12 Haziran 2011 Tarihinde
Yurttaşlar Milletvekillerini seçecek ve
bu amaçla sandık başında olacaklar. Oy kullanma işleminin ilk basamağı
sona ermiştir. 18 Mart günü ilan edilen listeler 31 Mart akşamı kaldırılmıştır.
Bu sürede listede ismi bulunmayanlar veya adres değişikliği içerisinde
bulunanlar önce Nüfus Müdürlüklerine müracaat etmiş, lüzumlu belgeleri ikmal
ettikten sonra aldıkları formu İlçe Seçim Kurullarına sunmuştur. İlçe Seçim
Kurulları bu bilgilere göre o kişilerin adres değişiklikiğini uygun görürse kabul
edecek, Nüfus Müdürlüklerine talimat
vererek adres değişikliği gerçekleşmiş olacak. Bu aşamadan sonra düzeltme veya
değişiklik beyanında bulunan kişiler taleplerine uygun olarak oy kullanma
imkanına kavuşmuş olacak.
Bu durum yüksek teknolojinin kullanıldığı bir dönemde biraz karışık ve yorucu gibi gelmektedir. Bir çok yurttaş bütün bunlara rağmen oy kullanmak için kendisinden beklenen görevi yerine getirme amacıyla gerek Nüfus Müdürlüklerine gerekse İlçe Seçim Kurullarına müracaat etmiştir.
Temel bakış ve işin esası kişinin
kutsal kabul edilen oy hakkını kullanmasını sağlayacak yöntem ve düzenlemelerin
olmasıdır.
Bugünkü uygulamada bu hakkın tesisi Adres merkezli olup kişinin adresi oy kullanma hakkının aracı değil esası olarak görünmektedir. Bunu doğrulayan bir çok örnek bulmak mümkündür.
Örneğin kaydı köyünde görünen
ancak gerçekte İstanbul’ a taşınmış ve orada yaşayan, askı süresi çerisinde hasta ziyareti, cenaze veya bir başka nedenle İstanbul’
da bulunamayan biri bu beyanını ancak İstanbul’ daki Nüfus Müdürlüğü’ ne yapmak
durumunda bırakılmakta, bir başka deyişle 18 – 31 Mart Tarihleri arasında bulunduğu yerden İstanbul’ a geri gidip
durumunu belgelendirmek durumunda kalmıştır.
Yine Üniversite öğrencilerinin durumu bir başka sorun olarak yaşanmıştır. Kaydı ailesinin yanında görünüp Gerçekte Yurtta veya arkadaşlarıyla birlikte örneğin aynı adreste 4 öğrenci bir arada kalır iken adres değişikliğine kişi adına düzenlenmiş su, telefon, elektrik, havagazı v.b. fatura istenmiş olması bu değişikliğin yapılmasını zorlaştırmıştır.
Seçim tarihinde seçmen ehliyetine
sahip olan, 18 yaşını doldurmuş olup
ancak askı süresi sonrasında yani 01.
Nisan ile 12 Haziran Tarihi arasında doğmuş olanların durumları ise daha karışıktır.
Zira bu kişiler askı süresi içerisinde reşit olmadıkları için anne veya
babalarının adreslerinde görünmek zorunda olması yasal zorunluluktur. Diğer
taraftan bu öğrenciler anne veya babasının dışında bir yerde okuyorlar ise
adres değişikliği yaşı tutmadığı için yapamıyorlar. Anne ve babalarının yanına
okulları o tarihte açık olacağı ve Üniversite sınavı hazırlık çalışmaları
nedeniyle gelemiyorlar. Adres
değişikliği mümkün olmadığı için de fiilen oy kullanamıyorlar. Kayden var ancak
fiilen kullanılması mümkün olmayan bir hak tesis edilmiş oluyor.
