Güncel
Giriş Tarihi : 17-05-2016 17:58   Güncelleme : 24-10-2017 03:28

Platform basın açıklaması yaptı

Sinop Barış ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Metin Gürbüz, "Hoşgörü ortamının bulunan kentimizde bugüne kadar birçok dini konferanslar yapılmıştır. Hiç birini protesto etmedik. Kadına yönelik şiddeti dini alet ederek normalleştiren ve meşru kılanları, çocuk istismarcılarına, şeriat çağrısı yapanlara karşı hoşgörü gösteremeyiz" dedi.

Platform basın açıklaması yaptı
 Sinop'ta geçen hafta İlahiyatçı Yazar Nurettin Yıldız'ın vermesi planlanan konferansına iptaline yol açan olaylar ardından, eylemi gerçekleştiren Barış ve Demokrasi Platformu tarafından ilk kez açıklama yapıldı. 
Platform Sözcüsü Metin Gürbüz imzalı olarak yayınlanan basın açıklamasında, 12 Mayıs 2016 tarihinde Ayancık ilçei ve Sinop Atatürk Spor Salonunda, Sosyal Doku Vakfı; Gençlik ve Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İHH ortaklığında  'Bu Zamanın Sabrı' başlıklı bir konferans düzenlenilmek istenildiği belirtilerek, Vakfın Onursal Başkanı Nurettin Yıldız'ın daha önce yapmış olduğu bazı konuşmalar hatırlatıldı. 
Açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Nureddin Yıldız isimli fetvacı şahsın gerek ulusal ve gerek yerel televizyon kanallarındaki programlarda ve gerekse sosyal medyada yer alan ve gündemde olan 'vaaz' adı altında açıklamaları ile kadına yönelik şiddetin arttırıcı, körükleyici, azmettirici, özendirici ve toplumu tehlikeli yönde kışkırtan, tahrik eden, şiddete zemin hazırlayan niteliktedir.   Toplumu suç işlemeye tahrik ederek, 'kadının dövülebileceğini' söyleyen Nureddin Yıldız'dan çocuklarımızı ve  gençlerimizi bu ve benzeri sapkın düşüncelerden koruması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bu konferansın düzenleyicilerinden olması son derece endişe vericidir.  
Kadına yönelik şiddeti dini alet ederek normalleştiren ve meşru kılan söz konusu bu açıklamalar, evrensel hukuk ilkelerine, anayasaya ve kadın haklarına açıkça aykırıdır. Kadınlar toplumu oluşturan eşit bireyler olup; kimsenin kölesi, kimsenin malı, kimsenin rahatlama aracı ve üzerinde tasarruf edebileceği eşya değildir. Nurettin Yıldız sapkın zihniyetlerini dini kullanarak topluma dayatmaya çalışmaktadır.  Şahsın bu beyanları bizzat suç işlemeye tahrik yani, 5237 Sayılı TCK 214 ve kanunlara uymamaya tahrik TCK 217 'e yöneliktir.  Türk Medeni Kanunu'nun 214. maddesine  göre, 16 yaşından küçük bir çocuğun evlendirilmesi mümkün değildir. 16 yaşını doldurmayanların evlendirilmeleri halinde bu evlilik yok hükmündedir. Bu durumda ortada hukuken geçerli bir evlilik de yoktur. Fiilin psikolojik ve hukuki açıdan anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak yaşta çocukları evlendirilmek suretiyle birlikteliğe yönlendirilmelerine ilişkin bahsi geçen açıklamalar bu kapsamda Türk Ceza Kanununun 103. maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçunun gerçekleşmesini teşvik niteliğindedir.   Türkiye'de insan hakları ihlalinden en fazla zarar gören kesim kadınlar ve çocuklardır. Bu dönemde muhafazakar otoriter girişimler giderek artmaktadır. Karaman’da Ensar Vakfı, Sinop’ta GİHDER, memleketin dört bir yanında pek çok örnekte olduğu gibi, çocuk istismarının yaygınlaştığı bir ortamda, pedofilinin, 'çocuk gelinlerin' normalleştirilmesi, kadının alenen aşağılanması ve nefret unsuru olarak kodlanması kabul edilemez.   

