SEÇİME DOĞRU

Merhaba sevgili okurlar,

Bu yazımı Türkiye tarihine damga vurması beklenen seçime ayırmak istedim.  Hayatımızda atalarımız, ailemiz, cinsiyetimiz, ırkımız gibi bazı unsurlar önceden belirlenmiş olsa da, geleceğimiz hakkında karar verme yetkisine sahibiz. Meslek seçimi, aile kurma, yaşam tarzı, arkadaşlar gibi konularda verdiğimiz kararların kendimiz ve çevremizdekiler üzerinde önemli etkileri olabilir. Aynı şekilde, bizi kimlerin yöneteceği ve uygulayacakları politikalar konusunda verdiğimiz kararlar da yaşamlarımızı, içinde yaşadığımız toplumu ve hatta tüm dünyayı büyük ölçüde etkilemektedir.

Bu tarihi seçim yaklaşırken, seçimlerimizin gücünü ve yaratabilecekleri etkileri hatırlayalım:

*Seçimler her demokratik toplumun vazgeçilmez bir unsurudur. Vatandaşlar kimler tarafından ve nasıl yönetileceklerine kendileri karar verirler.

*Seçimler insanların siyasi sürece katılmalarını sağlar.

*Seçimler, iktidarın bir hükümetten diğerine barışçıl bir şekilde devredilmesine ya da aynı hükümetin iktidarda kalmasına olanak tanır.

*Seçimler aynı zamanda hükümetlere meşruluk kazandırır.                                                                                                   

*Seçilen kişiler cinsiyet, ırk, din, dil veya ekonomik geçmişlerine bakılmaksızın tüm insanları temsil etmek zorundadır.                                                                                                                                                      

*Seçilmiş yetkililer vaatlerini yerine getiremezlerse, seçmenler onları diğer seçimlerde görevden alabilirler. Bu, seçilen yetkililerin halkın ihtiyaçlarına duyarlı kalmasını ve hata yapmamasını güvence altına alır.

‘’Millet ve memleket adına ve hesabına tek başvurulacak yer burasıdır; yani Yüksek Meclisinizdir. Bu yasal hakkı, bu milli hakkı, bu doğal hakkı hiçbir sebep ve bahane ile ve hiçbir düşünce ile hiçbir kimseye ve hiçbir kurula terk edemeyiz’’ (1921, Mustafa Kemal ATATÜRK)

Seçim döneminde, herkese açık ve hem adayların hem de seçmenlerin fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri güvenli ortamlar yaratılmalı; televizyon, gazete, dergi ve toplantı alanları gibi devlet olanakları tüm seçmenler ve adaylar için erişilebilir olmalıdır.

Bu dönemde empati kurmak ve anlayışlı olmak, bireylerin bakış açılarını şekillendiren farklı deneyimlere, değerlere ve inançlara sahip olduğunu kabul etmek çok önemlidir. Bize sunulan bilgileri eleştirel bir gözle değerlendirmek, farklı bilgi kaynaklarını araştırmak ve güncel sorunlara odaklanmak gerekir.

Seçimlerde akılcı, bilimsel ve bilgiye dayalı çalışmalar ve projeler ortaya koyanlardan yana tercih yapmak öncelikli olmalıdır. Amacımız, rant peşinde koşmayacak ya da sadece kendi çevresinin çıkarlarını gözetmeyecek, bunun yerine toplum ve halkımız için çalışacak kişileri seçmek olmalıdır. Göreve getireceğimiz kişilerin siyasi kimliklerinden bağımsız olarak işleri sadece önlerine getirilen her şeyi araştırmadan, incelemeden imzalamak olmamalıdır. Seçilen yetkililer toplumun çıkarlarını kendi kişisel çıkarlarının önünde tutan cesur ve fedakâr kişiler olmalıdır.

Seçim dönemi duyguların, stresin ve endişenin arttığı bir dönem olabilir, ancak aynı zamanda değişim ve uyum için fırsatlar ve nihayetinde daha iyi bir gelecek için umut yaratır.

Bireyler seçim döneminde nasıl bilinçli karar verebilirler?

