Yaşam
Giriş Tarihi : 19-08-2021 15:28   Güncelleme : 17-08-2022 14:46

Babadan oğula geçen meslek: Sepetçilik

İlçemiz Cuma pazarında kendi emeği ile ördüğü sepet ve küfeleri Gerzelilerle buluşturuyor

Babadan oğula geçen meslek: Sepetçilik

Eskiden ihtiyaç duyulan birçok meslek dalı değişen ve gelişen teknoloji, sosyal hayat gibi birçok nedenden ötürü artık kaybolmaya yüz tutuyor.

Sepetçilik de bu mesleklerden yalnızca biri. Babadan oğula, ustadan çırağa aktarılan mesleklerden olan sepetçiliği kendine meslek edinen, pazarlarda esnaflıkta yapan Özgür Yayla ile sepetçilik üzerine konuştuk.

Köylerimizde saman veya bitkisel ürünlerin taşınmasında kullanılan küfe, pazarlarda ise tüketicilerin rengârenk kullandığı sepetleri üreterek geçimlerini sağlayan ustamızla konuştuk ve bu mesleği yakından tanımaya çalıştık.

Çocukluğundan bu yana sepet ördüğünü ifade eden Özgür Yayla mesleği babasından öğrendiğini, babasının da bu mesleği kendi babasından öğrendiğini belirterek dört yıllık üniversite mezunu olduğunu fakat atanamadığını, bu yüzden de ekmeğini baba mesleği olan sepetçilikten kazandığını kaydetti.

Yayla, pazar sepetinin yanında yük taşımak için kullanılan küfeleri de ördüğünü belirti.

Yayla, bölgemizde rattan örgü tamirinin de yapılmadığını kaydederek çok ihtiyaç olması halinde rattan tamiri de yaptıklarını söyleyerek, sepet örme sanatının farklı bir meziyet olduğunu dile getirdi.

Sinop ve ilçelerinde ördükleri sepet, küfe, el çantası gibi ürünleri 30 TL’den 100 TL’ye kadar (sepetin boyutuna göre) satışa sunduklarını, tarih boyunca köylerde saman veya toplanan bitkisel ürünlerin küfe; pazarlarda ise satılan ürünlerin sepetlerle taşındığını kaydeden Özgür Yayla özellikle yaz aylarında sepet ve küfelere büyük bir talebin olduğunu kaydetti.

Bir sepet gördüğünüzde hikâyesinin 5000 yıl önceki Eski Mısır’a dayandığı ve karşınızdaki sepetin de ta o zamanki yöntemlerle yapılmış olduğu aklınıza gelsin… Sepet örücülüğü denince aklımıza gelmesi gereken şehirlerimizi ise Kastamonu, Trabzon, Rize, Konya, Edirne diye sıralayabiliriz.

Sepet yapımında genellikle kestane, fındık gibi ağaçların sürgünleri, bazı bitkilerin sap ve esneyebilen dalları, saz ve kamış kullanılmaktadır.

Sepet, özellikle hayatının büyük bir bölümünü fındık ve çay bahçelerinde geçiren Karadeniz insanının en iyi yardımcısı olagelmiştir, yani adının türkülerde geçmesi boşuna değildir: “Çayeli’nden öteye / Gidelum yali yali / Arkandaki sepetun / Ben olayım hamali…”

Sepet; özellikle buğday, meyve taşıma ve sonra da çocuk beşiği olarak kullanılmıştır. Romalılar da söğüdü çoğunlukla sepet yapmak için yetiştirmişler ve yapılan sepetleri ziraat işlerinde kullanmışlardır.

Bölgemizde çok sayıda geleneksel meslek yaşatılmaya devam ediyor.  

Kanlıçay (Güzelceçay) ve Dikmen ilçemizin birçok köyünde halı, kilim dokumacılığı, İlçemizde ise zamanında Trabzon’dan gelen ustalar tarafından yorgancılık mesleği sektör olarak yerini alırken, yine Yenikent (Gürzüvet -Hacıvat) köyümüz de ise sepetçilik tarih boyunca rağbet gören meslek dalları arasında yer almıştır.

Ülkemizde kuşaktan kuşağa aktarılan ve yaşatılmaya çalışılan bir miras olarak sepet yapımının UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınması için önerilen kültürel değerlerden biridir.

AdminAdmin