31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından gelecek dönemde yapılacak seçimlere hazırlık yapmak için ilçemizde oluşturduğu ofisinde halkla dirsek temasını sürdüren; ilçemizin yetiştirdiği bürokratlardan, Gümrük Baş Müfettişliği yapmış, emekli olduktan sonra da birçok büyük şirkette önemli görevler üstlenmiş olan Bülent Eryılmaz ile röportaj yapmak üzere bir araya geldik.
Gerze’nin Sesi gazetesi olarak gerçekleştirdiğimiz röportajda Gazeteci Fatih Uysal’ın sorularını yanıtlayan Bülent Eryılmaz, Gerze’ye dair projelerini anlatırken canlı yayında izleyicilerden gelen sorulara da yanıt verdi.
-Bülent Eryılmaz’ı kısaca tanıyabilir miyiz?
1962 doğumluyum; ilk ve orta tahsilimi Gerze’de tamamladım. Liseyi Kabataş Erkek Lisesi’nde bitirdim. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. 1981- 1983 yılları arasında Gerze’de bulunan İlçe Halk Kütüphanesi’nde 2 yıl memuriyet yaparak çalışma hayatına başladım. 1987 yılında üniversite mezuniyetiyle de gümrük müfettişi yardımcılığı görevine başladım. Gümrük müfettişliği görevim kamuda 30 yıl kadar sürdü. 5 yıl kadar da İstanbul, İzmir ve İzmit’te de başmüdür yardımcılıkları, Kapıkule’de başmüdürlük görevinde bulundum.
Son 5 yıldır da özel sektörde gümrük müşaviri olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda yeni bir mali müşavir ve bağımsız denetçi olarak şirketlerde yöneticilik, danışmanlık, denetim işlerinde görev yapıyorum. Önümüzdeki seçimlerde de daha iyi bir Gerze için, Gerze’nin daha iyi yönetilebilmesi, daha iyi bir Gerze yaratılabilmesi için taşın altına elimi koyacağım. Kimilerine göre çok erken, bana göre yetersiz bir zaman kavramıyla önümüzdeki seçimlere hazırlanıyorum.
‘Siyasetin içinde oldum ama profesyonel siyaset yapmadım’ diyorsunuz. Bu söyleminizi biraz açar mısınız?
2019 yerel seçimlerine kadar yakın çevrem kariyer yolculuğumda profesyonel siyasetle ilgili bir planı yaptığım duymamıştır. 2019 yerel seçimlerinden önce her ne kadar profesyonel siyaset yapmamış olsam da çok küçük yaşlardan beri siyasetin içinde oldum. Çünkü siyasetin insan yaşamını organize eden, onu kolaylaştıran ve birinin diğerine hakkını, hukukunun geçmemesini sağlayan, son derece ulvi bir iş olduğunu düşünüyorum.
Ben kariyer yolculuğumda profesyonel siyaseti hiç düşünmedim. 2019 yılına kadar da böyle bir talebim, beklentim olmadı. Ama 2019 seçimleri bize taşın altına elimizi sokmamız gerektiğini, yaşadığımız kentte bu biriken sorunları çözmek için iyi bir ekiple, hemşerilerimizle bu yolculuğa talip olmayı zorunlu kıldı. 2019 seçimlerinden sonra önümüzdeki seçimlerde aday adayı olmaya karar verdim, yolculuğumda böyle başladı.
Ben siyasetin hep içerisindeydim, hayatımın bir parçası hep siyasetti. Profesyonel siyaset yapmamama rağmen hem kamu görevlisi olarak hem de öğrenci olarak birçok bedel siyasi ödedim. Onun içinde siyasete yeni başladığımı söylemek benim için haksızlık olur.
CHP’de ön seçim büyük önem arz ediyor bu doğrultuda parti içinde adaylığınızı kabul ettirebilecek misiniz?