BU BİR SKANDALDIR

'Bu zamanın sabrı' başlıklı konferansın afişinde İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği (İHH), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı logosu bulunan konferansın, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 10.05.2016 tarih ve 59777454-180.99/E.36155 sayılı ve Serdal Eravcı imzalı Sinop Valiliği Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne yazısından da anlaşılacağı üzere konferansın masraflarının İl Müdürlüğü bütçesinden karşılanmasını istemektedir. Bu bir skandaldır.    Anayasamızın 81. maddesine göre 'Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim' yemini eden, Sinop AKP milletvekili Nazım Maviş; çocuk istismarcısı, pedofilici, kadın düşmanı, Medeni Kanun ve laiklik karşıtı, şeriat çağrısı yapan Nureddin Yıldız'ı savunarak, konferansa yönelik anayasal hak olan protesto hakkını kullananları, vandallıkla, zorbalıkla, faşistlikle suçlaması kabul edilemez. Maviş'i ettiği milletvekili yeminine sadık kalmaya davet ediyoruz.  İHH Sinop Şube başkanı Sefa Yalın 13 Mayıs 2016 tarihinde Sinop Adliyesi bahçesinde yaptığı açıklamasında Nureddin Yıldız'ı protesto edenleri 'köpekleri salmışlar, taşları bağlamışlar','anarşist' diyerek hakaret etmiştir"

SİNOP'TA BİR ÇOK DİNİ KONFERANSLAR YAPILDI

Hoşgörü ortamının bulunan kentimizde bugüne kadar birçok dini konferanslar yapılmıştır. Hiç birini protesto etmedik. İnançları istismar edenleri, kutsal dini duyguları siyasal ihtiyaçlarına malzeme edenleri, Kadına yönelik şiddeti dini alet ederek normalleştiren ve meşru kılanları, çocuk istismarcılarına, şeriat çağrısı yapanlara karşı hoşgörü gösteremeyiz.   Konferans yapılması planlanan yerlere baktığımızda, özellikle laikliği ve seküler yaşam tarzını benimsemiş illerde konferansın yapılmasını 'sivil toplum diyaloğu' adı altında finanse eden çevreler yaşananlardan yeni mağduriyet hikayesi ve siyasal rant devşirmek peşindedirler. Bu çevreler 'Mütedeyyinler Sinop'ta program düzenleyemez oldu', 'camiye saldırdılar' yaygarası koparmaktadırlar. Bunun böyle olmadığını en iyi kendileri bilir. Bu kentte dini kesimler tarafından yapılan hiçbir program, kermes gibi etkinlikler saldırıya uğramamıştır. Bu program da saldırıya uğramamıştır.    Şiddet içermeyen haklı ve meşru protestolarımız esnasında üç arkadaşımız polis tarafından darp edilerek yaralanmışlardır. Uygulanan şiddeti kınıyoruz.   Ayrıca, konferansın iptalinin ardından protestolarımızı sonlandırıp olaysız bir şekilde dağıldıktan bir süre sonra, ilimiz Sakarya Caddesinde yaşanan ve tasvip etmediğimiz darp girişimi ile bir ilişkimiz bulunmamaktadır.   Yaşananların özeti; pek çoğu da inançlı kimselerden oluşan laiklik, kadın ve çocuk savunucularının dinin istismar edilerek çocuk ve kadına zulüm haline getirilmesine yönelik demokratik ve meşru tepki göstermesidir. Bu tepkimiz dindarlara değil, dini araçsallaştıran kadın ve çocuk düşmanı sapık zihniyetedir.  Bugün inançlar alabildiğine istismar konusu haline getirilmekte; kutsal dini duygular siyasal ihtiyaçlara malzeme edilmektedir. Böyle bir ortamda inançların özgürleşmesi de, aklın özgürleşmesi de, inançlı inançsız tüm yurttaşların eşit, bir arada yaşaması da ancak ve ancak laiklik ile mümkündür. Evrensel hukuk değerlerinin, Anayasamızın ve Cumhuriyetin kazanımlarının yok sayılması tahammül etmemiz mümkün değildir" 

hakan akbaşhakan akbaş