Siyaset
Giriş Tarihi : 24-06-2012 11:35   Güncelleme : 24-06-2012 11:35

Türmen, Açıklık Getirdi

Uluslararası Hukuk Alanında Dünyanın Kabul Ettiği CHP İzmir Milletvekili Emekli Büyükelçi Riza Türmen'in Değerlendirmesi.

Türmen, Açıklık Getirdi

Uluslararası Hukuk Alanında Dünyanın Kabul Ettiği, Türkiye’nin İse En Önde Gelen Uluslararası Hukuk Uzmanlarından CHP Milletvekili Rıza Türmen, Türk Keşif Uçağının Düşürülmesinin Hukuki Boyutunu Ulusal Bir Gazetemizde Açıkladı.

-- Suriye’nin karasuları ve hava sahası sınırları nedir?

Benim bildiğim kadarıyla Suriye Denizler Hukuku Sözleşmesi’ne (DHS) taraf bir devlet. Hem DHS’de hem de uluslararası hukuk teamüllerinde, hukukun izin verdiği azami sınır 12 mildir. Bizim uçak bu alana girdi mi girmedi mi bilmiyoruz. Girmemişse bu açık denizde yapılan bir müdahaledir. Tamamen uluslararası hukuka aykırıdır, haklı gösterilemez. Eğer 12 mile girmişse o zaman bir hava sahası ihlali söz konusudur.

-- Bu durumda, bir ülkenin hava sahasının ihlal edilmesi o ülkeye uçağı düşürme hakkı verir mi?

Her hava sahası ihlali uçağın düşürülmesine yol açmamalıdır. Uluslararası hukuk açısından hava sahası ihlalinin uçağın düşürülmesine yol açması için çok ciddi koşullar olması lazım.

-- Hangi hallerde bir uçak düşürülebilir?

Uçağın hava sahası ihlal edilen ülkeye bir saldırı amacıyla gelmesi, bu ülkenin de meşru müdafaa için uçağı düşürmek zorunda kalmış olması gerekiyor. Dahası uçağı düşürmeden önce pilotlara ikazda bulunması, yanıt alamaması ve güç kullanmanın orantılı olması gibi koşulların da sağlanması gerekir. Burada koşulların sağlandığını ispat edecek olan Suriye’dir. Yani göstermesi lazım ki bu koşullar gerçekleşmiştir. Ama böyle gözükmüyor. Türk uçağı hava sahasını ihlal etmiş olsa bile, ki bu bir egemenliğin ihlalidir, uçağın düşürülmesi haklı görülemez. Herhalde bombardıman için, saldırı için gitmedi. Sınır, bir yanlışlık sonucu geçilmişse, uçağın düşürülmesini haklı göstermez.

-- Burada hem hava sahasını ihlal eden ülkenin, hem de uçağı düşüren ülkenin aynı anda hukuken kusurlu olmaları gibi bir durum mu söz konusu?

Tabii sivil uçakların bile hava sahasını ihlal etmemesi lazım. Hiçbir ülkenin diğerinin hava sahasına girip ihlal etmemesi lazım. Bu bir egemenlik ihlalidir. Hele ki savaş uçaklarının hava sahalarını hiç ihlal etmemesi lazım. Bu, tabii ki, bir uluslararası hukuk ihlalidir ama Suriye’nin yaptığı daha büyük bir ihlaldir. Hava sahasının ihlali daha büyük bir ihlali meşru göstermez.

-- Devletler hukukunda hava sahası ihlalleri halinde başvurulabilecek meşru yaptırımlar neler?

Sivil uçaklarla ilgili hukuk ICAO Sözleşmesi’yle ve Sivil Havacılık Teşkilatı tarafından belirlenir. Ama bu düzenlemeler savaş uçaklarını kapsamaz. Bu bakımdan Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’na bakmak lazım. Silah kullanılması BM Şartı’nın 2’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında yasaklanmıştır. Silah kullanımı ancak belli şartlar altında meşru olabilir. Ortada barışa yönelik bir tehdit varsa ülkeler BM Güvenlik Konseyi’ne gidebilir. Ama bunların hiçbiri bu olayda yaşanmış gibi görünmüyor. Elbette bu konuştuklarımız da eğer uçak 12 milin içinde düştüyse geçerli. Dışındaysa zaten uçağın düşürülmesi söz konusu olamaz.

-- Uçağı düşürülen ülke devletler hukukuna göre karşı taraftan neler talep edebilir?

Böyle bir durumda Suriye’nin bir sorumluluğu doğar, tazminat ödemesi gerekir. Bu durumu tamir edecek şeyler yapması lazım. Uçak tamamen bir yanlışlık sonucu düşürülmüşse düşüreni bulup onu cezalandırması lazım. Bir tazminat ödenmesi lazım, bir özür beklentisi de olabilir. Eğer Suriye bunu kasıtlı olarak yaptığını kabul ederse, o zaman bu, düşmanca bir hareket olur.

-- ‘Casus belli’ diyebilir miyiz buna?

‘Casus belli’ demek ağır tabii. Bunun karşılığında savaş çıkarmak da uluslararası hukuk açısından çok ağır.

-- Bu olay NATO’yu ilgilendirir mi? 4 ve 5’inci maddelerin gündeme gelmesi söz konusu olabilir mi?

NATO’yu ilgilendirmez. Suriye NATO üyesi değildir. 4 ve 5’inci maddelere gelince NATO’nun bu maddeleri uygulamaya koyacağını söylediğini ben hiç görmedim, böyle bir şey söylenmedi.


1995-1996 yılları arasında Bern Büyükelçisi olduğu dönemde cesareti, babacanlığı, pozitif yaklaşımıyla kendisini tanıma fırsatına kavuştuğum değerli büyüğüm, devlet adamı RIZA TÜRMEN’İN BİOGRAFİSİ…

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Türmen yüksek lisansını Kanada'da yaptı. Türkiye'ye dönünce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesin'de doktorasını tamamladı.

Dışişleri Bakanlığı'nda çeşitli görevlerde bulundu. 1985’te Singapur’a atanarak Türkiye’nin en genç büyükelçilerinden biri oldu. 1995-1996 yıllarında Bern Büyükelçisi, 1996-1998 yılları arasında da Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi oldu.

Türkiye’nin uluslararası hukuk alanındaki en önemli isimlerinden biri olan Türmen, 1998'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığına seçildi ve 2008'e kadar bu görevde kaldı.

Türmen 12 Haziran 2011 seçimlerinde CHP'den İzmir milletvekili seçilmiştir.

Hurriyet

AdminAdmin