Bir başka konu yine yurtdışındaki seçmenler. Yeterince hazırlık olmaması bu yurttaşların oy kullanma hakkının hayata geçmesini gümrük kapılarında sağlamakta bu ise oy kullanma hakkını neredeyse fiilen imkansız hale getirmektedir. Zira yurtdışında yaşayanların gümrük kapılarına sadece oy kullanmak için gelmeleri çok da kolay olmamaktadır.
Bütün bu sorunların çözümüne
karar mercii tabiki YSK’ dır. Önümüzdeki seçimlerde bu sorunların
çözülebileceğini umuyorum.
Kişilerin Nüfusta iki tip adresi
bulunmaktadır. Bir tanesi esas olan ve yerleşik bulunduğu adresi, diğeri ise yazlık,
geçici konut, misafir v.b. şekilde sürekli kullanmadığı ancak geçici bir dönem
için ikamet zorunda kaldığı adresidir. Kişilerin yerleşim adresi her türlü
yasal işleme de esas adresidir.
Adres kaydı sadece seçimle ilgili bir husus değildir. Kişinin bütün resmi kurumlar nezdinde yapacağı işlemlere esas olmaktadır. Tebligat kanununda yapılan değişiklikle artık Mahkemeler, İcralar, Noterler veya Tapu Dairelerince gönderilecek her türlü tebligat siz o adreste hiç olmamışsanız bile almış sayılacaksınız ve geçerli olacak. Bu nedenle Nüfustaki adres kaydınız sanıldığından çok daha önemlidir. Sonuçları da bir o kadar ağırdır.
Kanımca kişilere yine ikinci
adres gibi yerleşik adresinden ayrı seçmen adresi tesis edilir ve Nüfus
Müdürlüğü Bilgi sisteminde buna yönelik düzenleme yapılır ise artık herkes
seçmen olarak o tarihte bulunacağı adresi başkaca bir yönteme gerek kalmaksızın
beyan edebilir ve oyunu da kullanır olacaktır. Günümüzde oy kullanmanın sadece
Adres merkezli bir hak olarak tesisi onun kutsiyetini de gölgelemektedir diye düşünüyorum. Nasıl ki
yazlık veya misafir adresi başkaca bir işleme esas olmuyor ise Seçmen adresi de
oy kullanma yeri olarak sınırlı kalmalı başkaca işlemlerde geçerli kılınmamalı.
Bu yöntem belki taşımalı seçmen endişesini ya da başkaca kaygıları getirebilir. Ancak hakkın kötüye
kullanılmasının önlemi o hakkın hiç kimse tarafından kullanılmamasının
gerekçesi olmamalı. Buna uygun müeyyideler beraberinde düzenlenmeli. Ayrıntıları
ilgili uzmanlarınca değerlendirilmelidir.
Yurtdışı seçmenleri için ise belirli merkezlerde Büyükelçilikler marifeti ile sandıklar kurulmalı, sandık görevlilerinin tamamı YSK tarafından belirlenmeli ve yetki ve sorumlulukları hiçbir şaibeye meydan vermeyecek şekilde ayrıntılı ve geniş düzenlenmelidir. Böylece Yurtdışındaki seçmenlerinde oy hakkı hayata geçebilir olmalı, pratikte karşılığını bulmalıdır.
Sonuç olarak aslında
yurttaşlarımız oyuna sahip çıkmaktadır ve oy kullanmak istemektedir. Ancak yasal
düzenlemeler ve kötüye kullanım kaygısı bu hakkın kullanılmasını abartılı
şartlara bağlamaktadır. Oy kullanmak şekil şartları ile sınırlandırılabilecek
hak olarak görülmemeli ve bütün düzenlemeler bu bakış açısı ile yapılmalıdır.
Bir sonraki seçimde her bir yurttaşın oyunun sandığa taşındığı modelin hayata geçeceği beklentisi ile yapılacak olan seçimlerin ülkemiz için en yararlı sonucu getirmesini dilerim.
Saygılarımla.03.04.2011
M. Cesur GÖÇMEN