Ben her şeyden önce CHP üyesiyim. Yaklaşık olarak iki seneden bu yana CHP’ye üyeyim ve CHP’nin aday adayı olmak istiyorum. Tabi ki benim gibi başkaları da Gerze’ye farklı şekillerde veya daha farklı bir enerji ile hizmet etmeyi arzu edebilir, onlar da seçilme hakkına haiz olabilirler. Bu olağan bir şey, buna karşı bir şey söylemek mümkün değil. Gerze’yi tek kurtarabilecek benim demekte büyük bir ukalalık olur.
Dolayısıyla birden fazla aday varsa partinin karar verme mekanizmalarının işini kolaylaştırmak gerekir; bu da ön seçimle mümkün olur diye düşünmekteyim.
Ön seçimlerde partinin, Gerze’ye neleri katacağımı ifade etmeye çalıştığım projelere ilgi göstereceğine inanıyorum.
Parti ön seçim olmasın derse ki bunun yanlış bir düşünce olduğunu söylemeliyim. Çünkü kendi örgütlerinde, kendi tabanlarında, kendi partisinde kendi seçmenini dahi ikna edemeyecek olan adayın, tüm bir ilçede tüm bir kentte seçimi başarıyla tamamlamasının güç olduğunu düşünüyorum.
Onun içinde ben örgütün kararına saygı duyacak şekilde ön seçim olması taraftarıyım. Ben ön seçimde de CHP’ de ilgi uyandırabileceğimi, ikna edebileceğimi düşünüyor, güzel şeyler yapabileceğime inanıyorum.
Partinizin içinde bulunduğu ittifakları burada gerçekleştirebilecek misiniz?
İttifaklar önemli olacak. Bundan önce soğuk bakılan, bundan önceki seçimde yaşanılan olumsuzluğun tekrar yaşanmayacak şekilde diğer ittifak partileriyle bu seçimi başaracağımıza inanıyorum.
Bu konu, ilk etapta partinin merkez karar mekanizmaları içerisinde olgunlaştırılacak sonrasında il ve ilçelere yansıtılacak bir durum gibi görülüyor.
İlçedeki sorunların yönetimsel olduğunu belirtmektesiniz ve her konuşmanızda Belediyecilikte kısıtlı katılımcı demokrasiden ziyade katılımcı bir yapıdan bahsediyorsunuz, bu söylemi sıkça dile getiriyorsunuz. Bu söylemden ne anlamalıyız?
Gerze özelinde veya genel seçimlerde bir seçilen, birde seçilsin diye mücadele eden partili veya siyasi kimseler var. Bunlar seçim olduktan sonra ortadan kayboluyor veya yok farz ediliyor.
Belediye Başkanları bütün gücü, belediye başkanlığının bütün karar verme mekanizmasını veya bütün çalışmaları kendi beynine, kendi ufkuna göre şekillendiriyor. Bu bugünde aynı; dünde aynıydı. Ülkemizdeki diğer il ve ilçelerde de aynı.
Şimdi şöyle düşünülüyor; belediye bir devlet kurumu, belediye başkanı, yazı işleri müdürü, belediye başkan yardımcısı, belediye meclis üyeleri var. Belediyedeki karar organları bunlar.
Belediye kanununda katılımcı belediyecilik anlamında, kent konseyleri kurulmasından bahsediyor. Kent konseyleri aslında karar vericilere ışık tutan, katılımcı demokrasi için yasanın kendi içinde içselleştirdiği bir düzenleme. Bu düzenlemenin devamında gönüllü belediyecilik var. Bu anlayış ile seçimi kazanmış veya kazanılmasına etkili olmuş bu insanların belediyede yapılacak çalışmalarda mutlaka bir takım görevler, sorumluluklar almasını sağlamalıyız.
Örneğin benim yaşadığım sokakta bir değişiklik olmadan önce, birisinin gelip bana ‘sen bu sokağın sakini olarak bu değişiklik konusunda ne düşünüyorsun’ diyerek görüşümün alınmasını isterdim.
