Yaşam
Giriş Tarihi : 24-09-2019 13:51   Güncelleme : 25-09-2019 11:38

Milli Sporcumuz Hüsamettin Kaban

Yaşar Doğu Turnuvasında, Uluslararası Turnuvalarda birincilik, 68 kere Türkiye birincisi, dünya üçüncüsü… Gerze'de doğum büyüyen ve olimpiyat turnuvasında ülkemizi temsil ederek derece alan Hüsamettin Kaban tecrübe ve yaşadıklarından bahsetti.

Milli Sporcumuz Hüsamettin Kaban

Ata sporuna tutkuyla bağlı olan ve zaferleri saymakla bitmeyen Gerze doğumlu 75 yaşındaki Hüsamettin Kaban, güreş yaptığı yıllardan bahsederek gençlere tavsiyelerde ve yetkililere önerilerde bulundu.

“1945 yılında Gerze Kabanlar Köyü’nde doğdum. Güreş serüvenim askerde başladı. Askerlikte keşfettiler beni. Askerden önce düğünlerde eğlencelerde karakucak güreşi yapıyordum. Asker ocağında Şakir hocam keşfettikten sonra beni minder güreşinde ilerlettim kendimi. Askerden önce karakucak güreşiyorum askerden sonra mindere geçtim, serüvenim böyle başladı” diyerek ilk birinciliklerini Silahlı Kuvvetlerde aldığını ve bir komutanının onu Kayser’i Şeker’e göndermesiyle Ata sporundaki yolculuğunun da böyle başladığını belirtti.

Kayseri Şeker’den sonra Sivas Devlet Demir Spora geçerek ilk Türkiye birinciliğini burada alan, güreş yaptığı zaman içinde başarıları ve şampiyonluklarıyla döneme damgasını vuran Kaban, yaşadığı tüm sakatlanmalara ve sıkıntılara rağmen yine olsa yine yaparım diyerek Ata sporuna duyduğu sevgiyi bir kere daha göstermiş oldu

“O zamanlar burada güreşe pek değer vermiyorlardı, karşılığını bulamıyorduk. Müsabaka ya da antrenmana giderken işimizden izin alıp gittiğimiz için yevmiyemizden kesiyorlardı, bu sefer az para kazanıyorduk.

Buna rağmen güreşten vazgeçmedim bu iş gönül işi her şeyden önce. Sonra İsviçre’den arkadaşlar çağırdı gittim üç yıl İsviçre’de kaldım ve o zaman Olimpiyat Şampiyonası’nda üçüncü oldum.”

Müsabakayı Kazanınca Bana Verdikleri Bahşişi Davulcu Bile Beğenmedi

“Sinop’ta bir güreş oldu o zaman rahmetli abim de güreşçiydi İsviçre’den izne gelmiştim abim de tuttu kolumdan beni güreşe götürdü. Gittim ama güreşmek istemedim izlemeye gitmiştim. Müsabakada Erfelekli güreşçiler Gerzeli güreşçileri yenmeye başladı Gerze’den kimi tutarsan tut güreşçi olur derlerdi ama bakıyorum Erfelek Gerze’yi yeniyor, bende saklanıyorum köşe bucak güreşmek istemediğim için. Baktım olacak gibi değil, pehlivan ya yener ya yenilir dedim ve Bismillah diye çıktım er meydanına e tabi yüzümüzün akıyla oradan da çıktık evvel Allah. Vesselam orada verdikleri bahşişi de davulcu beğenmedi” diyerek paylaştığı anısında güreş sporuna da sporcuya da gerekli önemin verilmediğini vurguladı.

“Gerze’den kimi tutarsanız tutun pehlivandır derdi büyüklerimiz fakat sonra sonra kayboldu bu değerler. Belediyeler bakmadı, dernekler ilgilenmedi, sporcu hakettiği değeri göremedi, maddi manevi noksan kaldı derken zamanla pehlivanlar da azaldı.”

Dünya Şampiyonasındaki Anılar

“Dünya Şampiyonasında ayağım sakatlandı müsabakadan mağlup ayrıldığımda banyoya gidip ağladım o durum çok zoruma gitti.

Aynı müsabakada Mehmet Uzun diye bir arkadaşım daha vardı o da Almanla güreşiyordu gittim baktım güreşiyorlarken kıran kırana mücadele ediyorlar. Mehmet Uzun kovaladı kovaladı hakem iki ihtar verdi üçüncü ihtarı vermedi ve bir puan farkla Alman kazandı yarışı. Mehmet çok yorulmuştu biraz dinlendi banyoya girdik. Ben ağlıyorum baktım Mehmet Uzun’da ağlıyor. Milli duygularımız çok yüksekti şahsen kaybetmek değildi zorumuza giden ülkemizi temsil ettiğimiz için duygulandık. O anı hala unutamam ne zaman aklıma gelse, anlatsam duygulanırım.”

Eski Ruhlar Öldü, Gençler De Teşvik Edilmiyor

“Güreş dendiğinde Türkler akla gelir. Eski gelenekler eski ruhlar öldükten sonra güreş öldü. Köylerde var yine müsabakalar ama eskisi gibi değil.

