE MAL OLMUŞ Devrimci bir GAZETECİYDİ. Uğur MUMCU’ yu kitlelere mal eden neydi? O’nu unutturmayan özellikler nelerdi?

*Yaşamı; bir kişiye yapılan haksızlığı, bütün topluma yapılmış sayıp, bu haksızlığa kalemiyle verdiği savaşla geçti.

*Ödünsüz bir Cumhuriyetçi, Atatürkçü, yürekli bir devrimci olan Uğur MUMCU’ yu “İnsan onuruna yaraşan hak ve özgürlükler, bütün toplumu kuşatsın, adaletin eli herkese uzansın, demokrasi yaşama biçimi olsun” diyerek, mücadele verdiği için unutmadık.

*Göz göre göre öldük ey halkım, unutma bizi!

Bağımsızlık M. Kemal’den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kanımızı döktük sokaklara.

Mezar taşımıza basa basa devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üstleri kaldırılsın dedik sokak ortasın da sorgusuz sualsiz vurdular.

Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadık, öldük ey halkım, unutma bizi!

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi,

Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi!

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi.

Hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi!” dediği için unutmadık.

*Halkın alın terini savunanlar, hiçbir korkunun yükü altında ezilmediler. Yabancı sermayeye, uluslar arası kapitalizme karşı dövüşenler, hiçbir ayıbın yüz kızartısını taşımazlar” dediği için unutmadık.

*Düşünce kirliliği örgütlü hale dönüştüğünde neler olabileceğini sezgileriyle değil, bilgi birikimiyle, araştırmalarıyla binlerce kez kanıtlamıştı. Demokrasiye, düzene, hırsızların katillerin gölgesi düşüyordu. Ankara’ ya ölümün kokusu ulaşıyordu. O’ da bu kokuyu duyuyor ama korkmadan yazıyor, yazıyordu.

*Hırsızları, hayırsızları, demokrasi düşmanlarını, devleti dolandıranları, ülkeyi batağa ve karanlığa götürenleri, anarşiyi, terörü ve kaynaklarını, mafyayı, kirli ilişkilere girmiş siyasileri, bürokratları, Cumhuriyet düşmanlarını araştırıyor, buluyor ve kanıtlarıyla yazıyordu.

*Ülkeyi orta çağın bağnaz karanlığına götürmek için uğraşan şeriatçıları, Hizbullah’ı, iç ve dış bağlantılarını, Körfez savaşının altındaki ABD gerçeğini, dış sömürgeci güçleri ve yerli işbirlikçilerini yazıyordu.

*O bir SAKINCALI PİYADE idi. Hırsızlar, namussuzlar, şeraitçiler, emperyalistler, bölücüler için SAKINCALI PİYADE idi o. Yazdığı gerçekler uğruna cezaevlerinin konuğu oldu. İşkencelerden geçti. Acı çekti. Ama hiç bir şeyden yılmadı. Korkmadı. Yazdı, yazmaya devam etti. Toplumu her zaman uyardığı için unutmadık.

 

*Günümüzde Uğur MUMCU’ nun altını çizdiği ve öngördüğü tehlikeler yaşanılarak görülmüştür. Altını çizdiği tehlikelerin bir kısmı hala devam etmektedir.

Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin Laik, Demokrat, Sosyal, Devrimci, Halkçı, Ulusçu esasları yerine dinsel esasların yerleştirilmeye çalışıldığını, Cumhuriyetimizin Üniter yapısının tartışılmaya başlandığını, Cumhuriyetin ekonomik kazanımlarının tek tek belli kesimlere özelleştirme adı altında peşkeş çekildiğini, iktidar sahiplerinin demokratik yönetime, dinsel esaslar çerçevesinde, yeniden şekil verme gayretlerini görüyor ve biliyoruz.

ANCAK: Uğur MUMCU’ nun her parçasından çıkan O’ nun gibi milyonlarca Uğur MUMCU bu gerici, yobaz, ülkeyi ortaçağ karanlığına götürecek anlayışlara asla izin vermeyecektir.

Son 57 yılın iktidarları toplumun özgürce haber alma haklarını engellemek için her türlü baskı, şantaj, rüşvet ve çıkar sağlama gibi yöntemleri kullanmışlardır.

Kullanmaya devam etmektedirler.

Çok değişik yöntemler ile kalemler ya satın alınmakta ya da sesi kısılmak istenmektedir.   Bu girişimler ülkenin birliğine ve gelişmesine, halkımızın demokratik haklarının kullanılmasına vurulan en büyük darbedir.

Faşist ve karanlık güç çevreleri, Ulusalcı ve Devrimci ruha sahip Uğur MUMCU’ nun tek silahI olan kalemini satın alamamışlar ve bu kalemi durdurmanın yolu olarak bedenini ortadan kaldırmayı seçmişlerdir.   

Birileri için artık tehlikeli olmaya başlayan UĞUR MUMCU susturulmalıydı. Ve 24 Ocak 1993 günü saat 13.00’de arabasına konan bir bomba ile aramızdan aldılar UĞUR’ u.

UĞUR MUMCU’ yu ve onun gibi dava adamları olan MUAMMER AKSOY, BAHRİYE ÜÇOK, AHMET TANER KIŞLALI, ONAT KUTLAR, NECİP HAPLEMİTOĞLU, ABDİ İPEKÇİ ve daha birçok devrimciyi yok edenler şunu unutmasınlar ki UĞUR MUMCU’nun ve devrimcilerin fikirleri, hiçbir zaman UNUTULMAYACAK.

Devrimci GENÇLİĞİMİZ ve HALKIMIZ O’ nu ve O’ nun gibileri asla unutmayacak, daima kalbinde beyninde YAŞATACAKTIR.

“UNUTMA EY HALKIM” dedin. UNUTMADIK.

  UNUTMAYACAĞIZ.

  UNUTTURMAYACAĞIZ. . .

  YATTIĞINIZ YERLERDE RAHAT UYUYUNUZ.

Geçmişte başlayan ve günümüzde de devam eden özgür basına ve mensuplarına karşı tezgâhlanan tüm girişimleri şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Kalemlere uzanan silahların susturulduğu gelecekte yaşamak dileği ile saygılar sunarız.

AdminAdmin