Geçtiğimiz ay Gerze Kültür ve Turizm Derneği Başkanı olarak seçilen Gerzeli İşletmeci Ahmet Uyanıksoy ile derneği tanımak, tanıtmak, hedeflerini vizyonunu, ilçemize ne tür bir katma değer sağlayabileceğini yaptığımız bir canlı yayın ile sorgulamaya çalıştık, Gerze’ nin turizm alanındaki konumu ile ilgili röportaj gerçekleştirdik.
Derneğin kuruluşu, üye sayısı ve çalışmaları hakkında bilgiler veren Dernek Başkanı Ahmet Uyanıksoy, “Gerze Kültür ve Turizm Derneği 1984 yılında kurulmuş. Dernekte 1984 yılından bu yana birçok aktiviteler yapılmış. 1991 yılında beni bu derneğe üye yapmışlardı. 1996-1999 yıllarında başkan yardımcılığı görevini sürdürdüm.
Bu dönemde de dernek üyelerini hiç değiştirmeden yine aynı derneğin başkanlık görevine getirildim. Bizim sevdamız Gerze. Gerze ile ilgili neler yapabiliriz bunları oturup konuşacağız. Bunun için bütçe lazım, gönüllü insanlar lazım, bunları toparlamaya çalışacağız. Bu dernek özellikle Kültür ve Turizm Derneği bulunan ilçelerde çok etkindir. İlçenin sosyal yaşantısına direkt etkisi vardır.
Bizim için kültür ve turizmin başında Gerze var. Gerze’ de ne yapabiliriz? Gerze’ nin kültürü diyoruz. Ne var bunun içinde? Helesadan tutun da yiyeceğine, içeceğine kadar birçok şey var. Bunları bir araya getirip neler yapabileceğimize bakacağız” dedi.
Gazeteci Fatih Uysal’ ın “Yıllardan bu yana ‘Gerze’nin geleceği turizm veya sanayi yönünde olmalı’ şeklinde görüşler dile getirilmektedir. Bu konuda sizin düşünceleriniz nedir?” şeklindeki sorusuna Dernek Başkanı Ahmet Uyanıksoy, belli bir strateji ve vizyon üzerine yoğunlaşılması gerektiğini vurguladı.
Uyanıksoy, “genel vizyonumuz ve stratejimiz tek bir şey olmalı ve buna inanmalıyız, o yönde çalışmalıyız. Gerze öğrenci şehri mi? Sanayi şehri mi? Turizm şehri mi? Balıkçı şehri mi? Bunun isminin konulması lazım.
Gerze’ nin doğal yapısına baktığımız zaman turizm önde geliyor. Turizmde bir avantajımız var; biz fiziki anlamda birçok yere yakınız, mesela Samsun, şu anda gördüğümüz deniz Ankara’ ya en yakın deniz ama bunu Ankara biliyor mu?
Bizim bu avantajları pazarlamamız, satmamız lazım. Daha önce Gerze ‘Yavaş Şehir’ değildi. Burada turizm yatırımcısını değerlendirmek, turizm emekçisini cesaretlendirmek, halkı turizmden gelir elde edilebileceğini inandırmak lazım. Turizm Gerze’ nin olmazsa olmazı durumunda” diye konuştu.
Fatih Uysal: “Turizmle ilgili ne tür yatırımlar yapılırsa Gerze turizmde hak ettiği pastayı alabilir? Gerze’nin tanıtımı, turistik ve kültürel yatırımı konularında yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları vb. ile aranızda işbirliği var mı?”
Gerze Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Ahmet Uyanıksoy: “Ben görevi 7 Temmuzda devraldım ve henüz hiçbir ziyarette bulunmadım. Tabii belediyemizle, kaymakamımızla gerekli kurumlarla, randevularımızı alıp görüşmeler sağlayacağız.
Belediye veya diğer kurumlar bize neden destek vermemesi için Gerze’ nin gelişmesini istememeleri lazım, “burada para kazanılsın, turizm yapılsın istemiyoruz” demeleri lazım. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?”
Fatih Uysal: “Cittyslow noktasında bir soru sormak istiyorum. Malumunuz cittyslow’ un kelime karşılığı yavaş şehir demek. Yani doğa, yeşillik, huzur, dingin doğal bir yaşam. Bu anlamda bu kadar binanın, inşaatın, betonlaşmanın, yapılaşmanın olduğu bir yerde cittyslow un genel felsefesiyle var olduğunu söyleyebilir miyiz? Gerze cittyslow noktasında hedeflerine ulaşabildi mi?”
Ahmet Uyanıksoy: “Cittyslow’ un doğduğu yer olan İtalya’ da insanlar diyor ki günlük yaşamda o kadar hızlı yaşıyoruz ki çoğu zaman birbirimize vakit ayıramıyoruz, sohbet edemiyoruz. Yaşam şehirde yavaş, sakin olsun her şey düzenli olsun.
