Siyaset
Giriş Tarihi : 18-12-2017 14:17   Güncelleme : 18-12-2017 14:23

Saadet Partisi Önemli Açıklamalarda Bulundu

Saadet Partisi Sinop İl Başkanlığı’nca düzenlenen basın toplantısında, Parti Yöneticilerince çeşitli açıklamalarda bulunuldu

Saadet Partisi Önemli Açıklamalarda Bulundu

Saadet Partisi Sinop İl Başkanlığı’nca düzenlenen basın toplantısında, Parti Yöneticilerince çeşitli açıklamalarda bulunuldu.

Saadet Partisi Sinop İl Başkanlığı tarafından düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında, Parti Yöneticileri çeşitli konularda açıklamalarda bulundular.

Saadet Partisi Sinop İl Başkanı Cavit Üçüncüoğlu basın toplantısındaki açılış konuşmasında, yapmış oldukları Parti çalışmaları ile ilgili çeşitli bilgiler verdi.

Saadet Partisi İl Başkanı Cavit Üçüncüoğlu ile birlikte, Sinop İstanbul Milli Görüş Oluşumu (SİMGO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Aydın İl Başkan Yardımcısı – Sinop eski İl Müfettişi Şerafettin Akyüz ve SİMGO Yönetim Kurulu Üyesi – Sinop İl Müfettişi Ramazan Bulca’nın da katıldığı basın toplantısında konuşan Şerafettin Akyüz, Sinop’taki Milli Görüş ve Saadet Partisi yapılanması ile ilgili çalışmalar yaptıklarını belirterek daha sonra şunları söyledi:”

Biz; rahmetli Erbakan Hocam tarafından 2011 yılında İstanbul’da Sinop’a kültürel yönde destek sağlanmak üzere,’Sinop Milli Görüşçüler’ adında bir dernek kurmuştuk. Bu dernek İstanbul’da Sinop’lular tarafından yürütülmektedir. Bu derneğin amacı; Sinop’ta Milli Görüş yapılanmasıyla ilgili katkı ve destek sağlamakla ilgili çalışma yapmaktı. Biz de geçen sene arkadaşlarımızla Aydın’da oturmamıza rağmen dediler ki biz sizi yönetim kuruluna alacağız. Teşkilat olarak SİMGO’nun Yönetim Kurulu’na girdik. İki ayda bir İstanbul’daki toplantıya katılıyoruz. Şu anda SİMGO, Sinop’lu Milli Görüşçüler Adil Düzen Derneği olarak İlçeler düzeyinde de teşkilatlanmaya başladı. Bu derneğin amacı; oradaki Sinop’luları örgütlemek, aynı zamanda Sinop’taki çalışmalara eğitim yönüyle, maddi yönden nasıl destek sağlanabilir, neler yapılabilir, bu konuda görüşmeler yapmaktır. Biz de bu konuda İstanbul’daki dört beş tane toplantıya katıldık ve iki ayda bir bu toplantılara devam ediyoruz. Şu anda İstanbul’da Sinop’un değerleriyle ilgili 23 Aralık’ta bir panel yapılacak. Burada iki konu işlenecek. Birisi; Sinop’taki Seyyit Bilal Hazretleri, diğeri de rahmetli Hocam Erbakan Sinop’lu olması sebebiyle Sinop’un yetiştirdiği bir evladı olarak bunu da bir kardeşimiz panelde değerlendirecektir.

