AK Parti Gerze İlçe Teşkilatı tarafından yapılan açıklama şu şekilde: "4 Eylül Çarşamba günü yapılacak olan Belediye Meclis Toplantısında Adnan Menderes Sanat Sokağı isminin değişikliğini kabul etmiyoruz.
5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu'nu çıkaran rahmetti Adnan Menderes isminin değişikliği talebinin, kurucusu Gazi Mustafa Kenmal Atatürk olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından gündeme alınmasını çok manidar buluyouz.
Hizmet makamı olan bu makamı intikam, hırs ve kibir makamı haline getirmeye çalışmak Gerzemizin sonraki dönem siyasi hayatına zarar verecektir.
Önceki dönemde AK Parti Belediyesi yapılan başvurulara rağmen siyasi bir hırsa bürünmeden hiçbir isim değişikliğine gitmemiştir.
1956 Gerze yangınından sonra Gerze Yangın Evlerinin yapılmasında desteğini esirgemeyen bizzat Gerze' ye gelerek çalışmalara katılan dönemin Başvekili rahmetli Adnan Menderes' in ismini silebilirsiniz fakat izlerini asla..."
Gerze Belediye Meclisi, sanata olan katkısını bir adım daha ileri götürerek, sokak isimlerini değiştirme sanatını icra etmeye hazırlanıyor! Evet, doğru duydunuz. Adnan Menderes Sanat Sokağı'nın ismini değiştirmek gibi hayati bir mesele, kentin sorunlarını çözdükten sonra geriye kalan tek eksikmiş gibi gündeme alınıyor.
Tabii, bir sokak isminin değiştirilmesiyle tüm dertlerimizin sona ereceği açık. Gelecekte tarihçiler bu kararı büyük bir devrim olarak anacaklar, tıpkı Fransız Devrimi gibi. Belki de çocuklarımıza bu büyük günleri anlatacağız: "Ah evlatlarım, bir zamanlar bu sokak Adnan Menderes'in adını taşırdı ama sonra bir gün, her şey değişti!"
Şimdi, Gerze halkı olarak rahat bir nefes alabiliriz. Belediyenin bu devasa sorumluluğun altından başarıyla kalkması, bizi oldukça rahatlatıyor. Şimdi sıra, muhtemelen kaldırım taşlarının renklerini değiştirmeye ya da ağaçlara yeni isimler vermeye gelmiştir. Çünkü elbette, Gerze'nin tüm sorunları bu gibi büyük hamlelerle çözülüyor!
Ancak şunu da unutmamak gerek: Gerze'nin ruhunu şekillendiren, bu sokağa ismini veren Adnan Menderes’in izlerini silmek öyle kolay olmasa gerek. Ama kimin umrunda, yeter ki tabelalar değişsin! Belki de bu isim değişikliğiyle Gerze’nin tüm sorunları bir anda çözülüverir. Kim bilir, belki de yeni isimle birlikte sokakta yürüyenlerin ayakları bile yere daha hafif basar!
Sonuçta, bu bir hizmet değil, sanat! Tebrikler, Gerze Belediyesi! Sadece sokak isimlerini değil, aynı zamanda zamanın ruhunu da değiştirmek için büyük bir adım atıyorsunuz! Bravo Gerze Belediyesi, yine sınırları zorladınız! Umarım tabelalar değişince dünyanın ekseni de biraz kayar, aksi halde bu büyük hamlenin etkisini nasıl hissedebiliriz ki?
9-Tarım Ürünleri Antlaşması: 12 Kasım 1956 yılındaki Antlaşmaya göre, ABD Türkiye’ye 46.3 milyon dolarlık buğday, arpa, mısır, dondurulmuş et, sığır eti, konserve, donyağı ve soya yağı satacaktı. Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin ürettiği bu temel ürünler, ABD gibi gelişmiş bir ülkenin, eşit olmayan rekabetine terk ediliyordu.
10-ABD’ye Askeri Müdahale Yetkisi Veren Antlaşma: 5 Mart 1959 Demokrat Parti döneminde imzalanan sayısı ve niteliği bilinmeyen antlaşmalardan en önemlisi, metni tam olarak açıklanmamış olan bu antlaşmada çok ciddi yükümlülükler altına giriliyor, ABD’ye Türkiye’ye askeri müdahale yetkisi veriliyordu.
ABD’ye “Türkiye’nin siyasi bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne karşı yapılacak her türlü tehdidi çok ciddi bir biçimde araştırmak” görevi veriliyor, takip eden altı maddede ise: ABD’nin “doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak; tecavüz, sızma, yıkıcı faaliyet, sivil saldırı, dolaylı saldırı hallerinde” Türkiye’ye müdahale etmesi kabul ediliyordu. Dolaysız saldırı, dolaylı saldırı, tecavüz ve özellikle sivil saldırı gibi kavramların ne anlama geldiği açıkça tanımlanmamış, bunlar ABD’nin yorumuna bırakılmıştı.
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, 4 Nisan 1960′ta bu gerçeği kabul edecek ve yaptığı açıklamada bu konudaki takdir hakkının Amerikalılara ait olduğunu söyleyecektir.
Yer altı kaynaklarımızdan tarım ürünlerimize varıncaya kadar bütün kaynakları, ABD’ye peşkeş çeken bu it, bizi ABD’nin 51. eyaleti yapmayı amaçlıyordu.
Bugün kahraman ilan edilmesinin sebebi de kendi gibi Mason bir başbakanın bizi yönetiyor olmasındandır.
Günümüzde Sadece ABD ve Masonlar Menderes’e vefa borcunu ödemektedirler.