Hak kavramı;hukuk terminolojisinin temel unsuru olmakla çeşitli şekillerde tanımlamak mümkündür.Hak temel olarak;hukuk düzeni tarafından kişilere tanınmış olan yetkileri ve talep haklarını ifade eder.Diğer bir ifadeyle de hak;hukuk tarafından kişilere tanınan, yararlanılması hak sahibinin iradesine bırakılan ve korunmasını isteme hususunda bireyin yetkili sayıldığı faydalardır.
Hukuk;birey, toplum ve kamunun davranışlarını,birbirleriyle olan ilişkilerini,yetkili organlar tarafından usül ve yasaya uygun olarak tanzim edilen,kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren,özgürlüğünün sınırlarını belirleyen ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen bir bilim dalıdır.
Hukuk;toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde devam etmesini sağlayan, gerektiğinde adaleti tesis eden,kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan normlar bütünüdür.Hukuk,birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak ve yüksek faydayı gözetir.
Günlük dilde siyasetle aynı anlamda kullanılan politika kelimesi ;Antik Yunan’da kullanılan polis ve şehir kelimesinden gelmekte olup, kelime anlamı itibariyle şehir yönetimi demektir.
Bu bağlamda siyaset ve politika kavramları genel itibariyle; toplum ve devlete ilişkin yönetim ve idare süreçlerini (hükümet, meclis, yerel yönetim, kamuoyu vb. gibi) ifade eder.
Hukuk ve Siyaset Bilimi’nin iç içe olması,birbirinden ayrı tutulamaması aslında birbirlerinin varlığına ihtiyaç duymalarından kaynaklanmaktadır.Siyaset gücünü kanundan,siyasetçi de gücünü kanunun kendisine vermiş olduğu seçilme hakkından ve halkın verdiği yetkiden almaktadır.
Hak ve hukuk kavramı; turizmde,ticarette,balıkçılıkta,hayvancılıkta,tarımda,tekstil sektöründe,inşaat sektöründe nasıl herkese destek,güven veriyorsa ve yardımcı oluyorsa,siyasette de siyasetçilerin en önemli desteği ve gücü;yasa ve mevzuata uygun davranarak herkese eşit mesafede olmak,adaleti şiar edinerek hizmeti ve yatırımı,kendisine güvenerek yetki veren halka götürmek ve yönetimi kesintisiz yıllarca sürdürebilmesinden gelmektedir.
Siyasette yöneticilerin birincil görevi;halkın kendisine vermiş olduğu kutsal yönetme yetkisini ve devamında sorumluluğu,en önemli görev addederek yerine getirmesidir.Verilen görev ve yetkinin kullanılmasında en önemli husus;yasalar ve ilgili mevzuata bağlı kalarak şeffaf ,hesap verilebilir ve denetime elverişli bir yönetim sergileyebilmektir.04.02.2022
Saygılarımla;
Av. Murat ALBAYRAK