Köşe Yazarları
Giriş Tarihi : 11-03-2012 22:07   Güncelleme : 11-03-2012 22:07

MEHMET'İ AKİF YAPAN DEĞERLER

MEHMET'İ AKİF YAPAN DEĞERLER
Milletlerin tarihinde öyle anlar vardır ki, bin yılı özetler. Bin yıldır yaşananlar, o anlara sığar. Japonya örneğini ele alalım; Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye düşen iki canavar bomba Japonların belleğine öyle bir kazınır ki, geçmiş ve gelecek bir Japon vatandaş için bir güne sığar. İşte o anlarda yaratılır, bugünün Japon azmi ve çalışkanlığı. Geçmişin tüm enerjisi, tüm birikimi o anda harekete geçer. Çekilen acılar ve yaşanan dramlar modern Japonya’nın can suyu olur.
          
            Bizim tarihimize bu açıdan baktığımızda benzer öyküleri çok çarpıcı bir biçimde görebiliriz. Orta Asya’da çekilen açlık ve sıkıntılar bize Anadolu gibi bir cennet parçasını vatan etmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın Timur’un zindanlarındaki cefası, sürgünleri kesilen bir fidanı kocaman bir çınara dönüştürmüştür.
 
            Adalet kavramını vatan sevgisiyle yoğurup, ecdadın şahadetini kutsal bilen bilinç; bağımsızlığı çölde sudan üstün tutan erdem; Hakk’ı hak bilen  bir coğrafyanın medeniyet zannedilen tek dişi kalmış canavara karşı yaptığı mücadele; her karış vatan toprağını candan aziz bilen çileli yürekler; bastığı yeri topraktan aziz kabul eden hafıza; ben ezelden “beridir hür yaşadım” diyen cesaret; mabedine namahrem elinin değmesini kabullenmeyen iman…
 
            Yukarıda saydığımız nitelikler bir millette varken Akif nasıl böyle bir marş yazmasın. Nasıl “Doğacaktır vaat ettiği günler hakkın”  diyerek müjde vermesin ve hayal gücünün tüm sınırlarını zorlayan sanatla, gerçekleri bu kadar gerçekçi anlatan bir eser ortaya koymasın…
 
            İstiklal marşımızın nasıl ve niçin yazıldığını bilmek onun anlamına vakıf olmak kadar önemli olsa gerek. Bir şiirden öte olan bu dizeler bir milletin yok olmama inadını, var olma azmini, kutsal bildiği “olmazsa olmaz değerlerini”  ne de güzel yansıtıyor.
 
            İstiklal marşımızda birbirini tamamlayan ve bizi biz eden altı temel değer veya erdem vardır.
Vatan: Varlık sebebi olarak gördüğü toprağın topraktan öte olduğunu belirten vazgeçilmez erdemi
 
Bayrak (bağımsızlık): Milleti topluluktan ayıran karakteristik vazgeçilmez bir değeri
 
Şahadet:  Candan öte  tutulan  vazgeçilmez değerleri ve atalara olan  saygı erdemi
 
İslamiyet: Millete güç veren, manevi dinamikleri olan vazgeçilmez, yüce bir değeri
 
Adalet:  Hakk’ ı sevmenin hak ettiğini almak olduğunu bilen, adil olmayı mülkün güvencesi gören vazgeçilmez bir erdemi
 
Millet: kıvançta, tasada bir ve beraber olabilmeyi amaçlayan vazgeçilmez bir değeri
vurgulayan marşımızda son kıta tüm bu değerlerin birleşimini anlatıyor.
 
            Bahsettiğimiz değerler aynı zamanda Mehmet’i “Akif”  yapıyor. Gençliği “Asım’ın Nesli”  haline getiriyor. Bana göre Akif İstiklal marşını bize kazandırmadı var olanı ortaya çıkardı. Ancak İstiklal Marşı bize, Akif gibi bir düşünce ve söz üstadını kazandırdı.
 
            Kalabalıkların millet haline gelmesinde iki insan tipi çok önemlidir. Biri milletin tüm dinamiklerini eyleme dönüştürebilen, harekete geçirebilen, toplumları peşinden sürükleyen eylem adamları…  Dünya üzerinde bize nasip olan bir eylem adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunun en güzel örneğidir.
 
            Biri de eylem adamlarının harekete geçmesinde düşünceleriyle, etkili ve kararlı duruşlarıyla birleştirici özellikleriyle erdem ve hikmetleriyle çok önemli bir vazifeye mazhar olan söz ve düşünce adamları… Mehmet Akif, Şeyh Edebali, Akşemsettin…
 
            Osman Bey’in kılıcının adaleti Şeyh Edebalidir. Fatih’in cesaretinin hikmeti Akşemsettin’dir. Mevlana, Yunus ve Ahmet Yesevi’nin hoşgörüsü Osmanlı’nın cihan sevdasının tohumudur.
 
            Türk milletinin Kurtuluş mücadelesindeki ümit ve azmi Akif’in İstiklal Marşı’nda işaret ettiği değerlerden gelir. Söz ve düşünce erlerinin manevi gücünden ilham alan bu millet Gazi Mustafa Kemallerin cesaret ve zekâ dolu adımlarıyla birleşince bu şanlı hilal ilelebet nazlı nazlı dalgalanır.
 
            Son söz olarak şunları belirtmekte fayda görüyorum. Bu derece muazzam bir marşa, bu derece değerli bir düşünce üstadına, vatan şairine sadece bir günle sınırlı ihtimam göstermek ne kadar acı bir kadirbilmez olsa gerek. Böyle bir erdemsiz davranışa söylenecek bir çift dizem var.
 
Mehmet’i Akif yapan yüce değerleridir. 12 Mart değil.
12 Mart’ı bir günden kıymetli kılan Akif’tir takvim değil.
 
 
                                                                                                       Fatih ARSLAN
                                                                                             fatiharslan_055@hotmail.com
AdminAdmin