Yavaş şehir olmak için nüfusun 20 bini aşmaması gerekiyor. O zaman aşmıyordu şimdi aşıyor ama yapılaşma ile ilgili bir kural yok, nasıl isterseniz öyle yapın ama bazı şeyleri yapamazsınız.
Mesela derin deşarjınız olmalı, belli bir yeşil alanınız olmalı. Dünya’ da yalnızca cittyslow şehirleri gezen bir güruh var, Yeni Zelenda’ dan Amerika’ya kadar yavaş şehirleri geziyorlar. Bizde buradan bir pay alabiliriz. Bunların hepsi Gerze için bir avantaj ve bunu Gerzeliye çok iyi anlatmamız lazım. Onların buna sahip çıkmasını sağlamamız lazım.”
Fatih Uysal: “Gerze ile ilgili bir görsel aradığınızda arama motorlarında veya kaynakçalarda önümüze gelen iki görselden birisi yıllardır atıl bir şekilde duran ve bir türlü turizme, mimariye kazandırılamayan Yakup Ağa Konağı. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Sizce bu kültürel miras ne yapılmalı?”
Ahmet Uyanıksoy: “Açıkça ifade etmeliyim ki bu çok üzücü. Ankara ve İstanbul’ da Gerze tanıtım günleri yapılıyor. Bakıyorum görsellere arkada Yakup Ağa Konağı var. Ben herhangi birisiyim, konak ilgimi çekti ve Gerze’ ye Yakup Ağa Konağını görmeye geldim ama kapı kapalı. İçerisine giremediğiniz konağın maketini yapıp önünde fotoğraf çektiriyoruz. Bu çok üzücü. Bende şahsen konağı hiç görmediğim. Öğretmen evi de öyle bunları sorguladığımız zaman işte şu kurumun bu kurumun deniliyor. Sonuçta bizim malımız bu, nereye bağlıysa bağlı. Neden bunlar atıl bir şekilde duruyor?
El sanatları ile uğraşan arkadaşlarımız var, onların ürünleri orada durur, gıda ürünleri durur, dil bilen bir arkadaşımız kapıda durur, bilet satar belki orayı gezen vatandaşlarımızın çay içebileceği bir köşe olur, bir gelir sağlanmış olur, hem de insanlarımız konağı gezmiş olur. Hem binaya da katkısı olur, yaşamayan yer çürür.”
Fatih Uysal: “Turizm bir bütün olarak düşünüldüğünde denizin dışında Gerze’nin eko turizmine yönelik köyleri, tepeleri, yeşil alanları, yaylaları konusunda ki düşünceniz nelerdir? Buralar konusunda çalışmalar yapılıyor mu veya bu konuda sizin projeleriniz olacak mı?”
Ahmet Uyanıksoy: “Ben 2013 yılında Hızarçayı İlkokulunu butik otel yapmak istemiştim, o zaman Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçkök’ ten olur geldi ama bir türlü olmadı. Bunun gibi 28 yıldır belki daha fazla süredir kullanılmayan metruk ilkokullarımız var.”
Fatih Uysal: “Gerze’nin yöresel lezzetleri ile ilgili markalaşma veya coğrafi işaret konusunda düşünceleriniz ve projeleriniz var mı? Örneğin yöresel yiyeceklerden hangileri ön plana çıkarılmalı. Bu konuda düşünceleriniz var mı?”
Ahmet Uyanıksoy: “Şurada aşağı da bir tabela var: “Gerze’ ye hoş geldiniz, etli ekmek yemeden geçmeyiniz.” Peki, nerede yiyeceğiz? Biz kaptırdık, falanca bizden çaldı, diyerek hiçbir yere varamayız. Biz önce kendimize bakacağız, neden Gerze’ de etki ekmek yiyeceğimiz bir yer yok.”
Bir gün bir misafirim dedi ki: “Ahmet Bey bu akşam yemekten sonra size bir tatlı ikram edeceğiz, Gerze’ nin çok ünlü tulumba tatlısından aldık” dediler. Nereden aldıklarını sordum, bizim Zeki Tarhan’ ın orayı tarif ettiler. Misafirim dedi ki: “Adam tatlısına o kadar güveniyor ki bir tabelası bile yok.”
Hakikaten dikkat ettiğinizde Tarhan Pastanesinin bir tabelası yok. O dükkan benim çocukluğumda da vardı. Adam birinden duymuş, aramış bulmuş, işte turizm bu. Dedim patispanyası da meşhurdur, Zeki Abi böyledir şöyledir. İşte bizim bu değerleri pazarlamamız, satmamız lazım. Bu tatlı olur başka bir şey olur. Bunları pazarlayabilmek lazım, bu önemli. Gastronomi turizm de çok önemli bir yere sahiptir. Bizde bir şey satalım, bizim de bir şeyimiz meşhur olsun. Bu tür işletmeleri desteklememiz lazım. Burada neresi gezilir? Ne yenilir? Bunlara cevap verebilmemiz lazım.”
