Dünyanın gözü Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Afrin’de yürüttüğü harekâta kilitlendi. Suriye topraklarında emin adımlarla en az zayiatla ordumuz ilerlemeye devam ediyor. Türkiye’nin can ve mal güvenliği, bekası adına gerçekleştirilen Afrin Operasyonu son derece önem arz etmektedir.
Türkiye’nin Afrin Harekatını büyük bir dikkatle takip eden batılı güçler, başarısız olmamız için baltalayıcı ve fitneci bir tutum takınmaktadırlar. Son olarak ;" Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stefan Dujarric, Türkiye’nin Afrin’e yönelik askeri harekat hazırlığı hakkında açıklama yaptı. Dujarric, harekat hazırlığının endişe yarattığını söyledi.
Bölgede gerilimin tırmandırılmasından kaçınılması gerektiğini belirten Dujarric, Türkiye’nin Afrin’e yönelik harekat hazırlığının, Suriye’ye yollanan insani yardımların durmasına ya da aksamasına yol açacağından endişe duyduklarını söyledi.
Durajjic, BM yetkilileri ile Türk yetkililerin görüşmeyi sürdürdüklerini, BM Genel Sekreteri Antomio Guterss’in endişelerinin iletildiğini aktardı.
BU söylemlerle,bm sözcüsü ülkemizi töhmet altına almak istemektedir. Tabi hiç kimse birilerinin canına malına zarar gelmesini istemez, fakat ne hikmetse bu şer güçler; Kiliste tarihi cami bombalanıp, namaz kılan masum halk öldürülürken , Hatay’a, Kilis’e kontrolsüzce atılan füzelerden zarar gören halk mağdur edilirken,acaba bu kurum ve kuruluşlar üç maymunu oynamaktan başka neler yapıyordu? diye sormak istiyorum.
BM’nin yanı sıra ABD’nin de, dünya kamu oyununu yalan dolanlarla manipüle etmeye çalışması , bütün olarak baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti’nin başlatmış olduğu Afrin Operasyonunda ülkemizin doğru yolda olduğunu gösteriyor.
Ve ayrıca Afrin harekatı iç siyasette de destek buldu. Bugün aykırı çıkışlarıyla bilinen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perincek adeta her akşam ayrı bir TV kanalında canlı oturumlara katılmakta ve üstüne basa basa “bu harekâtın Türkiye Cumhuriyetinin Beka sorunuyla alakalı olduğunu söylemekte, ÖSO üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerine, hükümetin üzerine, yürümenin yanlış olduğunu dile getirmektedir.
Türkiye’nin Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu düşüncelerini şu şekilde belirtmişti: ’’ Türkiye’nin sınır güvenliği çok ama çok önemlidir. Bulunduğumuz coğrafya sınır güvenliğine önem vermemiz gerektiğini zorunlu kılıyor. Bu bağlamda ‘Zeytin Dalı Operasyonu’ kaçınılmaz olarak Türkiye’nin gündemine gelmiştir. Kahraman askerlerimiz mücadelelerini sürdürüyorlar. Bu bağlamda kahraman ordumuzun görevini başarıyla yerine getirmesini arzuluyoruz. Allah onlara yardımcı olsun en büyük dileğimiz bu.’’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de benzer açıklamalarla Afrin Operasyonuna doğrudan destek verdiklerini, Türkiye’nin bekası noktasında var gücüyle hareket edeceklerini ifade etmişti.
CHP Ardahan Milletvekili Eski Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın; ÖSO ile ilgili yapmış olduğu (Özgür Suriye Ordusu, El Kaide terör örgütünün uzantısıdır. ) açıklamaları bir anda gündemi sarstı. Sonrasında CHP'den farklı seslerin çıkmasına neden olmuş, birçok strateji uzmanını ve siyasetçiyi; “Öztürk acaba hangi akla hizmet ediyor, neyin peşinde” dedirttirmiştir. Özgür Suriye Ordusu’nun, El Kaidenin bir uzantısı olarak lanse edilmesi ve terör grupları olarak dillendirmesinin ülkemize, silahlı kuvvetlerimize nasıl bir fayda sağlayacağı anlaşılamamıştır.Türk ordusuna destek vermek için YPG - PYD ve DAEŞ ile canını dişine katarak çarpışan Özgür Suriye Ordusunu, ÖSO’yu terör grubu olarak göstermeye çalışmak, gündemi boşu boşuna meşgul etmekten başka bir şey değildir. Şayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti haksız olsaydı, Özgür Suriye Ordusu Türk askeriyle birlikte PKK YPG veya DAEŞ teröristlerine karşı mücadele verir miydi? Oradaki halk Türk Askerinin etrafında pervane olur muydu?
Bu süreçte ikilik çıkarmak, kargaşaya mahal vermek yerine, birlik ve beraberliği tesis etmek herkesin asli görevidir. İç ve dış tehditlere karşı başarılı olmak için tek ses olmalıyız. Fitne doğuracak her şeyden kaçınmalıyız. TSK, kar kış demeden Kızılelma ruhu ile yapmış olduğu operasyonda göğsümüzü kabartıyor. Milli silah ve mühimmatlarımızla bu operasyonu sürdürebiliyorsak bu büyük bir başarıdır. Türkiye artık silah ve mühimmatta dışa bağımlı eski Türkiye değildir.
Son olarak ABD ne kadar Afrin Operasyonunda Türkiye aleyhine strateji izlese de kaybetmekten başka şansı yoktur. Çünkü ABD Afganistan ve Irak da demokrasi vaadiyle binlerce insanın ölümüne neden olmuş, bir çok yerin yerle bir edilmesine sebep olmuştu, bunu dünya canlı canlı izledi ve gördü. Türk Askerinin hem ülkesinin bekası hemde mazlum halkın geleceğini tesis etmek için mücadele ettiğini dünya yakından takip ediyor.
Gün ayrışma günü değil, ikilikten birlik çıkmaz, vatanımızın bütünlüğü ve bekası için, nesillerimizin Türkiye Cumhuriyeti Devletini sonsuza kadar yaşatmaları için tek yürek olma günüdür. Bizleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bölünmez bütünlüğü ve sınırlarımızın güvenliği bağlar, ABD bağlamaz…