Biz bunu nasıl yapacağız derseniz; biz zaten arkadaşlarımla birlikte, ortak akıl üreterek, bu hamleleri yapıyoruz, projeler geliştiriyoruz. ,
Seçim olacak ve biz kazanacağız, buna kesin olarak inanıyoruz. Gerze seçmeninin bizim pozitif üretkenliğimize hayır diyeceğine inanmıyorum.
Seçimi kazandığımızda ‘hadi herkes evine, bende Köşk Mahallesindeki belediye binasının üçüncü katında oturayım, burada klimayı açayım, iki de imza atayım, akşamda evime gideyim’ şeklinde bir belediyecilikle işimiz yok bizim.
Belediyede sorumluluk alan, üretkenliği devam eden, bizim ürettiklerimizi hayata geçiren, bunları sorgulayan seçmenlere söz verdik. Hizmetin daha iyi üretilmesini sağlayan bir yapıyı kastediyoruz.
Katılımcı belediyecilikte sadece seçimi kazandığınız, kendi partinizin mensubu müteşekkil bir ekipten kastetmiyoruz; bütün bir kentten bahsediyoruz. Başka siyasi partilere oy vermiş, başka siyasi düşüncelere sahip insanların da bu kentte yaşıyor olmalarından, kenti kullanıyor olmalarından dolayı hizmetin üretilmesinde mutlaka denetleyen, fikir veren, görüşlere katkı sunan bir yapının oluşmasını sağlayacağız.
Onun için çocuk, genç, engelli veya başka partili temsilcisinin olup olmaması önemli olmaksızın kentin belediye hizmetleri yönetiminde görev ifa edeceklerdir.
Günümüzde belediye başkanları birer iş bulan, işveren şeklinde görülmekte. Sizin bu konuya ilişkin değerlendirmeniz nedir?
Belediye başkanları sadece kentin bütün sorunlarıyla ilgilenen misyona sahip olmak zorunda. İşsizlik bunlardan bir tanesi, çevre sorunlarında da sorumlu; bunları çözecek ya da bir şekilde kentte kolay yaşanmasını sağlamak zorunda.
İşsizlikte bunlardan birisi. Seçim vaatlerinde tabi ki senin çocuğunu, senin yeğenini hatta seni de işe alacağız şeklinde sözler veriliyor. Sonrasında bu gerçekleşmiyor, bunda şaşıracak bir şey yok; 180 kişilik bir kadroyla Gerze’nin işsizlik sorunu çözülemez.
Gerze’nin işsizlik sorununu belediye başkanı nasıl çözecek? Belediyeye alacağı işçilerin dışında, belediyenin önderlik ettiği sanayide, tarım üretiminde, benzeri bir takım iş olanakları yaratarak başka yatırımcıların Gerze’ye gelmesini sağlayarak, yeni istihdam olanakları yaratarak, Gerze’deki işsizliğin önüne geçmek noktasında bir fonksiyon ifa edebilirler.
Yani 180 kişilik kadro içinde kimler çalışacaktan ziyade 1900 kişilik istihdam sağlanacağı planlar yapılmalı. Olanakların sağlanmasında lider rolü üstlenilmeli şeklinde görüyorum.
1956 yangınından sonra Gerze’ye 800 yangın evi yapıldı ama şu anda tahmini 25-28 bin arasında abone var, Gerze yangından bugüne ortalama 33 kat büyümüş. Sizin yenileşme adına yeni bir Gerze projeniz var mı? Şayet varsa bu yeni projeniz nedir?
Kent büyüyor; ben çocukken Gerze’nin nüfusu 3 bindi. Gerze afetten yeni çıkmış küçük bir kasabaydı. Ama sonrasında büyüdü, gelişti. Şu an 18 bin nüfus var; kimi verilere göre Gerze, 28 hatta 30 bin konutun olduğu söylenilen bir kente dönüştü.
14-15 bin su abonesi var; geri kalanı da muhtemelen iskân almamış. Henüz konut olarak tapuda, belediyede görülmeyen, inşaat halinde görülen konutlardan bahsediyoruz.