1. Farklı bilgi kaynaklarını inceleyin.

2. Eleştirel düşünceye açık olun: Eleştirel düşünme, duygulara veya önyargılara göre değil, değerlere göre hareket etmek anlamına gelir.

3. Adayları toplum menfaatlerini ön planda tutmalarına göre değerlendirin.

4. Demokratik sürece oy vererek ve başkalarını da oy vermeye teşvik ederek katılın.

Seçim dönemi, iktidarı kimlerin elinde tutacağını ve vatandaşların hayatlarını etkileyecek önemli kararları kimlerin alacağını belirlemesi nedeniyle her toplum için kritik bir süreçtir. Bu dönemde duygular yükselebilir ve insanlar görüşlerini ve tercihlerini dile getirirken tansiyon yükselebilir. İnsanlar bazen öğrenilmiş çaresizlik de yaşayabilirler. Bu, kişinin yapabilecek bir pozisyonda olmasına rağmen içinde bulunduğu durumu değiştirmek için gerekli güce sahip olmadığını hissettiği psikolojik bir olgudur. Ancak, bu çaresizlik hissinin önlenemez veya kalıcı olmadığını kabul etmek önemlidir.

Öğrenilmiş çaresizliğin üstesinden nasıl gelineceğine dair birkaç ipucu:

§ Kendi gücünüzün farkına varmak çaresizlik duygusuyla mücadele etmeye yardımcı olur.

§ Şu ana odaklanın: Geçmiş veya gelecek hakkında endişelenmek yerine, şu anı yaşamaya çalışın.

§ Sevdiklerinizle zaman geçirin, bir hobi edinin ve size neşe ve huzur veren faaliyetlerle uğraşın. Bu, stres ve endişeyi hafifletir ve önünüzü görmenizi kolaylaştırır.

Seçim süreci boyunca, çeşitliliğe saygı göstererek ve yanlış bilgilerin yayılmasını önleyerek bilgi sahibi olmak ve katılım sağlamak önemlidir. Akılda tutulması gereken bazı kilit noktalar şunlardır:

· Bilgilenmek: Haberleri ve gelişmeleri güvenilir kaynaklardan takip edin, bilgilerin doğruluğunu ve taraflı olup olmadığını kontrol edin.

· Farklı bakış açılarını dinlemek: Kendi görüşünüzden farklı olsalar bile farklı bakış açılarını ve görüşleri dinlemeye açık olun. Bu, meseleleri daha kapsamlı bir şekilde anlamanıza ve bilinçli bir karar vermenize yardımcı olacaktır.

· Çeşitliliğe saygı duymak: Cinsiyet, ırk, etnik köken, din, dil veya ekonomik geçmişleri ne olursa olsun tüm sesleri kapsayıcı olun. Herkesin görüşlerini ifade etme ve sesini duyurma hakkına sahip olduğunu kabul etmek önemlidir.

· Yanlış bilgilerden uzak durmak: Yanlış bilgilerin yayılmasını önlemek için bilgi paylaşmadan önce kaynakları doğrulayın ve bilginin doğruluğunu araştırın.

· Bilgili ve bilinçli olmak: Adaylar ve konular hakkında araştırma yapmak ve bilgi edinmek için zaman ayırın, böylece bilinçli bir karar verebilirsiniz.

· Seçim sonuçlarına saygı duymak: Sonuç ne olursa olsun, sonuçlara ve demokratik sürece saygı duymak önemlidir. Sonucu onaylamıyorsanız, görüşlerinizi ifade etmenin ve değişimi savunmanın barışçıl yolları vardır.

Bu seçim döneminin nezaket, saygı ve demokratik sürece sarsılmaz bir bağlılıkla geçmesi için hepimiz üzerimize düşeni yapalım. Sonucun halkın iradesini yansıtan ve ülkemizi ilerleme ve refaha doğru götüren bir sonuç olmasını diliyorum.

“İçinizde memleketi ve milleti en çok seven, aklına, anlayışına, vicdanına en çok güvendiğiniz insanları seçiniz. Ancak bu sayede Meclis sizin arzularınızı yapmaya, lâyık olduğunuz refahı temin gücüne sahip olacaktır.”

(1923, Mustafa Kemal ATATÜRK)

Saygılarımla

Orhan UĞUR