Fatih Uysal: “Kültür turizm diyorsunuz. Gerze’de ki konaklama ve yatak kapasitesi, hizmet kalitesi sizce yeterli mi?”
Ahmet Uyanıksoy: “Sinop’ ta oda fiyatları bu yıl 3 bin liraya kadar geldi. Kuzeyfest’ te Sinop’ u 100 bin kişi ziyaret etti. Cezaevi kapalı, Erfelek Şelaleleri de bir ara kapalıydı. Bir de üzerine meydanda inşaat var. Sinop’ ta inanılmaz bir turizm potansiyeli var. Ancak yatak kapasitesi yeterli değil. İlçemize gelirsek; Sinop’ ta yatak bulamayan birçok insan Gerze’ de konakladı. Turizmden bahsediyorsak öncelikle kaliteli konaklamayı sağlamamız gerekiyor. Gerze’ nin en büyük oteli Geruze kapalı. Otel ne olacak? Tekrar açılacak mı? Başka bir proje mi var? Mesela şu söylenebilir: “Biz oteli başka bir amaç için kullanacağız, burada 40 oda var, biz burayı açmıyoruz ama 40 odayı telafi etmek için başka bir konaklama alanı yaratıyoruz.
Gerze yandıktan sonra Gerze’ nin bütün sosyal alanları belediyeye ait, Köşk Caddesinin ucundaki hamam hariç. Dolayısıyla belediyenin buradaki tavrı çok önemli.”
Fatih Uysal: “Örneğin ilçemizde bir Otelcilik Ve Turizm Lisemiz ile Gerze Meslek Yüksekokulunda Otelcilik Ve Gastronomi ile ilgili bir bölümümüz var. Gerze’de hizmet kalitesinin artması, profesyonel eğitimli insanların bu alanda istihdam edilmesi, kalitenin yükseltilmesi adına projeleriniz olacak mı?”
Ahmet Uyanıksoy: “Bu sektörde en büyük problem yetişkin personel. Siz her şeyi altından da yapsanız o tepsiyi getiren arkadaşa mahkûmsunuz. İyi servis elemanınız, iyi aşçınız yoksa işin içinden çıkamazsınız.
Gerze’ de genel anlamda turizme inanılmadığı için turizm emekçisi olmasını da istemiyor insanlar. Mesela anne baba çocuğu kaynakçıya gönderiyor turizm lisesine göndermiyor. Biz dernek olarak şöyle yapabiliriz, kışın kurs açarız, aşçılık, otelcilik, ön büro kursu vb. Deriz ki kursa katılanlara iş garantisi veriyoruz. Biz genelde ev hanımından aşçı, öğrenciden de garson devşiriyoruz bu bir yere kadar olur.”
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Gerze Festivalinin hikâyesini de anlatan Gerze Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Ahmet Uyanıksoy, “biz kültürel anlamda özümüzü kaybetmemeliyiz. Bizim sevdamız Gerze. Gerze 1956’ da yanıyor, Gerze yanmadan önce şu anki Pazar yerinin olduğu yerde odun pazarı denilen halkın alışveriş yaptığı bir yer vardı ve yıl da bir kere burada panayır düzenlenirdi.
18 Temmuzda bir törenle ilk biten 106 evin kura çekimi yapılıyor, o gün yangında dışarda kalanlar, çadırda yaşayanlar daha doğrusu evi olmayanlar evine kavuşuyor. Diyorlar ki Gerzeliler artık o günü panayır olarak değil de festival olarak kutlasınlar. Dolayısıyla 18-20 Temmuz Festivali aslında Gerzelilerin büyük afetten sonra evlerine kavuştuğu günü kutladıkları festivaldir. Peki, biz ne yapıyoruz? Yangın evlerini yıkıyoruz ve genç nesillere festivalin hikâyesini anlatamıyoruz. Böyle olunca da halk festivale sahip çıkmıyor.
Belediyeyi festival yaparken tek başına bırakmak da doğru değil, biz dernek olarak elimizden geleni yaparız, çünkü bu festival Gerze’ nin vitrini. Eskiden Gerze’ de festival olurdu tüm Karadeniz Gerze’ ye akardı. Ben çok iyi yüzerdim, yüzme yarışında birinci oldum, ödülümü Rıfat Ilgaz’ dan aldım. Akşam rahmetli Sedat Işıdı’ nın isminin verildiği sinemaya gittim Timur Selçuk’ u dinledim. Gerze için daha nitelikli bir şey yapmalıyız” diye konuştu.