Çevre şehir planlayıcıları bir takım fizibilite çalışmalarından sonra kentin nereye doğru gelişeceğine karar verirler. Tabi ki bende olsaydım bu teknokratlar kadrosuyla, bu insanlardan destek alarak bir kent genişleme master planı çizer yasal ölçekli planlar oluştururdum.
Ama burada önemli olan kentin nereye doğru evrileceğine sadece kentin seçilmiş belediye başkanı ve etrafında şehircilikten, belediyecilikten en fazla benim kadar anlayan kişilerin vereceği karardan ziyade, bütün bir kentin kararlarıyla, eğilimlerinin göz önünde bulunarak bir kentleşme seyri yapılmalıydı. Kentin master planı çıkartılırken kentte yaşayan insanlara bu sorulmalıydı.
Gerze, Sinop yönüne mi, Samsun yönüne mi yoksa Acısu köyüne doğru mu büyümeliydi? Bu yapılırken bina yükseklikleri nasıl olmalıydı? Bu binaların otoparkları olmalı mıydı yoksa bayram tatillinde yaşadığımız büyük sorun gibi belediyenin yaptığı yolların bir veya iki şeridi otopark olarak kullanılan bir kentleşme mi olmalıydı?
İşte bu sorunlara kentin ortak aklıyla birlikte çözüm üretmek gerekirdi.
Ben bunun düzgün bir şekilde yapıldığına inanmıyorum. Eğer öyle olsaydı bugün 30 bin civarında nüfusu olan kentte, bayramın arifesinden bu yana ciddi bir trafik ve insan yoğunluğu yaşayan, arabaların birbirine yol veremeyen, park veya geçişte yaşanan sıkıntılardan dolayı çeşitli nizaların yaşandığı beş altı gün geçirmiyor olurduk.
Onun yerine bahçeli, otoparklı, makul arsaların olduğu alanlarda yapılaştığı bir kentleşmeye doğru eğilim göstermesini sağlamaya çalışırdık.
Gerze' de geniş bir kitleyi içine alabilecek, halkın rahat nefes alabileceği bir kent meydanı projeniz var mı?
Kent meydanını konuşabilmemiz için kentin içinde olan bir alana sahip olmamız gerekir. Böyle bir alanımız yok; bir boş alanımız var o da eski tekel binasının olduğu yer.
Bu ada içinde belediye mülküne sahip hal binası var, hemen yanında havuzlu kahve var, buralar belediyenin mülkünde. Fakat PTT ve Ziraat Bankası belediyenin mülkünde değil.
Eğer meydan yapılacaksa en uygun yer burası. Buraların yenileştirmesi adına buraların belediyeye verilmesi gerekir. Bunu hükümet yapar mı onu bilemiyorum. Fakat benim hayalimde kent meydanı olabilecek siluet bu.
Yangın evleri veya ilçemizde tarihi özelliğini yitirmiş tarihi binalarla ilgili neler söylemek istersiniz?
Yangın evleri tarihi özelliği itibarıyla tarihi eser özelliğine haiz olmaya henüz başlamış. Yeni bir yapılaşma modeli belirlenmiş ve bunun hayata geçirilmesi istenilen bir durumdayız. Ne ticari ne de ihtiyacı gideren bir model yaratılamamış.
Bize dayatılan proje Gerze yangın evlerinin deve cüce kalmasına, yenilerinin yapılmasına müsaade etmeyen bir şekilde ortada duruyor.
İzleyicilerden gelen soruları da canlı yayında cevaplayan Bülent Eryılmaz bir izleyiciden gelen “Neden Gerze’ye hep emekli olan insanlar gelip adaylığını açıklıyor?” sorusuna ise,
Ben kariyer planını başından beri profesyonel siyaset yapmak üzere kurgulamış biri değilim. Eğer öyle olsaydı emekli olmadan önce bana teklif ettiklerinde gelir adaylığımı CHP üzerinden ilan ederdim ve seçimi kazanırdım.
