Aşının bulaşıcı hastalıklardan korunmak amacıyla uygulandığını ifade eden Dr. Halit Kolukırık, ''aşılar belirli bir hastalığa yakalanmadan önce sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanan ve oluşturduğu bağışıklık sayesinde o hastalığa yakalanmayı önleyen biyolojik maddelerdir. Aşılar bir topluma hastalıklardan korunmada sunulabilecek en öncelikli uygulama olarak kabul edilmektedir. Aşılama her çocuk için yaşamsaldır ve her çocuğun hastalıksız yaşamaya hakkı vardır. Vücut aşı ile kendisine zarar vermeyen mikrop ve toksinleri tanır ve onlara karşı bir savunma yöntemi geliştirir. Böylece gerçek mikropla karşılaştığı zaman kişi hastalanmaz. Bu kişi artık o hastalığa karşı bağışıktır. Ülkemizde 1981 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından “Genişletilmiş Bağışıklama Programı” uygulanmaktadır. Programın amacı, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve bu hastalıklardan kaynaklanan sakatlık ve ölümlerin engellenmesidir. Ülkemizde 2006 yılına kadar 7 hastalığa aşı uygulanırken, 2013’ten bu yana 13 hastalığa karşı aşı yapılmaktadır. Difteri, Boğmaca, Tetanoz, Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak, Tüberküloz, hemofiluz influenza tip b, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, konjuge pnömokok ve suçiçeği aşısı tüm bebeklerimize ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır'' dedi.
''Bağışıklanmamış yetişkinler yaşlarına uygun olarak aşılanmalıdırlar''
Bebek ve çocukların aşılarının zamanında yapılmasının çok önemli olduğunu söyleyen Dr. Halit Kolukırık, ''ancak aşı takviminde belirtilen aralıklara göre aşıları tamamlanamamış çocuklarda aradan uzun zaman geçmiş olsa bile aşılamaya bırakılan yerden devam edilir. Eksik aşılı çocuk belirlendiğinde yaşına uygun olarak aşıları tamamlanır. Aşılar sadece çocuklar için değildir. Yetişkinlerde kronik hastalıkların ve kanserlerin görülme sıklığının artması erişkin bağışıklamasının önem kazanmasına sebep olmaktadır. Aşısı olmayan yani bağışıklanmamış yetişkinler yaşlarına uygun olarak tetanos, difteri, grip ve zatürre aşılarına karşı aşılanmalıdır. Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, immün yetmezliği olanlar ve diğer risk gruplarındaki yetişkinlerin de aşılanması gerekmektedir. Hastalıklar açısından riskli ülkelere seyahat edenlerin de bölgenin özelliğine göre gerekli aşılarını yaptırmalıdır. Hac ve umreye giden vatandaşlarımıza vurulan menenjit ve polio (çocuk felci) gibi aşıların yapılması gibi. Aşı sayesinde birey o hastalığa karşı hastalığı geçirmeden bağışıklık kazanmakta ve diğer yandan aşılanma oranının yükselmesi ile henüz aşılanması mümkün olmayan bireylerin korunması sağlanmaktadır'' ifadelerine yer verdi.
''Aşılanarak önlemini alan bireylerin, hastalıkların yayılmasına karşı direnç göstermeleri toplumsal yararın en büyük göstergesidir''
Aşı uygulanması sayesinde ölümcül seyreden ya da ağır sekellere yol açan çiçek hastalığı, çocuk felci hastalığı, difteri, tetanoz, kızamık hastalığı gibi birçok hastalığın kökünün kazındığını yada çok seyrek görülür hale geldiğini belirten Dr. Kolukırık, ''Bu sebeple anne ve babaları çocuklarına aşı yaptırmaya davet ediyoruz. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerden oluşan toplumların, hastalıkların yayılmasına karşı direnç göstermeleri toplumsal yararın en büyük göstergesidir. Bu yolla, aşı uygulanma yaşından küçük olan bebek ve çocuklar, yeterli immun yanıt oluşturamayan immun yetmezliklileri, yaşlılar, aşı kontrendikasyonu olduğu için aşı yapılamayan bireyler, aşı yapılmış ancak bağışıklık düzeyi azalmış bireyler de korunmuş olurlar. Bu dolaylı etki, toplumsal bağışıklık olarak adlandırılır'' açıklamasında bulundu.
Ercan Özcan / Gerzeninsesi