Değerli Gerzeliler,
Yaklaşık 2 yıldır dünyanın kara vebası covid-19, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de derin yaralar açmış, yeni ekonomik krizlerin kıvılcımı olmuştur. Ülkemiz olarak bu mücadeleyi başarılı verdiğimizi düşünenlerdenim.
Pandemi Hastanelerinin kurulması, maske üretimi, yerli solunum cihazının üretilmesi vs.
Bir düşünün; Bu süreçte Avrupa Ülkeleri birbirinin yardım konvoylarını yağmaladı. Maskelere el koydu. Solunum cihazı, yatacak yatak olmaması gibi nedenlerle insanlar hastane koridorlarında yattı. Cenazeler yollarda bırakıldı. Rus askerleri maske konvoylarını korumak için Avrupa’nın içlerine kadar girdi. Hamdolsun bunlar ülkemizde yaşanmadı. Ve sonunda sadece ülkemizin değil aşıya ulaşamamış tüm dünya ülkelerinin umudu TÜRKOVAK seri üretime başladı.
Tam işler yoluna giriyor derken bu kez de ekonomik buhran ülkemizi esir aldı.
Peki, bu nasıl oldu?
Avrupa –Amerika gibi ağır sanayiye sahip ülkeler pandemi ile birlikte üretimlerini kıstı. Araçlarda ve elektronik cihazlarda kullanılan çip Çin tarafından temin edilemedi. Yan sanayisi olmayan Avrupa ve Amerika, Çin’den birçok ürünün tedariğini yapamadı.
Fırsatlar Ülkesi TÜRKİYE.
Çin’den istediği tedariği yapamayan Amerika ve Avrupa gözü Türk tedarikçilere dikti. İhracatçımız için bulunmaz nimetti. Çarklar bu kez Avrupa ve Amerika için çalışmaya başladı. Örneğin: Zeytinyağı Üreticisi 6-7 euro’ya iç piyasaya sattığı ürünü 10 euro’ya Avrupa’ya sattı. Halı fabrikaları iç piyasaya m2 sini 5 euro’ya satamadığı halılarını 10 euro’ya dış piyasaya sattı. Plastik üreticilerimiz bir daha yakalayamayacakları bir pazara kavuştu. Bununla birlikte de iç piyasa tedarik sorunları çıkmaya başladı. Yurtdışından gelen yükler 2000 USD’ye gelirken 14-15 bin USD’ lere gelmeye başladı. Bu da ülkemiz için Yüksek kur ve Enflasyon olarak ortaya çıktı.
Ekonomik kriz halka inmeye başladı.
Bana göre ülkemizin en derin yarası Zincir Marketler de bu işi fırsata dönüştürmek için elinden geleni yaptılar. Şuan ülkemizin en ücra noktalarında bile bu marketlerin bir şubesini bulabiliyorsunuz. Piyasayı onlar oluşturuyor. Fiyatları onlar belirliyor. Bunların çalışma sistemlerini anlatıp konuyu bölmeyelim. Ama şunu bilin ki ülkemiz için en büyük tehdittir bana göre.
Pazartesi akşam makinaya bağlanmaya ramak kalmış Türk Ekonomisi, son bir müdahale ile ayağa kaldırıldı. Kur geri geldi. Politika kuruna dokunulmadı. Aslında bilinmeyen bir şey değildi. Sadece başarılı olamamış bir sistemdi. Ama işe yaradı.
Dış Güçler,
Ben dış güçler kavramını kabul etmeyenlerdenim. Fakat şuna da değinmeden edemeyeceğim. Siz Avrupa’yı karşınıza alıp Libya ile anlaşma yapıyorsunuz. Kendi savunma sanayinizi kurup İHA – SİHA üretiyorsunuz. Yetmiyor kendi tankınızı üretiyorsunuz. Katara Kuveyt’te üst kuruyorsunuz. Ermenilere karşı Azerbaycan’ı destekleyip ben buradayım diyorsunuz. 40 yıllık terörü bitiriyorsunuz. Amerika’yı karşınıza alıp İran ambargosunu deliyorsunuz. İsrail’e katil, Fransa’ya sömürgeci diyorsunuz. Dünya 5 ten büyüktür diyorsunuz. Akdeniz’e giren ünlü Fransız donanmasını kilitleyip geri dönmek zorunda bırakıyorsunuz. Ruslara karşı gelip Ukrayna’ya silah satıyorsunuz. BAE prensini Katar’dan gönderdiğiniz 2 tim bordo bereli ile Amerika’nın elinden kurtarıyorsunuz. Çin’den Samsun’a Türk devletlerinin üzerinden geçirerek Hızlı Tren Hattı kuruyorsunuz. Kıbrıs’ta Amerika’ya rağmen Maraş’ı açıyorsunuz. Karadeniz’de ve Akdeniz’de petrol arıyorsunuz. Kosova’da, Arnavutluk’ta, Bosna’da umut ışığı oluyorsunuz. Kısacası Dünya’da söz sahibi oluyorsunuz.
Sizi kendi halinize bırakmazlar.
Peki, hatalar yok mu?
Bana göre en büyük hata Göçmen Politikası.
Bunu da sizi sıkmamak adına ilerleyen yazılarımızda paylaşalım derim.
Saygılarımla.