2019 yılında daha 3 yıllık emekliydim; keşke ihtiyaç duyulmasaydı, keşke seçim kaybedilmeseydi, keşke kaybedilmeyi gerektirecek belediye-i hatalar yapılmamış olsaydı, keşke şu anki belediye başkanlığının yetersiz hizmetleriyle karşı karşıya kalmıyor olsaydık o zaman ben hiç bu işlere bulaşmış olmazdım.
Belediye başkanının yaşlı olması, emekli olması bizim için önemli değil.
Liman içinde denize akan kanalizasyon belediyeleri zaman zaman sıkıntıya sokmakta. Siz açıklamalarınızda ‘biz drenaj sorununu rahatça aşarız’ diyorsunuz. Bu nasıl olacak?
Ben ve arkadaşlarım kararlı insanlarız; bir şeyi yapmak istersek yaparız.
Kanalizasyonun, yağmur suyunun denize verilmesi ayıp, utanç verici bir şey. Yeni bir motor yeni bir dinamo alınacakmış. Bunlar arıza yapınca ne olacak. Kanalizasyonu yine limana basacağız. Basılmaz; limana basılmayacak bir formülü bulup, yedekleyip mutlaka onun dışında bir çözümle bu işi halletmemiz gerekiyor.
Her şirketin ikinci bir planı vardır; elektrik kesilirse jeneratör kullanılır. Dinamo bozulursa yedek dinamo vardır. Dinamonun maliyeti bu işi karşılayabilecek kadar değersizdir çünkü insan sağlığı söz konusudur.
Borunun ucunu gizlemek için denizin içine eğip siz bunu görmezden gelin diyerek uyanıklık yapmamalısınız. Benim için bu iş 15 gün; 15 gün sonra herhangi bir arıza durumunda ne liman içine akıtılacak bir kanalizasyon hikayesi ne de Gürleyik Deresinde o hattın üzerinde oturan insanlar için koku, ne de o hatta oturan insanların dereden rahatsız olduğuna dair bir sorun yaşamaz.
Bir belediye meclis üyesi arkadaşımız bunu videoya çekerek sosyal medya hesabından paylaştı, Gürleyik Deresinin kirliliğiyle birlikte limana akan bu durumu. Yine duyarlı vatandaşlarımız hassasiyet göstererek yapmayın etmeyin diyerek tepki gösterdi. Şimdi eleştirildiğinde kızmak insani bir tepkidir, siz eleştirildiğinizde tahammül edemeyebilirsiniz. Ama kamusal bir iş yapıyorsanız, kamusal bir hizmet gösteriyorsanız sizin kızmaya hakkınız yok. Size söyleneni ya aklıselim bir şekilde hayata geçirirsiniz ya da olmazını ifade edip ikna edersiniz. Sizden bu hizmeti bekleyen hemşehrinize dersiniz ki biz bunu yapamayız, nedenlerimiz de şunlar.
Projeler var; derelerin üzeri kapatılabilir, bunun için Su İşlerinin projeleri var. Derelerin üstleri kapatılabilir ve kokmaları engellenebilir veya sık sık temizlenerek orada yaşayan vatandaşlarımız, sıkıntısız, sivri sineksiz hayat yaşarlar.
Recai Kuroğlu başkanlığı zamanında yapılmış aşağıdaki hattın Köşkün arka tarafına verilerek tahliye edilmesini sağlayan bir hat vardır orada. Köşkün ön tarafından liman içine akmasındansa bu hattın köşkün diğer tarafından açık denize doğru boşaltılması en azından geçici çözümlerde kullanabileceğimiz yedek nokta olmalıdır.
Gerze sokakları bu bayram yoğun trafikten dolayı felç oldu. Bunun önüne geçilebilmesi adına sizin farklı düşünceleriniz, projeleriniz var mı?
Bu anlamda çok projemiz var tabi. Neticede biz şehir plancısı değiliz, inşaat mühendisi de değiliz yani bunlar böyle olur deme lüksüne de sahip değiliz. Biz bu işi ehliyle, iş bilen insanlarla, şehircilerle, mühendislerle çözme taraftarıyız.
