Kültür merkezindeki program saygı duruşu ve İstilal Marşı'nın ardından İlçemiz Gürsökü köyü Camii İmam Hatibi Ahmet Saatci'nin Kuran-I Kerim tilaveti ile başlayan program Gerze İlçe Müftüsü Bayram Karar'ın açılış konuşmasıyla devam etti. Karar konuşmasında; ''Şehitlerimiz, millet olarak sahip olduğumuz manevi zenginliğimiz, gücümüz, onurumuz, ümidimizdir. Onlar bu vatan, millet ve şanlı bayrağımız için canlarını verdiler. Biz onlara borçluyuz. Bu borç maddi bir borç değildir. Ödeyip kurtlulabileceğimiz bir borç ta değildir. Onlara olan borcumuz 'vefa' borcudur. Şehit ve gazilerimize vefanın en güzel örneği onların hatıralarına ve emanetlerine sahip çıkmaktır. Düşmanlar karşısında gevşeklik ve zillet göstermemektir'' ifadelerini kullandı.
Müftü Karar'ın konuşmasının ardından Merkez Camii Müezzini Bünyamin Koç 'Makber' kasidesini okudu. Akabinde Sazak Köyü İmam Hatibi Muhammed Sağır,'ın bayrak şiirini seslendirdi. Koç ve Sağır'ın okuduğu kaside ve şiir salondaki dinleyicileri mest etti. Daha sonra salonu dolduran misafirlere 'Çanakkale Ruhu' isimli kısa sinevizyon gösterimi yapıldı. Yapılan konuşmaların, okunan kasidenin ve sinevizyon gösteriminin ardından kürsüye gelen İl Müftüsü Ali Hayri Çelik, konferansına salonu dolduran dinleyicileri selamlayarak başladı.
''Çanakkale, henüz bıyığı terlememiş, Allah için, ılay-ı kelimetullah için, ülkemizin işgal edilmemesi, namusumuzun çiğnenmemesi için, İslam'ın son kalesi Çanakkale'yi bütün inancıyla ve gücüyle, kanın son damlasına kadar savunan ve düşmanı geçirmeyen yiğitlerin yazdığı destandan bahsediyoruz'' diyerek sözlerine başlayan İl Müftüsü Ali Hayri Çelik, ''Çanakkale'de Bedr'in ruhu Malazgirt'in duruşu vardır. Allah'ın yardımı olmasaydı Çanakkale çoktan geçilmişti'' diyerek, savaşın gizli kahramanlarından olan Tophaneli Hakkı Yüzbaşı'nın 'Nusret Mayın Gemisi' ile boğaza gizlice döşediği mayınlar sayesinde, Mecidiye Tabyası'nda görevli 'Havranlı Seyit Onbaşı'nın 276 kiloluk mermiyi sırtlaması sayesinde bu savaşın kaderinin değiştiğini söyledi.
Haçlının, İslam Düşmanlığının hiçbir zaman bitmediğini söyleyen Çelik, ''O yoklukta Çanakkale Zaferi'ni yaradan bize nasıl nasip ettiyse, şu içerisinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerden de aydınlık günlere Allah'a bağlılığımız, itaatimiz sayesinde ulaşmamız yakındır. Birbirimize düşmediğimiz, gevşemediğimiz, Allah'a itaat ettiğimiz ve sabrettiğimiz sürece yeniden yek vücut olup birbirimize kenetlendiğimiz zaman Allah'ın yardımı bizimle olacaktır'' dedi.
Hala Ayasofya'daki Hilal'i kaldırıp Haç dikme planları yapan devletlerin ülkemizin toprakları üzerinde gözleri olduğunu söyleyen Çelik, ''Çanakkale, İslam ile küfrün bir savaşıydı. Çanakkale, hakkın batıla, imanın küfre, inancın maddeperestliğe galip geldiği bir savaştır'' ifadelerini kullandı.
Ecdadımızın, fakirlik ve yoksulluk içinde dillere destan büyük bir zafer kazandığını belirten ve Avrupalıların hiçbir zaman bizden hoşnut olmadığını söyleyen Müftü Çelik, general Hamilton'un 'biz Türkler ile değil tanrılarıyla savaştık orada' sözünü hatırlattı. Mehmetçiğin iman gücünü gördüklerini ve aynı komutanın hatıralarına ''Türk çocuklarının ölürken gülümsemelerini gördüm ya o zaman kaybedeceğimizi anladım'' notunu düştüğünü aktardı.
Mısır'da darbecilerin iş başında olduğunu, bir Ömer Halis Demir'in Mısır'da çıkmadığı için darbenin başarılı olduğunu söyleyen Müftü Çelik, bizde ülkeyi darbecilerin ele geçiremediği için devreye kendilerinin girdiğini, bin yıldır düşmanlıklarının devam ettiğini, bizi Anadolu'dan çıkaracakları günleri hayal ettiklerini belirtti. Adana Pozantı İlçe müftülüğü yaptığı dönemde Ömer Halis Demir'in Niğde'deki baba evini ziyaret ettiğini, yol üzerlerine 'Çanakkale'den bir yiğit gibi' Ömer Halis Demir'in kabrine yönlendirme levhalarının asıldığını aktaran Çelik, Şehidin babasıyla bir süre sohbet ederek ona ''Sen bizim babamız oldun. Ömer Halis Demir, her birimizin kardeşi'' diyerek bütün bir milletin evladı olduğunu, Ömer Halis Demir'ler olduğu sürece bu milleti esir edemeyeceklerini dediğini aktardı.
Çelik, sözlerinin sonunda ''Bütün Müslüman ülkelerin umutları, Osmanlı'nın torunları olan bizlerde. Çanakkale'de yiğitlerin uğruna şehit olduğu değerleri yaşatmadığımız müddetçe tarih sahnesinden yıkılıp yok olmaya, bu topraklarda esir edilmeye mahkum kalacağız. Eğer hür yaşamak istiyorsak, minarelerimiz göğü delercesine uzanıyorsa göğe, ezanlarımız hür okunsun, şanlı bayrağımız göklerde hür dalgalansın istiyorsak Allah'a itaat edeceğiz, birbirimize düşmeyeceğiz, gevşemeyeceğiz'' diyerek konuşmasını bitirdi.
.jpg)
.jpg)
