Değerli Gerzeliler,
Bu yazımızın daha iyi anlaşılabilmesi için kendimden örnek vermek isterim.
Yaklaşık 20 yıllık ticari hayatımın 15 yılını Satış – Pazarlama üzerine tamamladım. Ve bu süre zarfında çalıştığım firma yetkilisi bana “Erkan malzeme satışı yapmana gerek yok, biz malzemeleri bedelsiz dağıtalım senin satışından daha hayırlı olur” deseydi o gün anahtarları bırakır istifa ederdim.
Tahmin de edeceğiniz üzere bu yazım, ücretsiz dağıtılacak olan soğan patates ile alakalı.
Bu ülkenin soğan ve patates ile imtihanı hiç bitmez. Çünkü plana dayalı bir üretim politikamız maalesef yok. Bu sene mahsulü tarlada kalan çiftçi patates soğan ekmeyecek. Temennim değil ama önümüzdeki yıl patates ve soğan fiyatları tavan yapacak.
Peki, bu plansızlığın sebebi nedir?
Hoca Uçmaz Mürit Uçurur;
Bir toplantıda bir milletvekilimizden şunu duydum. ’’Sayın Cumhurbaşkanımız olmasaydı bizler olamazdık.’’
Üretkenlikten uzak siyaset anlayışı bana rahmetli Demirel’i hatırlattı.
‘’Şapkamı Koysam % 25 alır.’’
Halk bu anlayıştan uzak olduğunu düşündüğü için AK PARTİ’yi seçti.
Hala anketlerde 1.parti oluyorsa, bunun sebebi budur. Fakat AK PARTİ ile AKP arasındaki farka takılıp bunlar üzerinden siyaset yapmaya çalışanların katabileceği çok fazla bir şey yok demektir.
Ülkemizdeki reform çalışmaları vatandaşlarımız tarafından takip edildiği kadar Tüm Dünya Devletleri ve Ekonomi çevreleri tarafından dikkatle takip ediliyor. Ekonomik Reformlar, Adli Reformlar kulağa hoş gelen terimler. Fakat bana göre ülkenin öncelikle toprak reformuna ihtiyaç var.
Farz-ı mahal sınır komşularımızdan biri bize toprak hediye etti. Ne yapacaksın?
Bizim zaten toprağımız var. Ama verimli kullanılamayan bir toprak.
Atılacak ilk adım ; Müşterek tarla ve arazilerin sadeleştirilmesi olmalı.
Devlet tarafları bir araya getirmeli.
Ya Al, Ya Sat , Ya da Devlete kiraya ver demeli.
Üst üste 3 yıl ekilmeyen yeri kiralama hakkı devlete geçmeli. Alım satım sürecinde veraset intikal, KDV vs. vergi harç alınmamalı. Masrafları bir defaya mahsus devlet üstlenmeli.
Ekilen alanın ihtiyacı olan gübre bedeli devlet tarafından karşılanmalı.
Tarım Bakanlığı tarafından ekilecek ürün tespit edilmeli.
Bölgenin üretimine uygun ürünler Valilik, Kaymakamlıklar tarafından kotaya tabi tutulmalı. Mahsul hedeflerini tutturamayan yöneticiler başarısız sayılmalı.
Nüfusu 1 Milyonun üzerinde olan illerde TMO açılmalı, SİLO’lar kurulmalı. Alımlar tarım borsası şeklinde yapılmalı. Devlet alım garantisi vermeli.
Nüfusu 1 Milyonun altındaki il ve ilçelerde soğuk hava deposu yapılmalı.
Planlamalar, son 10 yılın talep ortalaması ve nüfus artışı sapması hesaplanarak saptanmalı.
Tüketim fazlası ihraç edilmeli.
Herkesin diline doladığı bir söz var. Dışarıdan buğday ithal ediyoruz.
Evet ithal ediyoruz.
Çünkü Dünya’nın en büyük bisküvi, makarna ihraç eden ülkelerinden biriyiz. Üretim kalitesi ve miktarı sanayide kullanılan buğday miktarını karşılamıyor.
Devlet vatandaşından kiraladığı toprağı bu tarz stratejik mahsullerin üretiminde kullanabilir.
Ekonomi haberlerini izlerken şu kelimeyi çok duyarız.
’’Piyasalar Faiz Artışı Bekliyor.’’
Burada piyasalar diye tabir edilen kurum yurtdışı bağlantılı bankalar ve finans kuruluşlarıdır. Ağzından salyalar akarcasına milletin parasına göz diker. Ve Merkez Bankası’na ayar vermeye çalışır.
Onların meselesi sizin üzerinizden ne kadar daha kazanacağıdır.
Onların derdi ne sizin daha demokratik yönetilmeniz, ne de sağlam bir ekonomik yapınızın olmasıdır. Sizin istikrarınız onların umurunda değildir.
Biz bize yeteriz. Yeter ki gözümüzü açalım.
Hem Buhari'de ve hem de Müslim'de yer alan hadis’e göre: “Aklı başında bir Müslüman, gaflete düşmez, özellikle kendisini bir defa aldatmış olanlara karşı uyanık davranır. Artık, doğrularına bile kolay-kolay teslim olmaz.”
Emperyalizmin oyunlarına gelmeyelim.T arih tekerrürden ibarettir.
Düşünelim, tartışalım, konuşalım.
Bu vesile ile Ramazan ayımızı kutlar, tuttuğumuz oruçların kabulünü dilerim.
Saygılarımla…