Siz zaten ihtiyaca cevap veren bir yolu daha gösterişli hala getireyim diye bir şeyler yapıyorsunuz. Tamam, çok güzel gözüküyor ama drone ile kimse yokken çektikleri fotoğrafı bir de bayramın 2’inci günü çekselerdi. Ben bisiklet yolundan giden araba gördüm o gece çünkü yol bitti, kullanılamaz hale geldi.
Tek yön uygulaması var, belli alanları trafiğe kapatabilirsiniz. Tabi bunu yapabilmeniz için sizin önce bir otopark yapmanız lazım. Sizin öncelikli olarak Gerze’de otoparka ihtiyacınız var.
Kesinlikle otoparklı, yolların genişletildiği, işlevi olmayan bisiklet yollarından ziyade yolların kullanılabilir olmasını düşünüyoruz.
Biz ne yaptık, zaten kullanılabilir bir yolu iptal ettik yerine ekstradan kamusal bir harcama yaparak yol yaptık; işlevi olmayan bir yol yaptık. Köşke kadar giden herkesin arabası var, ne yapacak bu insanlar, gösterdin mi yer? Hayır, göstermedin. Arnavut Kaldırımlarının nerelere yapıldığı belli. Ben mimar, mühendis değilim ama biliyorum Arnavut Kaldırımı nerede var, buzlanmanın olduğu yerlerde var. Bizde buzlanma İş Bankasının önünde oluyor, oraya asfalt yapıyorsun buzlanma olmayan Köşk Caddesi’ne de Arnavut Kaldırımı yapıyorsun.
Bir diğer Arnavut Kaldırımları milim milim yaklaştırılarak inşa ediliyor, herkes spor ayakkabıyla yürümek zorunda değil. O caddede topuklu ayakkabı ile yürüme imkânı yok. Düz ayakkabı giyebilen insanların yürüyeceği bir yol yaptınız. Benim sol ayağım engelli, ben o caddede yürüdüğüm zaman Çeçe yolunda yürürken ne hissediyorsam aynısını hissediyorum.
Ben belediye başkanı olsam bu yolu derhal ortadan kaldırırım, trafiğe açık, daha fonksiyonel, otopark sorunu yaratmayan bir modele geçilmesini sağlarım.
Gerze’de tarım ve ev ekonomisi diyorsunuz, bundan ne anlamalıyız?
Pandemi bize bir şeyler öğretti, ülkeler kendi gıdalarını kendileri üretemiyorlarsa başkaları onlara gıda satmıyor. Biz ülke olarak tarımda kendi kendine yetebilen ülke özelliğimizi kaybettik. Hatta samanımızı bile dışarıdan ithal eder duruma geldik. İthal etmek iyi bir şey değil kendi kendine gıda anlamında yetmek oldukça önemli. Bu anlamda tarım önemli.
Köylü milletin efendisi, köylü bizim organik gıda almamamızı, organik beslenmemizi sağlıyor. Şu an Gerze’de yeni yerleşmelerin olduğu yerler önceden Gerze’nin bağlarıydı. Artık buraları tarıma kazandıramayız ama hemen akabindeki hirterlantında yine yakın köylerde ulaşımın verdiği olanaklarla da tarımı bizim göz önünde bulundurmamız, geçim olanaklarımız açısından hesaba katmamız lazım.
Gerze’de yaşayan birçok köy kökenli hemşehrilerimizin yakın köylerde tarlaları var. Bu tarlalarda küçük ölçekli, ev ekonomisine katkıda bulunulabilecek anlamda bahçecilik, seracılık ya da hayvancılık yapılabilir.
Herkes aynı tarihte pazara malını getiriyor bu da ürünün fiyatının düşmesine neden oluyor. Fiyat düşünce ne oluyor vatandaş malını satamıyor. O zaman bir Pazar sorunumuz var, nasıl çözeceğiz bu sorunu bu mala ihtiyaç duyan Türkiye’nin değişik yerlerinde birçok insan var. Bu malları onlara ulaştırmamız lazım.
