Japan Times adlı internet sitesi, kurulacak olan Sinop Nükleer Santrali hakkında incelemede bulundu. Söz konusu haberde, deprem araştırmaları konusunda son derece tecrübeli olan Japonlar, Sinop'un nükleer santral tesisi kurulamayacak derecede deprem bölgesinde yer aldığını iddia etti.
İşte Japan Times gazetesinde yer alan haberin tamamı:
Hükümet destekli araştırma firmalarının gereken olası deprem büyüklüğü raporlarında kuşku uyandırıcı boyutta düşük sonuçlar verdikleri tespit edildi...
Kaynakların aktardıkları bilgiye göre, Japon-Fransız ortaklığıyla Türkiye'de hayata geçirilecek olan nükleer enerji santrali için hükümet destekli araştırma firmalarının gereken olası deprem büyüklüğü raporlarında kuşku uyandırıcı boyutta düşük sonuçlar verdikleri tespit edildi.
Karadeniz bölgesi, Sinop'ta inşa edilmesi planlanan nükleer enerji tesisi için hazırlanan "depremden kaynaklanan yer hareketi" raporlarının deprem konusunda deneyimli Japon firmaların tahminlerinden önemli ölçüde düşük olduğu gözlendi. Cumartesi günü açıklamada bulunan kaynaklar firmaların inşaat maliyetlerini azaltmak için raporda değişiklik yaptıklarını iddia ediyorlar.
Bilindiği üzere Türkiye, deprem riski yüksek bölgelerden biridir.
Sinop'ta inşa edilmesi gereken santral için deprem anında yer ivmesinin 400 gal, ya da saniyede 400cm olması gerekiyor, fakat bazı uzmanlar Japıon standartlarına göre Sinop bölgesinin topografi ve coğrafi şartlarına göre bu oranın en az 500 gal olması gerektiğini belirtiyorlar.
Bu konuda örnek vermek gerekirse eğer, Kyushu Elektrik Santrali Co.'nun Sendai nükleer santrali için yer ivme oranının 620 gal ve Kansai Elektrik Gücü Co.'nun Oi santrali için ise 856 gal oranında olduklarını söyleyebiliriz.
Hazırlanan değerlendirme Ekonomi, Ticaret ve Endüstri Bakanlığı tarafından denetlenen ve Enerji Ajansı tarafından yaptırılan bir çalışmanın parçasıydı.
Çalışmanın amacı ise Türkiye ve Vietnam'da Japon şirketleri tarafından inşa edilecek nükleer enerji santralleri anlaşmalarını incelemekti.
Tokyo merkezli Japon Atom Enerjisi Co. adlı şirket 2.4 milyar Yen (20.5 milyon dolar) tutarındaki çalışmayı üstlenmeyi taahhüt ederek zemin ivme tahmini ve bölgedeki aktif fay hatlarını Japon firmaları için değerlendirdi.
Tokyo merkezli Japon Atom Enerjisi Co., çalışmanın içeriği hakkında bilgi veremeyeceklerini belirtmş ve METI'nin ajansı ise raporun kendilerine ulaşmadığını duyurmuştu.
Mitsubishi Heavy Industries Ltd. ve Fransız nükleer devi Areva SA 2013 yılında Sinop santralini kurmak için hak kazanmışlardı.
İhraç etmek istiyor
Başbakan Shinzo Abe'nin yönetimi, ulusal büyüme stratejisinin bir parçası olarak Türkiye ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere nükleer teknolojiyi ihraç etmek istiyor.
Konsorsiyum, her biri 1.1 milyon kilowattlık bir çıktı ile dört basınçlı su reaktörü inşa etmeyi planlıyor.
Mitsubishi Heavy Industries, Türk hükümetiyle yapılan bir sözleşmenin bu yıl imzalanması ve ilk reaktörün 2023'te devreye girmesi bekleniyor.
Japon araştırmacıların yaptıkları açıklamaya göre fay hatları bölgede santral inşa edilmesini üzerinde düşünülmesi gereken riskli bir konu haline getiriyor.
