Siyaset
Giriş Tarihi : 23-12-2014 12:41   Güncelleme : 23-12-2014 12:25

Ersoy'dan '17 Aralık' Değerlendirmesi

TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy sosyal paylaşım sitesi üzerinden yapmış olduğu bir değerlendirme yazısında geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan "17 Aralık" olaylarına değindi ve şu anda ülke gündeminde olan bazı gazeteci ve kişilerin gözaltına alınma ve ifade verme süreçleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Ersoy'dan '17 Aralık' Değerlendirmesi
 TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy sosyal paylaşım sitesi üzerinden yapmış olduğu bir değerlendirme yazısında geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan "17 Aralık" olaylarına değindi ve şu anda ülke gündeminde olan bazı gazeteci ve kişilerin gözaltına alınma ve ifade verme süreçleri hakkında açıklamalarda bulundu.


Ersoy yaptığı paylaşımında  "Bugün çok şeyler söylenecek, çok şeyler okuyacaksınız. Ancak şu kadarına dikkatinizi çekmek istiyorum..Yolsuzluk kısmı ayrı birşey, yapan cezasını mutlaka çekmelidir.. Yargılanmalıdır kim olursa olsun.. Yetimin hakkına uzanan el asla affedilmemelidir.." dedi ve şunları kaydetti:

"17 ARALIK......
Değerli Kardeşlerim,
Bugün 17 Aralık.. Yolsuzluklara ilgili bazı iddialar üzerine, devletine ve milletine her türlü ihaneti ve kumpası yıllardır kurduğunu sonrasında çok net bir şekilde gördüğümüz çetenin devleti ele geçirme girişiminin yıldönümü..
Bugün çok şeyler söylenecek, çok şeyler okuyacaksınız..
Ancak şu kadarına dikkatinizi çekmek istiyorum..
Yolsuzluk kısmı ayrı birşey, yapan cezasını mutlaka çekmelidir.. Yargılanmalıdır kim olursa olsun.. Yetimin hakkına uzanan el asla affedilmemelidir..
Ancak bunları bahane ederek Başbakan hakkında dönemin başbakanı ifadesini kullanarak önceden hazırlanmış fezlekeleri işleme koymak ihanettir..
Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren tırları durdurup içini ifşa etmeye çalışmak ihanettir...
Devletin Başbakan'ını, MiT'ini, Genelkurmay'ını, Bakanlıklarını dinlemek ve bu konuşmaları servis etmek, ifşa etmek, basında yayınlamak ihanettir..
Kendilerine dokunan herkesi türlü türlü kumpaslara ortadan kaldırmaya çalışmak ihanettir...
Meşhur kadınların kimlerle beraber olduklarını tespit edip himmet toplarken şantaj malzemesi olarak kullanmak için dinlemek alçaklıktır..
Devletin kurumlarına yuvalanarak ele geçirilen her imkan ve fırsatı devletin için değil, çeten için kullanmak ihanettir...
Şimdi şu soruların cevabını da düşünelim lütfen...
Bu iddialar ortaya atılırken bir camiayı suçlamayın elinizde ne varsa çıkarın ortaya suçlular cezasını çeksin deniliyor..Peki ifade vermeye çağrılmayı bile zulüm olarak görenler, şova dönüştürenler ve bütün dünyayı ülkemiz aleyhine ayağa kaldırmaya çalışanlar neden bu kadar yaygara koparıyorlar?
Türkiye'de ilk defa ifade vermeye onlar mı gidiyor?
Ifade bile vermeyeceklerse gerçekler ya da suçlular nasıl ortaya çıkacak?
Sahi bugün bu yaygarayı koparan şovmenler dünlerin mazlumları için neden hiç kıllarını kıpırdatmamışlar?
Sahi kumpasları, uydurma delilleriyle yıllarca cezaevinde yatanlara bırakın ifade alınmak için yapılan davete bu kadar kopardıkları yaygarayı, bir kez olsun empati yapmışlar mı?
Sahi 
Tayyip Erdoğan'a, AK Parti'ye birileri dokunmak istediğinde, haksızlık yapıldığında, Partisi kapatılmak istendiğinde, 367 kararları alındığında, başörtüsü garabetlerinde ses, sadece islam dünyasından yükselir Batı'nın umurunda bile olmazken, kurulan bir kumpasla yıllarca cezaevinde yatırılan samimi bir mümin grubun başına örülmek istenen çorap araştırılmak için ifadeye çağrılan bu insanlar sözkonusu olduğunda neden İsrail'i, ABD'si, AB'si hep birlikte avazları çıktığınca bağırırlar?
Gazeteleri gece baskıyı durdurup yeni baskıya girerler? Ne olur yani gazeteciler hiç suç işlemez mi? Dünyanın her yerinde idama götüren müslümanlara hiç ses çıkarmayanlar, ifadeye götürülen bu beyler için neden yeri göğü inletirler?
Hırsızın Allah da mahkemeler de belasını versin dostlarım, ama safımızı belirlerken devletimize, milletimize, değerlerimize ihanet edenlerle, İsraille, Yüzyılımızın zalimleriyle iş tutanlarla beraber olmayalım...
Bu soruşturmayı bile basın özgürlüğüne darbe diye sunmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeyelim..
Hani deniliyor ya bütün bunlar 17-25 Aralık'ı örtmek için yapılıyor... Tam tersi yolsuzluk iddiaları bahane edilerek, Devletimiz ve Milletimiz'e gözünü kırpmadan ihanet edebilen, hain, işbirlikçi bir çete masum masum sahiplendirilmeye ve aklanmaya çalışılıyor... Aman dikkat...
Hala öyle değiller mi diyoruz, bırakalım yargı görevini yapsın, ifade bari versinler....."

hakan akbaşhakan akbaş