Sinop’un Ada Mahallesinde, Yedi Kuyular adlı mağaranın ve Kral Midridat’ ın mezarının içerisinde olduğuna inanılan 3 bin yıllık tüneller yer alıyor.
Eski çağlarda savaşlardan korunmak amacıyla inşa edildiği bilinen ve yüksekliği yaklaşık 2,5 metre, genişliği ise yarım metre olan tünellerin 10 kilometre uzunluğunda ve çok sayıda çıkışı olduğu tahmin ediliyor. Kentin yeraltında farklı yönlere giden tünellerin keşfedilerek, turizme kazandırılması isteniyor.
Araştırmacı Tarihçi Cemallettin Kaya, Anadolu’ya başkentlik yapmış bir kentte çok sayıda tünel olduğunu belirterek bu tünellerin kazı alanlarında karşılarına çıktığını söyledi. Sinop'un Ada mevkisinde Yedi Kuyular mağarasının bulunduğunu anlatan Kaya, “Bu mağaraya girilip araştırma yapılması lazım. Sinop’un bazalt kayalıkların içinden çıkan tünellerin haddi hesabı yok. Balatlar Kilisesi'nden sağa ve sola açılan iki limana inen tüneller var. Sakarya Caddesi'nin altındaki tünelleri bizzat gördüm. Papazın evinin içinden girdiğinizde tüneller mevcut. Bu tünellere tüp ile girilmesi gerekmektedir. Şehrin altında keşfedilmesi gereken birçok tüneller mevcut” diye konuştu.
Karadeniz’in en değerli yerinin güneye bakan tek sahil olduğunu söyleyen Kaya, "Bu altın kolyemizi değerlendirmemiz, planlamamız lazım. En gelir getirebilecek şekilde sürdürülebilir devamlı bakımlı olacak şekilde yapılması lazım. Düzgün planlanıp turizme açılabilirse Sinop’un ekonomisi tavan yapar. Tüm dünya bu kral mezarlarını, tünelleri görmek için Sinop’a gelir. Dünya Mitridat’a aşıktır. Dünyada Mitridat Diyojen kadar bilinir” ifadelerini kullandı.
Kent sakinlerinden Haydar Aydurmuş, tünelleri büyüklerinden dinlediklerini belirterek "Tünelin Akliman'a kadar gittiğini söylerlerdi ama tam olarak bilmiyoruz" dedi.
Bahri Kayıkçıoğlu ise "defalarca Sinop kuşatılmış, ele geçirilmiş, Sinop tarihini bilenler bilir. Akliman'a doğru gizli geçiş yolları olduğu biliniyor. Bunların başka alternatifleri de var” diye konuştu.
Münir Dinçer de "Yedi kuyular diye bir mıntıkamız var. İsmi de oradan geliyor. Biz oraya girmiştik. İlerledikçe oksijen azaldı, nefesimiz daralınca geri çıkmak zorunda kaldık. O tünellerin Akliman'dan çıktığı tabir edilirdi ama öyle bir şeyin olup olmadığını kimse bilmiyor. Öyle bir tünel var ama oksijen yok, havalandırma bacaları olabilir ancak zamanla körlenmiş olabilir" dedi.
