Bu dut ağacının gerçek hikayesi, dut ağacını diken kişi 'Hüseyin Pehlivan' tarafından anlatıldı ve Sinoplu yazar Ayşe Gül Kara Zorlu tarafından da kurgulanarak romanlaştırıldı. Sinop'un bilinmeyen yönleri ve Sinop Cezaevinin esrarengiz geçmişinin yer aldığı “Dut Ağacı” romanında, Hüseyin Pehlivan'ın Sinop Cezaevinde müebbetten özgürlüğe uzanan ibretlik yaşam öyküsü ve bir genç kızla kesişen hayat yolculuğundaki ilginç hikayesi okuyucuların bir solukta okuyacağı bir eser haline geldi.
'Sayın müdürüm, ben bir dut ağacı dikmek istiyorum' dedim. 'Nereye dikeceksin? Neden ? Ne yapacaksın dut ağacını ? Yani dut ağacı büyüyecek, dut verecek, herkes bunun dutundan yiyecek , sana dua edecek öyle mi?' dedi.
Ben de ' bu dut ağacı büyüdüğü zaman 20 sene, 30 sene, 50 sene sonra neyse , kaç yıl sonra olursa olsun, büyüdüğü zaman buraya gelen mahkumlar diyecekler ki ; ' bu dut ağacını diken kişi idamdan kurtulmuş, müebbet cezaya çarptırılmış. Müebbet cezayı da bitirmiş çıkmış buradan' Bu şekilde teselli kaynağı olacak onlar için. Ben bunu düşünüyorum, daha ümidimi yitirmedim. Ben bir gün çıkacağım buradan, hiç ümidimi yitirmedim' dedim.
(arka kapaktan)
Sinop'un bilinmeyen yönleri ve Sinop Cezaevinin esrarengiz geçmişi DUT AĞACI romanında!
Bir ağaç gibi sallanıyor başım
Yağmur düşüyor yüreğime
Dalgalar çarpıyor kelepçelerime
Bir umudum kaldı avuçlarımda
Bir de DUT AĞACI !
Ayşe Gül Kara ZORLU