Biz İstanbul’da Sultançiftliği’nde yaptığımız toplantıda şöyle bir karar aldık: Dedik ki; biz buradaki kararlarımızı Sinop’a aktaralım, Sinop’taki çalışmaları da İlçe Başkanlarıyla Sinop’u masaya yatıralım. Üç saat, beş saat bir değerlendirme yapalım. Sinop’u kültürel yönüyle nasıl ayağa kaldırabiliriz, nasıl sahip çıkabiliriz, bununla ilgili 10 Ekim’de yaptığımız toplantıdan sonra bu günlerde 15-16-17 Aralık’ta yapacağımız toplantıları proje olarak belirledik. Dolayısıyla, bu toplantıyı da bu proje doğrultusunda yapıyoruz. İnşallah yarın saat 10’da burada İlçe Başkanlarıyla yapacağımız toplantıda Sinop’taki Milli Görüş yapılanması ve Saadet Partisi’nin yapılanması nasıl gerçekleşebilir, neler yapabiliriz, bununla ilgili değerlendirmeleri yapacağız, notlarımızı alacağız, bu notlarla birlikte kısmet olursa, 5-6-7 Ocak tarihlerinde İstanbul’da bu çalışmalarımızı oraya masaya götüreceğiz ve orada planlamalarımızı devam ettireceğiz. Yani; ben şu anda Aydın’da Teşkilat Başkanıyım ama İstanbul’daki SİMGO’nun Yönetim Kurulu Üyesi olarak da iki ayda bir Sinop’ta toplantılara katılmayı düşünüyorum. Biz bu memlekette yetiştik, bu toprağın insanıyız. Benim hiçbir şahsi çakırım olmamasına rağmen, iki ayda bir Sinop’a gelmeyi düşünüyorum, bu toplantılara devam edeceğiz. Zaten bu sene Mayıs ayında Öğretmenevi’nde 100-150 kişilik bir toplantı yapmıştık. Dolayısıyla; arkadaşlar SİMGO olarak çalışmamızın ana noktası budur.

Şimdi bir de Milli Görüş ile ilgili kısa bir bilgi vereyim. Bildiğiniz gibi Milli Görüş Hareketi rahmetli Erbakan Hocamın sağlığında başlayan bir zihniyet yapılanmasıdır. Bu yapılanma, Hakkı üstün tutan bir yapılanmadır. Bu yapılanma aynen şuna benzer: Biliyorsunuz ki bir kaşık yoğurdu 25 kilo sütün içine kattığınız zaman bu maya sütü mayalandırarak yoğurt haline getirir. Yani Hak merkezli düşünce de her zaman doğruluktan yanadır, haktan yanadır, adaletten yanadır, çizgi budur. Ben, rahmetli Hocamla birlikte 1973’ten beri beraber çalıştık. 20 yıl parti müfettişi olarak çalıştım. 8 yıl da Tayyip Bey’in, Bülent Arınç Bey’in ve Abdüllah Gül Bey’in de katıldığı Genel İdare Kurulu’nda sekiz sene iki dönem görev yaptık. Dolayısıyla, şu anda yine aynı çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Bildiğiniz gibi Milli Görüş Hareketi başladığı günden beri Ülkemiz ile ilgili çok güzel gelişmelere imza atmıştır. Birincisi; Milli Görüş Harekezi 1974 yılında 48 Milletvekili, 3 Senatörle Meclis’e girmiştir. Meclise girdiğimiz sene rahmetli Bülent Ecevit ile hükümet ortaklığında ilk defa Kıbras Barış Harekatını, rahmetli Erbakan Hocamın bulunduğu Başbakan Yardımcılığında görev yaptığı bir dönemde  Kıbrıs Barış Harekatı yapılmıştır. Onun dışında hiçbir zaman bu kadar büyük sıkıntılar olmasına rağmen daha önceki hükümetler döneminde Kıbrıs’a çıkartma yapılamamıştı. Bunun akabinde, bakınız mayamızın nasıl harekete geçtiğini ispatlamak için söylüyorum; arkasından 1977 yılında Milliyetçi Cephe hükümeti döneminde beraber kurduğumuz koalisyon döneminde, hatta Ecevit döneminde Türkiye’de 200’e yakın fabrika temeli attık. Bu temellerin atılmasında birçoklarında Cenab-ı Allah bizlere de nasip etti. Birçok fabrikalar üretime geçti. Hatta, 1978 yılında temeli atılan fabrikalardan 70 tanesini bizzat rahmetli Erbakan Hocam temelini attı ve üretime de açtı. Akabinde tabii 1980 ihtilali oldu, arkasından Özal geldi. Dış güçler, rahmetli Hocamın kurduğu fabrikaları kapattırmak için elinden gelen gayreti gösterdi. Dolayısıyla, biz 1991 yılında gayretli çalışmalarımızla Türkiye’de birçok Büyükşehir Belediyesini aldık. Bu belediyelerde Milli Görüş yapılanmasını milletimize gösterdik. Hakikaten çok güzel hizmetler yapıldı.

