Köşe Yazarları
Giriş Tarihi : 25-07-2011 12:11   Güncelleme : 25-07-2011 12:11

Amme İdaresi Alacakları

Amme  İdaresi Alacakları

Ülkemizde alacakların tahsili için birbirinden farklı temel iki düzenleme mevcuttur. Bunlardan biri, kısaca kamu alacağı saydığımız nitelikte olanlar için her tahsil dairesine yetki tanıyan 6183 sayılı yasa, diğeri ise Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan İcra Dairelerinin uyguladığı İcra ve İflas Yasası. Bankacılık Kanunu nedeni ile oluşan alacaklar için mevcut Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yetkileri bunun dışında olup ayrı ve özel bir durumdur.

 

Her türlü Vergi alacakları ile bazı kurumların alacakları 6183 sayılı yasa kapsamındadır. Örneğin SGK Prim alacakları, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı alacakları, Belediyelerin Emlak Vergisi Alacakları ve İlan ve Reklam Vergisi alacakları önemlileri olarak sayılabilir. Konuyu güncel olan İlan ve Reklam Vergisi yönünden değerlendirmek  daha anlaşılır olacaktır.

 

Konuyu somutlaştırmak için diyelim ki;   herhangi bir belediyenin yine herhangi bir esnaftan 50.TL. İlan ve Reklam Vergisi alacağı olsun. Belediyenin bu alacağını tahsil için izleyeceği yol yasayla tarif edilmiştir. Yetkileri çizilmiştir. Belediye bu alacağı için 6183 Sayılı Yasa hükümlerini uygulayacak ve alacağının tahsili için bu yolu seçecektir.  Buna göre kendi bünyesinde icra servisi kuracak,  buradaki personel de yasanın kendisine tanıdığı hak ve yetkileri  kullanacak (aynı Adliye binalarında bulunan icra dairesi personelleri gibi haciz yapmak, haciz ettiği malı satmak, bu yolla alacağı tahsil etmek) bu işlemleri yerine  getirecek,  dolayısı ile yaptığı bu işlemlerin hem yasal hem de siyasal sorumluluğunu Belediye Amme İdaresi olarak üstlenecektir.

 

Ne yazık ki bir çok belediye bu sorumluluğu almaktan,  görevi yapmaktan kaçınmakta,  sorumluluk üstlenmemekte, bunun sonuçlarını göğüslemek  istememekte, kimi zaman personel yokluğunu, personelin yetersizliğini ileri sürerek , tamamen kendi nedenleri le bu tarz alacaklarını İcra Daireleri yolu ile tahsile yönelmektedir. 

 

Bunun borçlu yönünden birçok sıkıntısı vardır. Zira kendi sorununu daha yakından bilmesi gereken Belediye organları yerine daha farklı ve yabancısı olduğu Adalet Bakanlığı İcra Daireleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Her ne kadar yine tahsil iradesi Belediye veya vekilinde olsa dahi artık durum biraz daha karışık hale gelmiş olmaktadır. Borçlu yönüyle ödemekte güçlük çektiği  rakamlar, icra masrafları  ve buna bağlı giderlerle daha da yükselmektedir.  Alacağın konusu itibari ile doğrudan görevli olmayan İcra Daireleri şu veya bu şekilde muhatap kılınmaktadır.

 

Yakın zamanda özellikle esnaf  - işveren  kesimin  zor durumda olduğu düşünülerek  mali af yasası çok geniş kapsamlı olarak hayata geçmiştir. Elbette esas olan kişilerin borçlarını zamanında ödemeleri, taahhütlerini zamanında yerine getirebilmeleri,  neticede af konusu olmayacak şekilde ödemelerini düzenli yapabilmeleridir.  Ancak realite böyle değildir. Rakamsal olarak küçük görünen borçlar ödenememekte, kişiler için büyük değer ifade etmektedir. Böylesi durumlarda kurumlar sorumluluklarını üstlenmeli, yetkilerini kullanabilmeli, kendi uhdesinde ilgili teşkilatını oluşturabilmeli bu yolla de en doğru yöntemle,  en anlayışlı üslupla, en az masraf yaratarak alacağını tahsile çalışmalıdır.  Aksi takdirde amme alacağı kapsamında olmak ammeye de idaresine de bir anlam katmamaktadır.

 

Saygılarımla. 24.07.2011

 

 

                                                                                                         M. Cesur GÖÇMEN

AdminAdmin