Güncel
Giriş Tarihi : 09-05-2017 13:14   Güncelleme : 09-05-2017 13:02

“Doğadaki İnsan“ Sinoplu Öğrencilerle Buluştu

Program Yapımcısı ve Doğa Bilimci Serdar Kılıç ile Deri ve Savaş Sanatları Ustası Bünyamin Akbulut Sinop Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi

“Doğadaki İnsan“ Sinoplu Öğrencilerle Buluştu

Program Yapımcısı ve Doğa Bilimci Serdar Kılıç ile Deri ve Savaş Sanatları Ustası Bünyamin Akbulut Sinop Üniversitesi "Doğadaki İnsan" isimli öğrencileriyle bir araya geldi.

 

Sinop Üniversitesi’nin kuruluşunun onuncu yıl dönümü olması dolayısıyla, Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü tarafından okula davet edilen ikili, Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde öğrencilere doğa ve doğada yaşam hakkında çeşitli bilgiler verdi. “Bir insan sadece bir bıçakla bile hayatta kalabilir” diyen Kılıç, ip yapımı, düdük yapımı gibi konuları uygulamalı olarak gösterdi.

 

Şifa deposu söğüt ağacı

Söğüt dalıyla olan hikayesini anlatan Kılıç, yaptığı yolculukta atının sancılanması üzerine, atının bir süre sonra söğüt ağacının dalının kabuklarını ve yapraklarını yiyerek düzeldiğini söyledi. Tabiat ananın tam bir şifa deposu olduğunu vurguladı. Darüşşifa’da yapılan meşguliyet terapisinde bıçakla ahşaba şekil vererek ruhsal hastalıkların tedavisine yardımcı olduğunu söyledi.

 

“Bence her çocuk köy yaşamını bilmeli” diyen Kılıç, “mesela söğütten düdük yapmalı. Benim çocukluğum bunlarla geçti. Kan sulandırmak için gidip eczaneden asprin almanıza gerek yok. Söğüt dalının kabuğunun altında doğal aspirin var” şeklinde konuştu. Sadece bir söğüt dalının, insanlara birçok şey vereceğine vurgu yaptı. Hayatta kalmanın bir kültür işi olduğunu belirtti.

 

“Atlarla aranızdaki bağı koparmayın”

Atların eskiden savaşta, işte, haberleşmede ve bunlar gibi alanlarla kullanıldığını belirten Kılıç, atların bir nevi terapi yöntemi olduğunu da sözlerine ekledi. Atların ise şimdi sadece pistlerde koşturulsun diye var olduğunu belirten Kılıç, “atla aranızdaki bağı koparmamanız size tavsiyemdir” dedi.

 

“Tarihini bilmeyen bir millet bu coğrafyada kalamaz. Türk olmaktan gurur duyuyorum” diye konuşan Kılıç, öğrencilere dedesiyle olan hikayelerini anlattıktan sonra, salonu dolduran insanlara saz çaldı.

 

Deri ve Savaş Sanatları Ustası Bünyamin Kılıç da, “ bin 500 Türk okçusu, bin 500 Arap okçusunda ok atsın. Tek bir kimse kalmaz Arap ordusunda” diyerek Türklerin nişancı özelliğine dikkat çekti.

Kaan Töngelci / Gerze'nin Sesi


Erkan TaşErkan Taş