Gerze’nin güreş kulübü var ama çoğu Gerzelinin bundan haberi bile yok. Gençlerle ilgilenilse, kendi aralarında müsabakalar yapsa, ödüllendirilse farklı ilçelerdeki çocuklar güreştirilse yenene de yenilene de bahşiş verilse hem gençlerin cep harçlıkları çıkar hem de güreşe daha çok heves ederler” diyerek gençlerle ilgilenilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Şimdi  bu yaşımda bana sorsalar hangi sporu yaparsın diye yine aynı sporu yaparım. Bütün sporları seviyorum ama Ata sporumuz daha başka.”

Gençlere Çok Üzülüyorum

Gençlerle ilgilenilmediği için bu sporun geri planda kaldığını ve yetkililerin bu konuda ilgisiz olduğunu belirtti.

“Gençlerle ilgilenilmiyor buna çok üzülüyorum neden buradan iyi sporcular çıkmasın… Gerze’de spor salonumuz var salon kapalı yetkili yok hiç olmazsa akşam 6’dan sonra toplayın gençleri çay için heveslendirin. Güzel spor bu, ahlaklı spor, terbiyeli bir spor. Spor dediğin terbiyeli olur, ahlaklı olur, çirkin hareketi kendine yakıştıramaz sporun iyi tarafı bu.

Gençliğine önem vermeyen devleti pekiyi göremiyorum ben. Gençlerinin her şeyiyle ilgilenen devleti devlet sayarım, gençlere önem vermediği zaman orada sıkıntı var demektir. Gençlerimiz, sporunda olsun, tahsilinde olsun, işinde olsun önem verilmeli olanak verirsen olur olanak vermezsen olmaz” diyerek yetkililere bu konuda büyük oranda iş düştüğünün altını çizdi.

Aile En Önemli Kavramdır

“Ankara’da 1969’da birinci olduğum zaman büyüğümüz Yaşar Yiğit geldi tebrik etti ama bakıyorum sağa sola ne ana var ne baba var bakıyorum Türkiye birincilerinin hep yanında annesi babası var benim kimsem yok. Birinci oldum oturuyorum kimse yok yakınımda gelen tebrik edip gidiyor herkes gidince başladım ağlamaya o zaman çok duygulanmıştım” diyerek aile kavramının ne kadar önemli olduğunu vurguladı.

Benim Yendiğim Moğolistan Ertesi Yıl Dünya Şampiyonu Oldu

Yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa ülkelerinin de güreşe hak ettiği değer verilmediğini söyleyen Kaban “Bir müsabakada Moğolistanlı bir güreşçiyi yendim. Ertesi yıl aynı Moğol güreşçi dünya birincisi, ondan sonraki yıl da olimpiyat birincisi oldu. Ben Macar’ı yendim, İtalyan’ı yendim, Moğol’u, İranlıyı yendim ama aynı Moğol dünya birincisi oldu. Benim yendiğim Moğol dünya birincisi oluyorsa bizde olabiliriz yeter ki bize imkan versinler, destek çıksınlar. Türk evladının başaramayacağı hiçbir şey yok Allah’ın izniyle ama bu iş sadece istemekle olmuyor biraz da imkan lazım.

Bir dönem kaburgamdan rahatsızlandım tedavi olamadım, işe gidemedim hem iş hem sağlık problemi her şey üst üste gelip elimizden tutanımız olmayınca zor oluyor…” derken devlet yetkililerin sporculara özellikle Ata sporu yapan kişilerin elinden tuttuğu takdirde dünyada her ülkeyi yenebilecek gücünün olduğunun altını çizdi.

Milli Güreşçi Hüseyin Kaban’dan Gençlere Tavsiye

“Spor etkinlikleri önce okulda olması lazım çocuklar okulda özendirilmeli ilk önce. Okulda bunları yapabilecekleri ortam yoksa okuldan çıkıp spor salonuna gidip antrenman yapsınlar. Sonra evlerine gidip temizlenip, sağlıklı beslenip ardından dinlensinler. İstikrarlı olmaları çok önemli spor salonu 24 saat açık olmalı ki bu çocuklar verimli olabilsinler.

Eski şampiyonların videoları izletilsin, maçları gösterilsin, hayatı gösterilsin gençler de ilham alsın. Eski şampiyonların hayatları hiç gösterilmiyor gençlerden çok yetkililere iş düşüyor burada. Bizim Ata sporumuz güreş, yetkililer gençlere destek verdiği sürece dünyada hiçbir ülke bizi yenemez evvel Allah” diyerek en büyük sorumluluğun yetkililerde olduğunu belirtti.

Milli güreşçimiz Hüsamettin Kaban’la söyleşi yapmamızı sağlayan ilçemizin yetiştirdiği mümtaz kişilerden biri olan Avukat İsmail Hakkı Gülenç “Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı olarak kalmamalı. 68 kere milli forma giyerek şampiyon olmuş, olimpiyatta derece yapmış, bir çok birinciliği olan Hüsamettin abimizi herkes öğrensin, hakettiği değeri görsün” diyerek güreş sporu ile ilgili yaptığı araştırmalar ve bilgilerden bahsetti.

Bizler de GerzeninSesi ailesi olarak başta milli güreşçimiz Hüsamettin Kaban ve Avukat İsmail Hakkı Gülenç’e bizlerle sohbet ettikleri ve anılarını paylaştıkları için teşekkürü borç biliriz.

AdminAdmin