Köşe Yazarları
Giriş Tarihi : 02-09-2011 07:35   Güncelleme : 02-09-2011 07:35

YENİ ADLİ YIL

YENİ ADLİ YIL

Adli tatil her yıl 1 Ağustos’ da başlayıp 5 Eylül’ de sona eriyor. Bu süre içresinde Bazı Mahkemelerde davalar görülmüyor, bazı süreler işlemiyor. Ancak Çalışanlar görevlerinin başında olup yargı kararlarını yerine getirmekte,  kalem hizmetlerinin sürdürülmesini sağlamaktadır.   Yeni Adli Yıl Açılış Kokteyli Yargıtay Başkanlığınca içinde bulunduğumuz Terör eylemleri ve şehit haberleri nedeni ile ertelenmiştir. Yargı Çalışanları Derneği’ de bu bağlamda Tören düzenlemesini askıya almıştır. Ülkemiz ne yazık ki artan terör olayları ile sürekli zor şartlar altında tutulmaya çalışılmakta, açık ve gizli bilinen emellerin gerçekleşmesi için tehdit edilme küstahlığı ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Zaman içerisinde ülkemizin bu sorunların üstesinden geleceği konusunda hiçbir tereddüdüm yoktur. 

Terör dâhil her türlü sorun için çözüm önerileri sunulabilir, herkesin kendi penceresinden doğru bulduğu alternatifler oluşturulabilinir. Ancak kim hangi görüşte olursa olsun, hangi sosyal statüye, hangi gelir grubuna dâhil olursa olsun hem fikir olunacak tartışmasız çözüm merkezini ADALET oluşturmaktadır.  Toplumun çimentosu durumunda olan Adalet olgusu zedelendiğinde, güven kaybettiğinde göreceli olarak diğer unsurların daha iyi pozisyonda olması çürümeyi engelleyemez.

Yeni Adli yıl için yurttaşların beklentileri daha süratli yargılama, gerçeğe – doğruya uygun hükümler ve nihayetinde hayata geçmiş, ete kemiğe bürünmüş, yerine getirilmiş mahkeme kararlarıdır.  Her türlü hakkına en süratli şekilde kavuşma beklentisidir. Suçluların cezalandırıldığı, suçu kesin olarak ve her türlü şüpheden uzak kanıtlanasıya kadar masum olduğunun kabul edilmesini, hukuki nizalarda hakkına bir an önce kavuştuğu, sorunlu kiracısı varsa biran özce tahliye edildiği, sorunlu mal sahibi var ise fırsatçılığının engellendiği,  alacağının bir an önce tahsil edildiği, borçlu olması halinde kendisine ödeme için uygun bir planlamanın yapılmasının mümkün olduğu, tarlasına izinsiz giren var ise çıkarıldığı, kadastro hatasının kısa sürede çözüldüğü, kolay sayılabilecek bir takım uyuşmazlıklarda aylarca beklemeden çözümün sağlandığı ve hemen her konuda içinde en ufak bir şüphe uyandırmadan sorunun çözüldüğü bir adalet sistemi her bireyin ve her kurumun tek tek temel hakkıdır.

Yurttaşların bu temel hakkının tesisi sadece haklıyı – haksızı ayırmak ve bunu tayin etmekten ibaret değildir. Elbette esas olan öncelikle bunun tespitidir. Ne var ki verilen kararın günlük hayatta karşılık bulmaması halinde soyut olarak doğru karar verilmiş olması yeterli değildir. Bunun için karar verenlerin, Hâkim ve Savcıların bağımsızlığı, tarafsızlığı, günlük hayatta, sosyal yaşantılarında olgunluk içerisinde davranmaları kadar önem taşıyan husus Yargı Camiasının diğer çalışanlarının da bu düzeyde özenli olmaları ve aynı oranda tarafsız ve bağımsız olmalarıdır.

Yargı temelde sacayağı gibi üç bacaklı tarif edilir.  İddia, Savunma ve Yargılama. Oysa bunlar kadar önemli olan ancak ne yazık ki bu hakkının teslim edilmediği bir husus daha var. O da tamamlayıcı hizmetler! Verilen kararın yerine getirilmesi. Kararın fiilen hayatta karşılık bulmasıdır. Yargı bütünlük içerisinde bu yönüyle eksik bırakılamaz. Yeterli güvencesinden mahrum tutulamaz. Tamamlayıcı hizmetlerin eksikliği günlük hayatımızın eksik kalmasıdır. Bu aşama muhtemel bir güvensizlik, şüphe içerisinde tecelli edemez.

Yeni Adli Yıl içerisinde beklentimiz; göz ardı edildiğini düşündüğümüz tamamlayıcı hizmetleri sağlayan, yargı kararlarını yerine getiren çalışanların da tam olarak teminata kavuşturulması, halkın nezdinde ise yargısal faaliyetin tüm aşamalarıyla nihayete erdiğine dair güvencin  tam olarak tesisidir.

 

Saygılarımla.01.09.2011

 

                                                                                              M. Cesur GÖÇMEN

 

AdminAdmin