Güncel
Giriş Tarihi : 11-08-2016 12:12   Güncelleme : 11-08-2016 12:41

Güneş Çarpmalarına Dikkat!

Aşırı Sıcaklarda Güneş Çarpmalarına Dikkat

Güneş Çarpmalarına Dikkat!
 Yüksek ateş, tansiyon düşüklüğü, nabızda hızlanma, aşırı yorgunluk, bitkinlik, ağrılı kramplar, kalbte ritim bozukluğu, baş ağrısı, kusma-ishal, huzursuzluk, havale, bilinç bulanıklığı gibi belirtiler güneş çarpmasının önemli belirtileri arasında yer alır. Güneş çarpmasına maruz kalan kişilere zamanında doğru müdahale edilmezse sonuç ölüm olabilir. Özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik (kalp-damar hastalığı, hipertansiyon, ritim bozukluğu, solunum sistemi hastalığı, böbrek hastalığı, diyabet ve diğer endokrin hastalıklar, karaciğer hastalığı, Alzheimer, Parkinson vs) olanlar, depresyon ve  akıl hastalığı olanlar, alkolikler, yalnız yaşayanlar, muhtelif ilaç (diüretik vs) tedavisinde olanlar, yatağa bağlı olanlar, hamile kadınlar ve şişmanlar, sıcakta ağır fizik aktivitede bulunanlar ciddi risk altındadır. Risk, bireysel durum, sıcağa maruz kalma düzeyi, sıcak havaya adaptasyon yeteneğine göre değişir.

Güneş çarpmasında alınacak ilk tedbirler:

Sıcakta veya güneşte olan birinde ateş, aşırı halsizlik, bayılma veya ciltte aşırı kuruma olduğu fark edilirse hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınmalı, giysileri çıkarılmalı, düz yatırılmalı, bacakları yukarı kaldırılmalı ve ciltten buharlaşma sağlayacak şekilde soğutulmalıdır. Bu nedenle vantilatör önünde cildi ıslatılabilir, soğuk su banyosu yaptırılabilir veya koltuk altı, boyun ve kalçalarına soğuk kompres uygulanabilir.

Ancak alkolle soğutulmamalı. Bilinci açıksa bol su ve tuzlu ayran vermeli. Şuur bulanıklığı, havale geçirme  gibi belirtiler varsa  vakit geçirmeden hastaneye götürmelidir. Ayrıca kas krampları serin bir yerde dinlenme ve bol sıvı almaya rağmen 1 saatten uzun sürerse yine doktora  başvurmalıdır. Hastanın soğutulması ve yeterli sıvının verilmesi  önemlidir.  Ateş düşürücülerin faydası yok, hatta verilmesi sakıncalı olabilir.

Sıcaklarda nasıl beslenmeli?

Sıcak havalarda görünmeyen sıvı kaybı (idrar ve terleme dışı) fazladır. O nedenle  kaybedilen su ve tuzu yerine koyacak tarzda bol sıvı almalı, susamayı beklemeden günde  en az 2- 2.5 litre sıvı tüketmeye özen gösterilmelidir. Bu durum özellikle susama hissi azalmış yaşlılar için önemlidir.  Susamak vücudun su ihtiyacının bir göstergesi değildir;  idrar rengi daha güvenilir bir göstergedir. İdrarın koyu sarı renkte olması vücutta su eksikliğini gösterir. Yanınızda su şişesi taşımalı, bol miktarda tuzlu ayran tüketmelidir.

Alkol, fazla kafein almamalı.

Ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı. Sık aralıklarla ve az az, sebze ve meyveden zengin beslenmeli. Proteinden zengin gıdalar azaltılmalı Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınmalı. Çabuk bozulma riski olan besinler (et, yumurta, süt, balık vb.) açıkta bekletilmemeli

 

Sıcak havalarda nasıl giyinmeli?