1968 yılında, bölgenin batısında 6 büyüklüğünde bir sarsıntı gerçekleşmişti ve Türk araştırmacılar bölgede meydana gelme olasılığı bulunan yeni bir büyük deprem uyarısında bulunuyorlar. Bölgede yaşayan halk nükleer enerji santrali projesini protesto ediyor.
Kaynak: http://www.japantimes.co.jp/news/2017/01/08/business/quake-risk-japanese-french-nuclear-plant-turkey-underestimated-keep-costs-sources-say/#.WH5IL1OLTZ6
Çeviri: Şıvan Okçuoğlu
Rumuz
Inanmayin böyle haberlere sinopun geliş geliş mesini istemiyorlar bu zenginler alışmış lar halkı kandırmaya 7 yıl önceMircan Tohumat
İnsan değerinin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.Eğer olsaydı,gelişmiş ülkelerin kapatmaya çalıştıkları bir felaket teknolojisini kurmak istemezlerdi!.. 7 yıl önceOya Koca
Japonya'da son elli yılda 8.2, 8.3, 8.5 ve 9 gibi yıkıcı şiddette meydana gelen depremlerin sayısı tam 6. Japonya'da 2000'de Tottori, 2005'de Nigata, 2005'de Fukuoka, 2007'de Hanto ile Niigataken, 2008'de de Miyagi bölgelerini vuran, 6.4'den büyük bütün depremlerin daha önceden aktif olduğu sanılmayan fay hatları üzerinde meydana geldiğini son bilimsel çalışmalar ortaya koydu. Anlaşıldı ki bu faylar yeterince iyi incelenmemiş ve üstünkörü haritalanmışlar. Japonya nükleer elektrik üretmeye 1966 da başlamış ve 1973 Arap Israil savaşının tetiklediği petrol krizi itibariyle nükleer gücü politik olarak bir milli mesele gibi kamuoyuna kabul ettirmişlerdi. Bu uğurda ülkenin herbiri hareketli 4 farklı tektonik plaka üzerinde bulunduğu, sayısız fay hattının üzerinde, pasifik ateş cemberinin yanı başında volkanlarla çevrili bir bölgede olduğu göz ardı edilmiş, doğanın gücü küçümsenmişti. Depreme dayanıklı iddiasıyla santrallar japon milletine pazarlandı. 1966- 2011 arasına 50 nukleer reaktör yapımını sığdıran Japon nükleer endüstrisinin ulusal elektrik ağına verdiği enerjinin 2017'de %40 olması planlanırken Fukushima sonrası çalışan reaktör sayısı son iki yıldır 2 adetten ibarettir. Dünyamızın yaşı 4.5 milyar yıl, insanoğlu 50 bin yıldır yeryüzünde eserler bırakarak dolaşıyor, nükleer santral teknolojisi ise 50 yıllık bir geçmişe sahip olduğu mox yakıt kullanan santrallerin yarattığı radyasyon kirliliğinin yarılanma ömrü 24 bin yıl, tamamen tükenmesi yarım milyon yıldır. Nükleer endüstrinin burnu sürtüldü. Şimdi sismik araştırmaları ciddiyetle yapmak zorunda olduklarından kapalı reaktörler risk arz ettiğinden açılamıyor. Son 365 günde Japonya'da 564 deprem kaydedildi, risk hiç bitmiyor. Diğer yandan risk zaten feci şekilde gerçekleşmiştir: kazaya uğrayan Fukishima 'nın reaktorlerinden dünyamızın atmosferine ve okyanuslarına eşi benzeri görülmemiş seviyede radyasyon salımı 2011'den beri azalmadan devam etmektedir. Birkaç haftadır rekor ustune rekor kıran radyasyon ölçümleri medyada yer almaktadır. reaktörlerin içindeki yüksek radyasyon sebebiyle robot makineler bile yanaşamamakta araştırma yapılmadığı için tam durum tespiti mümkün olmamakta, hasarlı reaktörlerin dışına kaçan yakıt külçelerinin yerleri hala tam bilinememektedir. Bu yüksek radyasyonlu alanlarda insan birkaç dakika içinde ölümcul doza maruz kalacağı için çalışamamakta robotlar bile ölmektedir. Bütün dünyayı kirliliğe boğan bu facianın yaratıcısı Japonlar eserleriyle övünüyor olmalılar ki Sinop'a aynısını yapmaya geliyorlar. 7 yıl önceESRA CELIK KARTAL
