MİRAS HUKUKU’NDA TEREKENİN TASFİYESİ

Murat Albayrak

01-03-2022 16:42

Miras Hukuku;4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 3. Kitabında düzenlenmiştir. Kitabın birinci kısmının birinci bölümünde yasal mirasçılar, ikinci bölümünde ölüme bağlı tasarruflar, ikinci bölümün birinci ayırımında tasarruf ehliyeti, ikinci ayrımda tasarruf özgürlüğü devamında ölüme bağlı tasarrufların şekli, vasiyet, vasiyetin şekli, ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak devam etmektedir.

Mirasın paylaşılması; Miras Hukuku’na yardımcı olarak Eşya Hukuku, Borçlar Hukuku, uygulamada izale-i şuyu(ortaklığın giderilmesi) davası, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, tenkis davası ve diğer davalar ile sonuçlandırılmaktadır.

Yasalar emredici olmakla; hayatımızın her anında, ailemizde ve çevremizde birey olarak, memur olarak, esnaf olarak, avukat olarak hukuka uygun olarak davranmakla sorumluyuz. Yaşamımızda yasaların yanında, örf adet, gelenek-görenekler de (Kanun Koyucu’nun boşluk bıraktığı kanun maddelerinde) boşlukları doldurarak hukuka uygun, doğru yaşamamızı sağlayarak refah-mutluluk getirecek ve zaman kaybetmeden her birey hakkına kavuşacaktır. Yasalar; yaşamımızın her anında olmakla başlığı ve sayısı değişmekte,4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu,5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu,5393 Sayılı Belediye Kanunu,3194 Saylı İmar Kanunu gibi isimlerle yer almaktadır. Yasaların, örf âdetin, vicdanın getirdiği adalet duygusu bireyler arasında, arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerinde, yerel ve genel yönetimlerde mütemadiyen huzur ve mutluluğu getirecektir.

Terekenin tasfiyesinde(mirasın paylaşılmasında)  asıl amaç; varislere haklarının zayi olmadan teslim edilmesi, yıllarca çocukları için çalışmış anne babaların, yaşamlarının sonunda da ebedi istirahatgahlarında huzurla kalmalarını sağlamak olmalıdır. Mirasın paylaşılmasında oluşan çekişmeler varislere zarar vermekte, basiretli bir şekilde davranarak hakkaniyete uygun olarak çözüme ulaşmak asıl gaye olmalıdır.

Mirasçılar arasında köprü görevi görecek tarafsız hukukçular, uzlaşmanın önemini anlatmalı, arabuluculuk görevini üstlenmelidir. Mirasın paylaşılması konusunda miras bırakacak olan ve mirasçılar, irade serbestisi prensibine dayanarak kendi kurallarını belirleyebilirler.

Miras davaları; uygulamada uzun sürmekte ve yargılama giderleri yekûn tutmaktadır. Yargılama sonunda mirasçılar paylarını oran olarak tam alsa da genel olarak hak ettikleri miras paylarını reel değerinin altında elde etmektedirler. Mutabakat olmadığı durumlarda, dava yoluna gidilecek ve Mahkemeler hak sahiplerine haklarını teslim edecektir.

Varisler; mursisten intikal eden taşınmaz mallarda, menkul mallarda, diğer menkul kıymetlerde iştirak halinde hak sahibidirler. Muteber olan, iştirak halinde hak sahibi olunan değerlerin dava yolu veya mutabakatla adaletli davranarak eşit, gerçek değerinde ve en kısa sürede ferdileştirilerek varislerin haklarının teslim edilmesidir.01.03.2022

 Saygılarımla; Av. Murat ALBAYRAK

DİĞER YAZILARI HUKUK ve SİYASET 01-01-1970 03:00