Açık renkli, pamuk ya da  keten gibi kumaştan yapılmış, bol ve rahat giysiler tercih edilmeli. (Sentetik kumaştan giysiler ciltten buharlaşmaya izin vermediğinden hissedilen sıcağı artırır) Dışarı çıkarken geniş kenarlı şapka, şemsiye, uygun güneş gözlüğü  kullanılmalı.

Güneşli sıcak havalarda yapılmaması gerekenler: Güneşin dik geldiği günün en sıcak saatlerinde (saat 10.00-16.00 arası ) zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmamalı. Bu saatlerde  denize- havuza girilmemeli, güneşlenilmemeli, dışarıda spor ve yürüyüş yapılmamalı.  Bronzlaşmak için güneşin altında saatlerde yatılmamalı. Sabah ve ikindi saatlerde bile güneşten koruyucu krem kullanarak kısa sürelerle güneşlenmeli.

Sıcaklarda nelere dikkat edilmeli? “SERİN TUT, BOL SU İÇ”

Evde: Yaşanılan ortam serin tutulmalı,. İdeal oda sıcaklığı gün içinde 32 C’ın altı, gece 24C’ın altıdır.  Bu durum özellikle bebekler, 60 yaşın üstündekiler ve kronik hastalığı olanlar için önemli.  Odanızı özellikle dış ortamın daha serin olduğu gece ve sabah erken  havalandırın. Gündüz güneşe karşı olan pencere ve kepenkleri kapatın. İlaçlarınızı < 25 altında veya buzdolabında saklayın.

Ofiste: Ofisilerin yeterince  havalandırılmasına özen gösterilmeli.  Ofis sıcaklığı optimal şekilde klimatize edilmeli.

Arabada: Kapalı ve park edilmiş araç içinde uzun süre kalınmamalı. Araçlar yeterince havalandırılmalı, klimaları optimal ısıyı sağlayacak ve esinti direkt üzerinize gelmeyecek şekilde ayarlanmalı Özellikle bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalı. Çünkü araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa sürede yükselir.

Dışarıda: Açık havada çalışanlar özellikle risk altında. Bu nedenle dışarıdaki işlerinizi ve aktivitelerinizi  hava durumuna göre programlayın. Egzersizinizi sabah saatlerinde yapın. Güneşin dik olduğu öğle  saatlerinde (saat  11.00 ile 16.00 arası)  mümkünse dışarı çıkmayın. Sık sık serin yerlerde mola verin. Bol sıvı almaya özen gösterin. Başınızı, gözlerinizi ve cildinizi güneşten koruyun. Bu nedenle geniş şapka, şemsiye, uygun güneş gözlüğü ve güneş koruyucu krem kullanın

Hastalar: Hastalığınız var ve ilaç kullanıyorsanız (özellikle idrar söktürücü, beta bloker, antidepresan, antipsikotik, tansiyon ilacı, antihistaminik) mevcut hava şartlarına adaptasyonunuz konusunda bilgilendirme ve ilaç dozlarınızın ayarlanması için doktorunuza başvurun.

Bebekler ve çocuklar güneşe karşı daha hassas

Çocukların cildi, yaşamın ilk yıllarında çok ince olduğu için güneşe karşı hassastır. Çocukları dışarı çıkarırken mutlaka güneş koruyucu sürmek gerekir. Güneş kremi seçerken de mineral filtre içermesi ve bebeğe alerji yapmayacak özellikte olmasına dikkat edilmelidir. Kimyasal filtre içeren güneş kremlerinde alerji riski daha yüksektir. 1 yaş altı bebeklerin cildi büyük çocuklara göre daha hassastır ve uygulanan her türlü kremin emilimi daha fazladır. Bu nedenle 1 yaş altı güneş kremi seçerken mutlaka doktora sorulmalıdır.