Hiç unutmuyorum, rahmetli Erbakan Hocam İstanbul Büyükşehir belediyesine ciddi bir ekip göndererek Milli Görüş yapılanmasında Belediyecilik nedir, Tayyip Bey’e bu konuda çok destek oldular. Bunun akabinde İstanbul, Sivas, Urfa, Van gibi büyükşehir belediyelerini aldıktan sonra arkasından 1996 yılında hükümet olduk. 162 milletvekilimiz vardı. Bu dönemde rahmetli Erbakan Hocam çok sıkıntılar geçirilmesine rağmen, bildiğiniz gibi ekonomiyi teslim aldı. 35 milyar dolar borcumuz olan Türkiye’nin iç ve dış borcunu 22 milyar dolara düşürdü. Bağ-Kur emeklisine %300 zam verdi, diğer emeklilere %200 zam verdi. Buna rağmen de 11 aylık hükümet döneminde denk bütçe yaparak Türkiye’nin bir kuruş borcunu yükseltmeden 11’nci ayın sonunda bildiğiniz gibi hükümet devrildi. Ama bu arada da rahmetli Hocam Amerika’ya rağmen, küresel güçlere rağmen ne yaptı, D-8’i kurdu. D-8’i kurduktan sonra Amerika baktı ki dünyadaki sinonist güçler, bu Erbakan böyle giderse biz bunun önüne geçemeyeceğiz dediler. Hatta yabancı güçlerden bir Amerikalı yetkili, biz Milli Nizam’ı kapattık bu Erbakan Milli Selamet’i kurdu, Milli Selamet’i kapattık Refah’ı kurdu, Refah’ı kapattık Fazilet’i kurdu, Fazilet’i kapattık Saadet’i kurdu bununla başa çıkamayız. Bunun üzerine beton dökmemiz lazım dedi ve bunun akabinde de bizim içimizden birilerini belli imkanlar vererek, menfaat sağlayarak, makam mevki vererek iktidar yaptılar.

Aslında arkadaşlar biz Türkiye’den 28 Şubat’ın yapılmasıyla Türkiye’de zaferimizi ilan ettik. Nasıl zaferimizi? Yani, dış güçler artık bildiğiniz gibi 90’lı yıllardan önce memleketimizde ne vardı, sağcı-solcu gençler vardı, birbirlerini öldürüyorlardı. Amerikalı dış güçler bunun önüne geçemeyince baktılar ki bu işten bir şey çıkmıyor, Milli Görüş oyuna gelmiyor, Gençleri oyuna getirmiyor, hemen akabinde alevi-sünni ayrıştırması için birtakım gayretler içine girdiler. Milletimiz bu oyuna da gelmedi. Arkasından Kürtçü-Türkçü ayrımcılığını ortaya koydular, yine Milletimiz bu oyuna gelmedi. Neticede başka çare bulamadılar, bizim içimizden birilerini birtakım yerlerde görüşmeler yaparak, biz bunları çok iyi biliyoruz, cezaevlerinde kimlerle görüşüldüğünü, dört ayda neler yapıldığını, Tayyip Bey’in durumunu çok iyi biliyoruz” dedi.

Şerafettin Akyüz ayrıca; kendi hükümetleri döneminde bıraktıkları 22 milyar dolar olan dış borcun da bugün 935 milyar doları geçtiğini sözlerine ekledi.

Erkan TaşErkan Taş