2018 yılı merkezi yönetim kesin hesap kanun teklifinin ikinci maddesi üzerine konuşmasını gerçekleştiren Karadeniz, konuşmasına ilk olarak Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e dönerek, “Adalet ve Kalkınma Partisinin Adalet Bakanı olarak bu ülkede eğer adalet yoksa, eğer insanlar korkuyorsa, insanlar rahat düşünemiyorsa, gelirde, bütçede, servette, vergide adalet yoksa çok fazla bütçe üzerinde konuşmaya gerek yok diye düşünüyorum” cümleleri ile başladı.
Bütçeden Ekonomiden Önce Adaleti Hakkı ve Hukuku Sağlamak Zorundayız
Türkiye ekonomisinde her şeyden önce adaletli ve eşit gelir dağılımının önemini vurgulayan ve ülkedeki yaşanan ekonomik sorunları en basit şekliyle ifade etmeye çalışan Karadeniz, “Vatandaşın her biri gelir uzmanı oldu. Vatandaşın her biri bir bütçe uzmanı oldu çünkü iktidara geldiğiniz günden beri 2002 yılından beri bu vatandaş öyle çile çekiyor ki… Esnaf, ipte yürüyen cambaz gibi sağa düşeyim mi sola düşeyim mi derdine düştü, günü kurtarmanın derdinde.
Çiftçi üretemiyor. İşçinin hali belli memurun hali belli emeklinin hali belli… Çocuklar üniversite okuyor, işsizlik almış başını gitmiş. İş dönüyor dolanıyor adalete geliyor” diyerek konuşmasını sürdürdü.
Sarayın Bütçesinden Çıkan Harcamaları Söylemeye Utanıyorum
“2017 yılında Cumhurbaşkanının ikamet ettiği yerin bütçesi 1.648.000 lira, 2018 yılında 2.818.000, 2019 yılında ise 3.152.000 lira… Bu kabul edilebilecek bir şey değil” diyen Karadeniz’in sözlerine tepki gösteren milletvekillerine yanıt olarak “Muhalefetin söylediklerine biraz dikkat edin. Burada ülkesini vatandaşını seven 600 milletvekili var hep sizin dediğiniz doğru olmaz. Giderken de insanlara saygı duyarak gidin” diyerek konuşmasına devam etti.
Diplomalı İşsizler Ordusu Yarattık
İşsizlik oranının her geçen yıl katlanarak artmasından dolayı genç işsiz nüfusunun % 27 seviyelerinde olduğunu kaydeden Karadeniz “Bu ülkede genç işsizler var. Ülke gençlerinin % 27’si işsiz. Gençler üniversiteyi bitiriyor öğretmen oluyor, annesi babası üç kuruş para arttırarak çocuğuna para yolluyor, üniversite bitiyor, öğretmen olamıyor çünkü öyle bir şansı yok. Tekrar bir üniversite daha okuyor ardından bir üniversite daha… Diplomalı bir işsiz ordusu yarattık nereye gidiyoruz bir düşünüyor musunuz” diyerek ülke gençlerinin işsizliğinden bahsederken öte yandan ülke sınırları içerisinde olan 4 milyon Suriyelinin ekonomiye ağır bir külfet olduğunu vurguladı.
Türkiye’de Bir Yılda 450 Bin Suriyeli Çocuk Dünyaya Geldi
Mülteci konumunda Suriyeli vatandaşların son bir yılda 450 bin çocuk daha dünyaya getirdiğini ve her geçen yıl ülke içerisinde artan nüfuslarının Türkiye ekonomisine yük olduğunu vurgulayan Karadeniz “Ülkede 4 milyon Suriyeli var. Bu dört milyon Suriyeli geçen bir yıl içinde 450 bin çocuk doğurmuş. Türkiye nüfusu 82 milyon ve bir yıldaki doğum sayısı yalnızca 1 milyon 200 binken, Suriyeli mülteci vatandaşlarımız 450 bin çocuk doğurmuş” diyerek Suriyeli mültecilerin nüfus artış hızının bir hayli olduğundan altını çizdi.
“Suriyeli her bir fert başına 126 lira para veriyoruz. Bu 2016’dan 2019 yılına kadar 4 milyar 400 milyon gibi bir rakam olmuş. Benim şehrimdeki Hüseyin’in oğlu da üniversite bitirsin iş arasın siz Suriyelilere 4 milyar 400 milyon yardım edin. Bizim Sinop’ta bir laf vardır eve lazım olan camiye haram diye” sözlerine devam etti.
“Bu ülke çok değerli bir ülke Kurtuluş Savaşında bütün vatandaşları şehit kanıyla kurulmuş bir ülke bu ülkedeki insanlar birlik beraberlik ve huzur istiyor ilk başta da adalet istiyor. Adaleti kuramazsak halkın seçtiği milletvekillerinin halkın iradesini buraya yansıtamazsak söylediklerimizin hepsi boş oluyor” diyen Karadeniz yapmış olduğu konuşmada son olarak ekonomik boyutta Nükleer Santral konusundan da bahsetti.
“Bizim ülkemizin acil bir şekilde güçlendirilmiş parlamentoya ihtiyacı var. Türkiye’de insanlar kan ağlıyor geliyorsunuz 36 milyar dolara Nükleer Santral yapacağım diyorsunuz. Para yok pul yok nerden neyi nasıl yapıyorsunuz? Çevreyi korumuyorsunuz, vatandaşı korumuyorsunuz, işçi yok, köylü yok, çiftçi yok, adamın mazot alacak parası yok. Diyorsunuz ki çiftçi çok iyi yerlerde! Ben göremedim siz görebiliyor musunuz? Gittiğiniz yerlerde bu ülkede gerçekten iyi bir durumdayız diyen var mı? Evet yüzde 10’luk bir kesim memnun ama o yüzde 10’luk bu kesim bu ülkenin yüzde 86’lık servetine sahip.
Ben size yıkıcı olarak değil, yapıcı bir konuşma yapmaya çalıştım. Bu ülkede birlik beraberliği sadece sizle sağlayamayız ötekileştirmeyin insanları” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
