Cumhuriyet halk demektir. Cumhuriyet; bağımsızlık, eşitlik, çağdaşlık demektir. Ne mutlu ki Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimiz bu yıl 99 yaşına ulaşmıştır. “Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.” (Mustafa Kemal ATATÜRK.)
YAŞASIN CUMHURİYET!
Yunanistan başbakanı Eleftherios Venizelos Norveç Nobel Komitesine gönderdiği mektupta şunları söylüyordu: ’’Sayın Başkan, yaklaşık yedi asır boyunca Yakın Doğu ve Orta Avrupa kanlı savaşlara sahne oldu. Mustafa Kemal Paşa’nın milli hareketinin rakiplerine galip gelmesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bu belirsizlik ve hoşgörüsüzlük ortamına son verdi. Bir milletin hayatında bu kadar kısa zamanda bu kadar köklü bir değişim, hakikaten nadiren gerçekleşebilmiştir. Teokratik bir rejim altında yaşayan, hukuk ve din kavramlarının birbirine karıştığı çöküş halindeki imparatorluk, tamamen hayat ve canlılık dolu, modern bir ulus devlete dönüştürüldü. Yakın Doğu, gerçek bir barışın dayanağı haline geldi. Türkiye ile sürekli devam eden anlaşmazlıkların neticesinde kanlı savaşlara sürüklenmiş olan biz Yunanlılar, Osmanlı imparatorluğunun halefi olan bu ülkede gerçekleşen derin değişikliğin etkilerini ilk hissedenler olduk. Küçük Asya Felaketi’nden hemen sonra, savaştan bir ulus devlet olarak çıkmış olan, yeniden doğan Türkiye’ye samimi, barış arzusuyla elimizi uzattık, o da samimiyetle karşılık verdi. Barış için bu paha biçilmez katkıyı gerçekleştiren kişi, elbette, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’dır. Bu yüzden, 1933 Yunanistan Hükümeti’nin lideri olarak, Mustafa Kemal Paşa’nın Nobel Barış Ödülü’nün ayırt edici itibarı ile ödüllendirilmesini teklif etmekten onur duyarım. ’’ (Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal, 7. Basım s.183)
İngilizlerin tahrik ve kışkırtmasıyla yıllarca bizimle savaşmaktan geri durmamalarına ve hatta o zamanki krallarının bayrağımızı çiğnemesine rağmen Atatürk büyüklük göstermiş, ayaklarının altına serilen Yunan bayrağı için "Hata etmiş!… Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez, kaldırınız!" demiştir. O ülkenin liderinin yıllar sonraki itirafları, yaklaşımları ve Cumhuriyetimizden aldığı ilham bile cumhuriyetimizin ne kadar önemli ve değerli olduğunu göstermektedir.
*Saray hanedanı kendi küçük çıkarlarının, zevk ve sefalarının peşine düşmüş, hanedanını koruma kaygısıyla milletimizi perişan bir halde İngilizlerin ve müttefiklerinin, hatta yerli işbirlikçilerinin kucağına itmişti. Halkımız hak etmediği muamelelere maruz kalıyor, ülkemiz yabancılara satılıyordu. Hanedanın imzaladığı ve bugünlerde pek sözü edilmeyen Sevr Antlaşması ile halkımız bir avuç toprakla evsiz barksız bırakılmıştı.
*Elektrik yoktu, sanayi yoktu, üretim yoktu, tarım yoktu, hayvancılık yoktu, her şey ithal ediliyordu. Petrol, şeker, buğday üretilemiyordu. Limanlar, yollar, madenler hep yabancılara peşkeş çekilmişti.
*Cumhuriyet öncesinde yeterli sayıda ve nitelikli eğitim veren okul yoktu. Cumhuriyet kurulduğunda okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4'tü. Saray dili ile halkın dili farklıydı.
*Geçmişte kadınların söz hakkı yoktu, onlar adına da erkekler karar veriyordu.
* Doktor, ebe, eczacı, eczane yoktu ve var olanlar da genellikle yabancı uyrukluydu.
TBMM tarafından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan edilmiş, karar verme ve uygulama gücü halka verilmiştir. Atatürk, uygar bir Türkiye Cumhuriyeti için birçok alanda devrimler gerçekleştirmiştir.
*Arapça, Farsça ve Avrupa dillerinin karışımından oluşan ve öğrenilmesi oldukça zor olan Osmanlı Türkçesi, yerini tüm dünya ile kolayca entegre olabilen "Türkçe "ye bırakmıştır. Bu sayede eskiden belli bir zümreye ait olan okuma ve yazma tüm topluma yayılmaya başlamıştır.
*Cumhuriyet milli varlığı sona erdi sanılan büyük bir milletin istiklalini ortaya çıkarmıştır.
*Cumhuriyet, padişahlık dönemlerinde hayvanların bile sayılıp kadınların sayılmadığı sayım sistemini geride bırakarak kadını İnsan olarak tanımamızı sağlamış, ayrıca seçme ve seçilme hakkı vermiştir.
*Cumhuriyet ile tüm vatandaşlara sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı tanınmıştır.
*Bugün ne kadar yanlış anlatılsa ve yıpratılsa da tüm inançlara aynı mesafede olan ve koruyucu bir özelliğe sahip olan laiklik Cumhuriyetle birlikte hayata geçmiştir.
*Kılık kıyafet devrimi ile toplumumuzun çağdaş uygarlık seviyesine taşınması amaçlanmıştır.
*Kimsenin konutuna izinsiz girilmemesi yasa ile güvence altına alınmıştır.
*Eskiden hanedanlık yetkililerinin ağzından çıkacak söz ile sonlandırılabilen yaşama hakkı yasalarla koruma altına alınmıştır. Uluslararası hukuk sistemine geçiş benimsenmiştir.
*Düşünce ve ifade etme özgürlüğü güvence altına alınmıştır.
Minnettarız…
Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir ve hep böyle kalacaktır…
‘’BENİM NÂÇİZ VÜCUDUM BİR GÜN ELBET TOPRAK OLACAKTIR. FAKAT TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR.’’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Saygılarımla,
Orhan UĞUR