Gunumuzde kanserin grip kadar yaygin oldugunu gormek cok zor deil ama cikar ugruna goren gozler kor oluyor. En son deger verilen biz insanlariz ben bir sinopluyum bir yil oluyor en degerlimizi topraga koyali bu nalet hastaliktan ve ne canlar gidiyor umrunuzdami hayir !! nukleerin her turune karsiyim. Siz adeta cennetten bir parca olan sinop' umuza goz koydunuz ama Rabbim size of pilanlarinizi bozdursun insallah Amin 7 yıl önceSüleyman Demirtaş
Sinop jeolojik yapı olarak sıkıntılı bölge 6 ml açıkta kanal geçişi var ve bu kanal kuyuları derinlik Kerim belli değil deprem riski her geçen yıl artıyor ve Sinop bir ada ve ada olmaya devam ediyor ben derin su dalgıç olarak çok incelemelerde bulundum ve gördünüz Sinop bir volkanik yapı ve volkanik hareketlenmeler devam ediyor.buda su altı akıntı ve su hareketlerine bakarsanız değişimleri göreceksiniz hava faktörleri bile değişmeye başladı farklı bir atmosfer yapısına sahip olan bir Sinop bu santerele nekadar dayanır bilinmez yerkabuğu hareketlenmeye başladı .Sinop belkide yarım adadan sadece ada olacak nasılmış yeraltı incelemeleri bunu gösterir Sinop u büyük tehlikeler bekliyor bence yetkililer buna çözüm bulmaları lazim 7 yıl önceOsman Toprak
Habere bak habere. Adamlar deprem riski düşük diye rapor vermişler bizimkiler de nasıl bu kadar düşük olur maliyeti azaltmak için mi deprem riski düşük çıkarttınız diye raporun içeriğini istemiş. Yapılan habere bakarsan türkiye deprem bölgesiymiş önce okuyun sonra okuduğunuzu anlayın en son haber yapın gerzeninsesini kınıyorum halkı kışkırtmayın yalan yere.. 7 yıl önceHÜSEYİN BODUR
elin oğlu;;bilimiyle, bilgisiyle hareket ediyor diyeceğim ama maaalesef kendi ülkelerinde bile en son model teknolojiyle kurduklari santaral,,;tusunamiyle yerle bir oluverdi... olduda ne oldu;?? belkide orada binlerce kişi ölceke beyler ölecekkkkkkkkkkkkkk...ben insandan bahsediyorum.....burada zaten böyle bir şey olmasaydi bile o yalanci cennnete bu yapilmamaliydi,böyle bir karar dahi alinmamaliydi...o9 doğayi yüce emvlam kullarina boşunami bahşetmiştir...bizde ;;;elektrik üretmek için her allahin günü rüzgar var, allah şükürler olsun güneşimizde var..al sana elekrik...yüce emvlam bizlere yardim etti allah şükürler olsun...nükleer santraleden korkmuyorum ben..ama korktuğum şey o atiklarin nerede olacaği gerçeği ve muammmasi beni korkutuyor,eşimi,evlatlarimi ve torunlarimi korkutmaya yetiyorda artiyor bile...böyle bir nalşamayida hiç bir yerde göremedim zaten..ama mwersin akkauyuda ilgili firmeyla böyle bi ranlaşma mevcut...o atiklar varya o atiklar aman,alalahımmmm 7 yıl önce