12 Haziran 2011 Tarihinde yapılan Milletvekili Genel
Seçimleri sonuçlarını elbette uzmanlar daha iyi değerlendirecek ve bu konuda
daha doğru tahliller yapacaktır. Ben seçimi bu yönüyle değerlendirmeyeceğim.
Bir siyasi partinin, toplumun tam olarak yarısının oyunu almış olmasını
kimsenin küçümsememesi lazım. Genel, yuvarlak sözlerle halkın bu tercihini
hafife alma, küçümseme eğilimi yanlıştır. Mevcut iktidar girdiği tüm genel
seçimlerden oy sayısı olarak sürekli artış sağlamıştır. Tartışmasız gerçek olan
budur. Diğer siyasi partiler bu sonuçları elbette kendi pozisyonları itibari
ile değerlendirecektir. Ancak onların da kabul etmek durumunda olduğu husus
burasıdır: Halkın yarısı tek bir partide hemfikir olmuştur.
Seçim sonuçları, kurulacak hükümet ve yapılacak çalışmalar
hakkında da geriye doğru bakıldığında bir kanaat uyandırmaktadır. Yeni Anayasa
ve buna bağlı yeni yasal düzenlemeler birbiri ardına gündemimize gelecektir.
Çalışanlar nezdinde beklenti yüksektir. Kamu Çalışanları
için toplu sözleşme hakkı ve buna bağlı uygulamalar beklentilerin
merkezidir. Kamu Çalışanları artık toplu görüşme değil toplu sözleşmenin
muhatabı olacaktır. Kamu görevlilerine belli bir yasal çerçevede grev hakkı
tanınmamış olması arzulanan yararı eksik bırakmaktadır. Ne var ki toplu
görüşmeden toplu sözleşmeye geçiş çok uzun zaman almıştır. Kamu Sendikacılığı
mazisi işçi sendikalarına göre çok yenidir. Kamuda Sendikalı olmak çalışanlar
arasında daha yeni yeni rağbet görmekte, sendikalı sayısı yakın zamanlarda
yüksek artış göstermektedir. Kendisine, genel ortalamaya göre yarısı oy vermiş
çalışan kesimin beklentilerini karşılamanın ağır sorumluluğu yine hükümette
olacaktır. Bu sorumluluk ilk önce, her yönüyle partisine ve kabinesine
hakim olan Sayın Başbakan’ ın omuzlarındadır.
Kamu hizmetlerinin hızlandırılması, herkesin ve herkesimin eşit olarak hizmet alması yine özel bir önem taşımaktadır. Sağlıktan Eğitime her alanda hizmet çıtasının yükselmesi beklenmektedir. Özellikle Yargı alanında bu durum daha bir önem taşımaktadır. Kişilerin mağduriyetlerinin süratle giderilmesi, davaların daha kısa sürede sonuçlanmasının sağlanması, Yargı hizmetlerine erişimin tüm teknolojik imkanlarla kolaylaştırılması uzun süredir üzerinde çalışılan projedir. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) bunun omurgasıdır. Uluslararası bir çok ödül aldığı gibi yine bir çok ülkenin örnek aldığı model olmuştur. Sürekli olarak güncellenen bu proje ile Kağıtsız Ofis ortamı hedeflenmiştir. Süratle de buna doğru gidilmektedir. Tabi ki bu kendi başına yeterli değildir. Projeyi hayata geçirecek nitelikte, bunu yürütecek sayıda da insana ihtiyaç vardır. Yakın zamanda Yargıya personel alımı sağlanmış ve bu nispi bir rahatlama sağlamış ise de hizmet alanının genişliği düşünüldüğünde personel alımının süratle ve artarak devam etmesi gerektiği kaçınılmazdır. Duruşmaların uzun aralıklarla yapılmadığı, kararların süratle verildiği, karar gereğinin yine süratle hayata geçtiği, nihayetinde mağdurun uğradığı kaybın telafi edildiği, bunlar yapılırken bütün tarafların vicdanlarının rahat olmasının sağlandığı yargı sistemi sadece kaydi düzenlemelerle değil bunu hayata geçirecek fiziki ortam ve nitelikli kişilerle tesis edilecektir. Önümüzdeki yeni dönemde yargı alanında da buna dair yeni düzenlemelerin ivedilikle hayata geçmesini beklemek hem çalışanların hem de yurttaşların ortak aklıdır, hakkıdır.
Saygılarımla.14.06.2011