Bir ülke kötü yönetiliyorsa bundan en çok çocuk ve kadınlar zarar görür. Çünkü kötü yönetilen ülkelerde kadın ve çocuk korunmasız ve savunmasız olarak çaresiz bırakılır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bazı günleri kutlamak içimizde isyanlara dönüşmekte. 19 Yaşında sevmekten başka suçu olmayan Hatice Fırat, töre cinayetine kurban giderken ,''KADINLAR GÜNÜ''nü kutlamak bir anlam ifade edebilir mi?
Bu ülkede ,kadınlarımızın yüzde 42'si şiddet görmektedir ve bunu kimse ile paylaşamamaktadır. Şiddet ,kadının hamileliğinde de devam etmektedir. Ama gencecik kızlarımızı, kadınlarımızı öldüren, suçu sabit katiller serbest bırakılabiliyor ta ki yüreği yanan anne baba itiraz edince tekrar içeri alınıyor.
Kadın,'şiddet gördüm' diye şikayette bulunuyor,medyada dayak yemiş fotoğrafları yer alıyor,'beni öldürecek ,koruyun ' diyor ,dilekçeler veriyor.Çığlıkları havada kalıyor ve kocası tarafından öldürülüyor. Henüz 10 gün önce aynı dramı Arzu Yıldırım yaşıyor. ' can güvenliğim tehlikede ' diye savcılığa dilekçe veriyor, sonuç 8 kurşunla kocası tarafından öldürülüyor. Adana'da bir öğretmen bayanın ayrılma aşamasında olduğu kamyon şoförü eşi tarafından boğazı kesildi.
Ülkemizde araştırmalara göre 7 ayda 245 kadın öldürülmüş, 478 kadın tecavüze uğramış, 722 kadın taciz görmüş. Herhangi etkin bir önlem bu tablo karşısında alınıyor mu? ' Hayır.''
Her yıl yaklaşık 200 kadın töre cinayetine kurban gidiyor. Aile tarafından öldürülemeyen, kendini öldürmeye zorlanan kızlarımız, intihar olarak kayıtlara geçiyor. Ülkemizde her 3 evlilikten biri zorla ya da erken evlilik ki bazı yörelerde bu 12 yaşına kadar düşmekte, çocuk gelin sayısı 5,5 milyon olan bir ülkede çocuklarımızı dünyaya getiriyoruz.
TBMM'sine Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nden iki öğretim üyesinin verdiği araştırma raporuna göre Türkiye 'de kadınların içler acısı durumu ortaya çıkarılmıştır. 2001'de yürürlüğe giren Yeni Medeni Yasa , siyasilerin ''çağ atlıyoruz'' söylemlerine karşın ülkemizde halen 186 bin kadının kuması olduğunu, 7 milyon kadının ise başlık parası karşılığında bir bakıma satıldığını ortaya çıkarmıştır.
''Kocası iyi kazanıyorsa kadın çalışmamalı''diyen bakan,''Çalışan kadın aldatır '' diyen imam,'' Eşini biriyle görsen iki tokat vurmaz mısın?'' diyen millet vekili, ''Kadınların kriz döneminde işe girmesi, erkekleri işsiz bırakıyor'' diyen ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, saymakla bitmez erkek egemen toplumsal ve siyasal anlayış.
Sevgili Kadınlar,
Bu manzaralar eşliğinde bir gün için Dünya Kadınlar Gününü Kutlamak ama süreçte bu sosyal cinsiyet eşitsizliğine son verecek eylemleri yaşantımıza yaymak gerekmez mi?
''Onca Yoksulluk Varken'' kadınlara 3 çocuk dayatılıyorsa, eğitimde, ekonomiye katılımda ve sağlıkta fırsat eşitliği yoksa, kadına siyasal güç sağlanmıyorsa ve bir ülkede çeşitli nedenlerle sürekli göç yaşanıyorsa, feodalite tüm hükümranlığını sürdürüyorsa, sadece suçu sevmek olan daha nice Hatice Fırat'lara kıyılacaktır.
Gelin bize sunulan bu kara filmleri seyretmeyelim.Biz Cumhuriyet'in onurlu kadınları artık susmayalım. Nerede o Kurtuluş savaşında çocuğunun kundağını mermiye saran kadınlarımız. Nerede Elif'in Kağnısını süren Elif'ler. Kadınlarımızı siyasete çağırıyoruz. Bu ülkenin , bu olumsuzluklardan kurtulması, yine kadın duyarlılığının egemen olması ve kadının haklı mücadelesi ile mümkün olacaktır.
Türkiye 'de Kadın Olmanın zorluklarını biz kadınlar çok iyi bilmekle birlikte,bu zorlukları yenecek akıl gücümüzü kullanmayışımız bize bu zorlukları dayatmaktadır.Bu durumları sona erdirecek olan güç bizim emeğimiz olacaktır.
Bu emek ve güç doğru yerde birleştiğinde ''Kadının Kurtuluşu'' da gerçekleşecektir.
Unutmayalım
Bu hayat bizim ,bu ülke bizim,bu çocuklar, bu gelecek bizim
Öyleyse hep beraber haykırıyoruz ve çoğalıyoruz
KADINIM VARIM ADIM TÜRKİYE
Saraylar, saltanatlar çöker/Kan kusar bir gün zulüm biter/ Menekşeler açar üstümüzde/Leylaklar da güler/Bu günlerden geriye /Bir yarına gidenler kalır/Bir de yarınlar için direnenler .