Bunu da Kooperatifler Birliği ile sağlayacağız. Hemşehrimizin pazarda satamadığı, değerlendiremediği malı ondan alacağız. Bu birlik sayesinde başka yerde ihtiyacı olan tüketim kooperatifinin raflarına koyup satılmasını sağlayacağız. Onlarda bize ihtiyacımız olan malları daha doğal olarak, katkısız şekilde bu belediyelerin üretim kooperatiflerinde üretildiği şekli ile burada halkımıza sunacağız. Karşılıklı yararlanacağız, biz satacağız, para kazanacağız, onların sattıklarını da daha ucuza temin ederek gelirimize katkı sağlayacağız.
İsrail’i İsrail yapan Yahudi olmaları değil bilakis kooperatiflerdir. Dünyanın en iyi kooperatifçileri İsraillilerdir. İki kooperatifle bu işi yaparlar. Topraksız tarım yapıyorlar ve ürünlerini satıyorlar.
Kimileri oyuncak işiyle, maketçilikle ağaç ahşap işiyle uğraşan arkadaşlarımız var çeşitli ürünler yapıp sosyal medyadan satıyorlar ama bizler kooperatifleşirsek onları da çok rahat pazarlamış oluruz.
Bunların dışında birde e ticaret dünya ticaretinde önemli hale geliyor. Dolayısıyla belediyenin desteklediği bu işin arkasında Gerze belediyesinin olduğunu gösteren bir e ticaret sitesi üzerinden de bu malları Türkiye’deki ve de dünyadaki değişik alıcılara ulaşmasını sağlayabiliriz.
Balıkçı Barınağı konusunda neler söylemek istersiniz?
Balıkçı barınağının hikâyesi, bitmemiş bir barınak projesinin kangrene dönüşmüş halidir. Yani barınağın başladığı dönemde Gerze’nin Karadeniz’deki balıkçılık ekonomisi bugün kentimizin ekonomideki yeri açısından aynı şeyi ifade etmiyor.
Eskiden denizler çok bereketliydi, balıkçılıktan geçinen ailelere sahiptik ama nüfus gittikçe aynı tarımı kaybettiğimiz gibi balıkçılığı da kaybettik. Şu an kentin en önemli geçim kaynağı balıkçılık değil.
Diğer tarafta da kent için verilmiş bir tercih var. Bu tercih yapılırken itiraz edilmemiş yani limanın içerisinde sosyal yaşam alanları yaratılmış, eğlence mekânlarına yerler ayrılmış, liman güzel bir yere dönüştürülmüş.
Şimdi yalnızca taraflardan birinin buna memnun olduğu bir çözümden ziyade iki tarafından da memnun olacağı bir çözüm bulunması gerek. Limanı tamamen balıkçılara tahsis edersek Gerze’nin silueti kalmaz ama balıkçıları yok sayma şansına da sahip değiliz çünkü mendireğin varoluş sebebi balıkçılardır. İşlevsel olsun veya olmasın bu sorun hep birlikte sonuca bağlanmalı.
Bu sonuca bütün Gerzelilerin, balıkçıların, STK’lerin, kaymakamın, siyasi partilerin katılımıyla varabiliriz.
Gençler için eğitim, sağlık, spor gibi konularda neler söylemek istersiniz?
Gençlerle ilgili olarak yaşamlarına devam edebilecekleri, Gerze dışında bir yere ihtiyaç duymadıkları, onurlu ve dürüst şekilde evlerine ekmek getirebilecekleri, evlenebilecekleri bir Gerze hedefliyoruz.
Başka yerde olup, burada olmayan imkânları onlara sunarız. Okullarımızın birçok imkânı yok; eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak için onlara imkânlar sunarız. Bunu belediye onlar adına yapabilir, gençlere eğitim desteğini sağlayabilir. Bunların hepsini küçük paralarla, sadece iyi niyetle sağlayabiliriz.
Sadece futbol esaslı düşünmemeliyiz; dünyanın bir dolu sporu var. Olimpik anlamda hepsinin yapılmasını sağlayacak olanaklar sağlayabiliriz.