Çocuğunuzu güneşe çıkarmadan 15 dakika önce koruyucu uygulayın

Çok açık tenli, renkli gözlü çocuklar ile 1 yaş altı bebeklerde 50 faktör ve üzeri güneş kremleri tercih edilmelidir. Ten rengi koyu, esmer çocuklarda ise 30 faktörlü güneş kremi yeterli olur. Çocuklar dışarı çıkarılmadan en az 15-20 dakika önce krem uygulanmalıdır. Güneş kreminin koruma süresi en fazla 3

4 saattir. Eğer çocuk yarım saatten fazla dışarı zaman geçirecekse güneş kreminin sık sık yenilenmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Güneş kremini önce test edin

Bazı güneş kremleri çocuklarda cilt alerjilerine sebebiyet verebilir. Bunun için test edilmelidir. Güneş kremi güneşe çıkmadan bir gün önce çocuğun koluna küçük bir alana sürülür ve yara bandı ile kapatılır. Ertesi gün dışarı çıkıldığında, güneşin altındayken yara bandı çıkarılır. Eğer 15 dakika içinde o bölgede kızarıklık, şişlik ya da kaşıntı olmuyorsa bu güneş kremi kullanılmaya devam edilebilir. Geçen seneki tatilden kalan güneş kremleri ise asla kullanılmamalıdır.

10.00-16.00 saatleri arası güneşe çıkılmamalı

Güneş ışınlarının dik geldiği, dolayısıyla en etkili olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında asla güneşe çıkılmamalıdır. Hava bulutlu bile olsa güneş kremi mutlaka sürülmelidir. Güneşin olmaması zarar vermeyeceği anlamına gelmemektedir. Bu nedenle bu saatlere dikkat etmek ve her havada gerekli önlemleri almak önemlidir.

Çocukların kıyafet seçimine dikkat!

Yaz aylarında çocuklara ince, hafif ve pamuk giysiler giydirilmelidir. Terleme ihtimalleri çok yüksek olduğu için de sık sık kıyafetleri değiştirilmelidir. 1 yaş altı bebekler özellikle baş bölgesinden çok terleyebilir, üşür korkusuyla kalın şapkalardan kaçınılmalı, bahar ve yaz dönemleri için sadece rüzgarı engelleyecek pamuklu şapkalar tercih edilmelidir. Giysiler kadar bebek arabalarının veya oto koltuklarının kumaşlarının da terletebileceği dikkate alınmalıdır.

Güneş çarpmalarına karşı bol sıvı tüketilmeli

Yaz aylarında uzun süre güneş altında kalan çocuklarda güneş çarpmaları olabilir. Çocukların ateşi yükselir ve halsizlik gözlenir. Terleme sonucu sıvı kaybı oluşur ve güneş çarpması olan çocuğun sıvı ihtiyacı artar. Bu nedenle bol bol su içirilmeli, vücut sıcaklığı normalin üzerindeyse ateş düşürücü ilaçlar kullanılmalıdır. Yaz aylarında güneşin vurduğu araç içinde çocuklar uzun süre bırakılmamalıdır. Özellikle 1 yaş altı bebekler için bu ısı tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Çocukluk dönemi güneş yanıkları kansere zemin hazırlıyor

Cilt kanserinin en önemli nedeni, çocukluk çağındaki güneş yanıklarıdır. Hayatında bir kere su toplamış güneş yanığı olan bir çocuğun, cilt kanserine yakalanma riski yanığı olmayanlara göre iki kat fazladır. Her yanık ile bu risk iki kat artar. Cilt kanserinden korunmanın en iyi yolu, cilt yanıklarını önlemektir. Eğer çocukta güneş yanığı olduysa Soğuk banyo yaptırılabilir ve yanık yerler günde birkaç kez soğuk su ile ıslatılmış steril bir bezle silinebilir.

Bol bol su içirilmelidir.

Nemlendirici kremler sürülmelidir.

