Bir Garip Gazeteciler Gününden Geriye Kalanlar…

fatih uysal

22-10-2019 11:40

Her şeyin hoyratça kullanıldığı, tüketildiği ülkemizde,  neredeyse her gün birkaç tane kutlama yapar zamanımızı üretim yerine maalesef bu işlerle tüketiriz.

Şöyle ki “Sevgililer günü, muhtarlar günü, öğretmenler günü, basın günü, dünya gazeteciler günü, basın emekçileri günü, analar günü, babalar günü, yaşlılar günü, idareciler günü vs…. derken basın camiası da bu günlerden fazlasıyla nasibini almıştır.

Dedik ya ülkemizde her şey boldur.
İşte bu anlamda ‘iğneyi önce kendimize batıralım’istedim

Mesela;

10 Ocak Çalışan Gazetecileri günü veya basın emekçileri günü 24 Temmuz Basın Bayramı 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü

21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü ile ilgili olarak birçok kurum ve kuruluşun başındaki dostlarımız, gerek bizleri arayarak, gerek mesajlarla “Dünya Gazeteciler Günü’nü (Günümüzü) kutlamışlardır.

İncelik gösterenler için yine de teşekkür ediyorum.

Bu mesajları yayınlarken veya bir şekilde bizlerin kulağına özgür basın lafını fısıldarlarken, sosyal paylaşım sitelerinde bunları yazarlarken gerçekten bu arkadaşlarımız kendi dediklerine, kendileri de inanıyorlar mı yoksa takiye mi yapıyorlar onu bilemiyorum.

Nereden böyle bir kanıya vardığımı merak ederseniz hemen sizlere şunları söylemek isterim

Haber sitesine koyduğumuz bir haber ortalama 3 – 4 bin kere tık almakta yani okunmaktadır.  Ve günde ortalama iki üç haber siteye yüklediğimize göre;www.gerzeninsesi.com adresine gündebinlerce kişi ziyarette bulunmaktadır.  (Yukarıdaki verilen rakamlar resmi olarak ziyaret yapıldığı kaydedilen rakamlardır)

Evet binlerce insanımız www.gerzeninsesi.com haber sitemizi ziyaret ediyorsa, bu bizlerin kara kaşı, kara gözü için değil, okuyucularımızın doğup büyüdükleri memleketlerinde olup bittiğini merak ettikleri içindir.

Peki, bizler sizlerin büyük bir merakla okuduğunuz bu haberleri nasıl yapıyoruz, dersiniz (?) isterseniz ona da kısaca bir bakalım?

Okuduğunuz haberlere muhabir arkadaşlarımız, kurum müdürlerine giderek rahatça ulaşabiliyor mu?

Kurum ve kuruluşlar çalışmalarını bizlere rahatlıkla gönderebiliyorlar mı veya biz ilgili kuruma gittiğimizde sorunsuz bir şekilde öğrenebiliyor muyuz?

İsterseniz kısaca bu söylediklerimize ‘21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nde (günümüzde) kısaca bir göz atalım

Hiçbir menfaat gözetmeden,  halkın özgür ve tarafsız bilgi almasını sağlamaya çalışan gazeteciler gerçekten yaptıkları haberlerden dolayı tebrik mi ediliyorlar, yoksa sadece gerçekleri yazdığından dolayı eleştiriliyor veya hukuksal işlem de görüyorlar mı?

Şayet görüyorlarsa, bundan dolayı yargılanabiliyorsa bu nasıl gazeteciler günüdür onu anlamakta zorlanıyorum.

Dün, önemli bir kurumun başındaki bir dostumuzGazeteciler, kamuoyuna haber ve bilgi akışını zamanında ve tarafsız bir biçimde yansıtmak, toplumsal sorunlara ayna tutmak, kısık seslerin sesini kitlelere duyurmak için gece gündüz demeden çalışarak önemli bir mesleği sürdürmektedirler…

Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; “Basın, milletin müşterek sesidir. Basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”

“Toplumların bilinçlenmesi ve gelişmesi için çalışan, savaş ve doğal afet gibi her türlü zor koşulda, kamunun menfaatleri için doğru ve objektif habercilik yapan değerli basın mensuplarının…”

Diye devam eden bu mesajı yayınlattırmış. Bugün de çiçek yollattırmış.

Arkadaşlar bir şeyi dilemek, hissetmek düşünmek farklıdır,  düşünüleni hissedileni hayata geçirerek uygulamak ise farklıdır.

Keşke makam sahibi kişiler bu mesajları yayınlayacağına veya yayınlattıracaklarına kalkıpta o gazetecilerin sorunları, sıkıntıları acaba var mı yok mu gibisinden yanlarına giderek onların çayını yudumlarken keşke dinleyebilselerdi, onlarla sohbet edebilselerdi.

Dedik ya “Dünya Gazeteciler Günü” yani bizlerin günü, bizde fırsat bu fırsat eteğimizde ki taşları dökelim istedik.

Geçen gün bir kurum müdüründen telefon aldım

“Ben günde en az iki, üç defa sizin sitenizi yaşadığımız ilçemizde ne olmuş diye kontrol ederim” diyor. Bunu ilçemizdeki neredeyse her kurumun başında ki yöneticiden duymuşumdur.

Arkadaşlar, bana bunları söyleyen kişilerin, daha sonra himayesinde çalışanlara da“sakın kimsenin basına bilgi verdiğini duymayacağım, görmeyeceğim” diye baskı uygulamasına ne demeli?

Hani günde üç beş sefer haber sitemizi ziyaret ediyordunuz?
Hani ilçede ki haberleri merak ediyordunuz?
Hani halkın bilgilendirilmesine büyük önem veriyordunuz?
Hani basın vatandaşla, devlet arasında ki bir köprüydü?
Hani bizler sizlerin gözünüz kulağınızdık?
Hani basın kamuoyunu bilgilendirilmeli, onları aydınlatmalı diyordunuz, bunu önemsediğinizi ifade ediyordunuz?

Hanileri çoğaltabiliriz…

Bunları söyleyip sonra da tam tersini yaptığınız da…

Kusura bakmayın bizde kalkar sizlerin samimiyetinizi sorgularız.

Dedik ya ‘Dünya Gazeteciler Günü’ bugün bari içimizdekileri rahatça konuşalım istedik.

Evet, bende bütün bu serzenişler, temenniler doğrultusunda yazımı “sansürün,  baskının, yargı kıskacının olmadığı, özgürce düşüncelerin ifade edilebildiği” bir Gazeteciler Günü diliyorum.

DİĞER YAZILARI Fatih Uysal’ ın kaleminden: “Biz nerede yanlış yapıyoruz? ” 01-01-1970 03:00 “BU İŞ BÖYLE GİTMEZ!” 01-01-1970 03:00 "Gerze Limanı Sahipsiz Değil" 01-01-1970 03:00 Bu kurumun yıpratılmasında ki suçlu veya suçlular kim? 01-01-1970 03:00 'Devletin İtibarını Kimse Sarsamaz' 01-01-1970 03:00 Yemişiz CAATSA'nızı... 01-01-1970 03:00 Başkan, Bu Ankete Kulak Ver... 01-01-1970 03:00 Bir gazeteci ne kadar değerlidir? 01-01-1970 03:00 Gücümüzü Tüm Dünya Gördü 01-01-1970 03:00 Bu da Gerze'nin Gerçeği 01-01-1970 03:00 Gazetecilik 01-01-1970 03:00