Deri su toplar ve patlarsa, üzerindeki ölü deriyi temiz, küçük bir makasla temizlemek gerekir. Sonra da antibiyotikli bir krem sürülmelidir.

Havuzdan bulaşan enfeksiyonlar için önlem alınmalı

Havuzda yüzme ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları başlıca göz ve deriyi tutar. Gözde kızarıklık, çapaklanma, akıntı ve sulanma ile seyreden konjoktivit, antibiyotikli göz damlaları ile tedavi edilir. Bu durumlardan korunmak için havuz gözlükleri kullanılmalıdır. Havuzda yayılması kolay olan bir diğer enfeksiyon hastalığı da mantar ve iltihabi enfeksiyonlarıdır. Bunlara karşı önlem almak için havuza girmeden önce ayak mantarlarına karşı kullanılan özel bir solüsyondan geçmek gerekir.

İşyerlerinin üzerine düşen sorumluluklar

Sıcak ve nemli ortamda çalışmak sadece rahatsızlık hissi vermez, aynı zamanda ciddi sağlık sorunları oluşturabilir. O nedenle işveren, çalışanlar üzerindeki sıcak stresini azaltacak tedbirler almalıdır. Bu nedenle  iş yerinin sıcaklığı azaltılmalı. Klima veya vantilatörler, izolasyon ve havalandırma yollardan birkaçı. Fakat bazı iş yerlerinde ( fırın, hamam, çamaşırhane)  bunu sağlamak kolay değil.  Sıcaklık 35 C üzerinde ise vantilatör sıcağın sağlığa etkisini önlemez.

Diğer yandan insanın sıcağa alışma, uyum sağlama yeteneği vardır. Bu durum, normal şartlarda 5-7 gün içinde olur. İlk gün hissedilen rahatsızlık giderek azalır. Kişilere uyum sağlaması için  süre tanımalıdır.

Sıcak stresi, kısmen iş sırasında vücutta oluşan ısı miktarına bağlıdır. Oluşan ısı miktarı sürekli ağır işte çalışanda, aralıklı ve hafif işte oluşandan daha fazladır. O nedenle ısı stresini azaltmanın bir yolu da işi kolaylaştırmak ve yeterli molalar vermektir. Çok gerekli olmayan işler ertelenebilir. Ortamın klimatize edilmesi, gerekli istirahat süresini azaltacağından verimliliği artırır. Sıcak iş yerlerinde serin dinlenme alanlarının temini sıcak stresini azaltır. Sık ve kısa molalar en faydalı olanı.

Sıcak ortamda çalışırken terle çok sıvı kaybı olduğundan, bu kaybı karşılayacak içme suyu kaynakları olmalı . İş yerine uygun koruyucu giysi temin edilmeli. Çalışanların sıcak çarpması konusundaki farkındalıkları önemli. O nedenle eğitim gerekli.

Diğer yandan bu konu bir devlet politikası olmalıdır. Kısa – orta – uzun vadeli tedbirler gerekir.  Dünya Sağlık Örgütü’nün, iklim değişikliğinin sağlığa etkisinden korunmak için aktif ve uzun süreli bir programı var. Son yıllarda oluşan iklim değişikliğinin sağlığa etkilerine karşı önlem planı, pek çok Avrupa ülkesinde  giderek önem kazanan bir konu.

Nitekim 2003 yılındaki  sıcak hava dalgasında Fransa’da görülen ölümlerden sonra alınan tedbirlerle, 2006 yılındaki sıcak hava dalgasında daha az oranda ölüm oldu. Bu konuda  EuroHEAT, Avrupa şehirlerinde sıcağın halk sağlığa etkisini saptayıp, sıcak dalgasına karşı hazırlıklı  olmak için sağlık sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik projeler geliştirmekte; iklim değişikliğine adaptasyon startejileri oluşturmaktadır.

www.medikalakademi.com.tr

Yılmaz GökgözYılmaz Gökgöz