https://www.gerzeninsesi.com/files/uploads/user/Orhan_UYur.jpg
Orhan Uğur

KISKANÇLIK VE KİBİR

15-02-2023 12:46 293 kez okundu.

*Kıskançlık üzerine on binlerce, belki de milyonlarca kitap, makale ve deneme yazılmıştır ve bunların içeriği genellikle birbirine çok benzer. Kıskançlık denildiğinde akla ilk gelen kadın-erkek ilişkileridir. Dolayısıyla bu yazılarda, sanki dünya iki kişi üzerine kurulmuş gibi, sıklıkla kadınların erkekleri, erkeklerin de kadınları kıskandığı örnekleri görürüz. Ancak aslında bunun çok ötesinde, bireysel ve toplumsal kıskançlıklara; hem aile içinde hem de dışında kadınların, erkeklerin ve çocukların birbirlerini kıskanmalarına; toplumların sosyal kıskançlıklarına (aileler, gruplar, örgütler, şehirler, bölgeler ve milletler arasında) tanık oluruz.

*Çocuklar kendilerini büyüklerinden daha güçsüz görür ve onlarla eşit olmak isterler. Büyüklerine ulaşamadıklarında ya da ulaşamayacaklarını hissettiklerinde içlerine kıskançlık tohumları ekilir ve filizlenmeye başlar. Gerekli önlemler alınmazsa çocuk asla mümkün olmayacak arzu ve hedefler peşinde koşmaya başlar ve yanlış belirlediği hedeflere ulaşamadığında kıskançlık krizine girerek ruhsal çöküntü yaşar. Bu duygu normal düzeyde kalırsa çaba göstermesi için uyarıcı olur. Bu noktada çocuğu doğru yönlendirmek için ebeveynlere, aile büyüklerine ve eğitimcilere önemli görevler düşmektedir. Çocuklara her kişinin ya da konumun ulaşılabilir olmadığı, herkesin beceri ve yeteneklerinin farklı olduğu ve bu nedenle hedeflerinin aynı olamayacağı, insanların kendi hedef ve amaçları için çaba göstermesi gerektiği anlatılmalıdır. Dolayısıyla çocuklar bu doğrultuda yetiştirilmeli ve yönlendirilmelidir.

*Kardeş kıskançlığı en hafife alınan kıskançlıklardan biridir, ancak hafife alınmasına rağmen çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Çocuk ısrarla kardeş istemesine rağmen, kardeşi doğduktan sonra tüm sevgi, ilgi ve alakanın ona yöneldiğini gözlemler. Çünkü artık evde yeni bir birey vardır, yeni bir heyecan başlamıştır. Eğer ebeveynler sevgi ve ilgilerini eşit bir şekilde paylaşmaz ve yeni çocuğa daha fazla ilgi gösterirlerse bu durum ileride üstesinden gelinemeyecek sonuçlara yol açacaktır. Kıskançlık dışlanmışlık hissinden kaynaklanır. Bilgili ve eğitimli ebeveynler dengeyi iyi kurar ve ilk telaş geçtikten sonra sevgi, ilgi ve alakalarını tüm çocuklar arasında eşit olarak paylaştırırlar. Çocuklarda kıskançlığa neden olan sorunlardan biri de tek çocuk olma durumudur. Bu çocuklar genellikle kardeşi olan arkadaşlarını çok kıskanırlar.

*Çevremizde kibirli, hatalarını ya da eksikliklerini kabullenemeyen pek çok insan görürüz. Bu kişileri bu tür hatalı davranışlara iten şey, zamanında önü alınamamış kıskançlık duygusudur. Bu tür insanlar ya yalnızlığa mahkumdur ya da çevrelerindeki birkaç kişinin ötesine geçemeyen dar bir ilişki çemberine hapsolmuşlardır. Bu insanlar dışarıdan neşeli görünebilirler ama aslında kişilikleri çok zayıftır, iç dünyaları yalnız ve boştur, gerçeklikten uzak, hayatla bağları zayıf ve çevrelerine güvensizdirler. Kendilerine mantıklı gelen mantık dışı düşüncelerle boğuşurlar. Kişiliklerinde sosyalliğe yer yoktur. Bazı ebeveynler çocuklarını üstünlük kompleksi ile kendilerini diğer insanlardan ayıran bir özellikleri olduğunu düşünerek yetiştirirler. Bu çocuklar ileride kimseyle anlaşamaz, kendilerini olduklarından üstün göstermeye çalışır, hayata uyum sağlayamaz, her şeye ve herkese hükmetmek isterler.

*Çocuğun yaşının ilerisinde davranışlar sergilemesi  durumunda zekâsının yaşıtlarından daha yüksek olduğunun düşünülmesi ve bunun çevreye karşı övünçle anlatılması çocuğun kibirli ve şımarık olmasına yol açar. Çocuklar yaşlarına göre düşünmeli, hayal kurmalı, oyun oynamalı ve yaşıtlarıyla vakit geçirmelidir. Çocukların yaşlarına göre büyükçe davranmaları ve buna teşvik edilmeleri dışarıdan hoş görünse de özünde psikolojik sorunları beraberinde getirir.

*Aşırı kibirli kişiler, güçlerini göstermek uğruna, yıkıcı eleştiriler ve aşağılayıcı tavırlarla başkalarını hırpalar ve onlara eziyet ederler, ancak bu kişiler kendilerine yönelik eleştirilere kapalıdırlar. Başka bir kişinin değerini kabul etmek bu tür insanlar için oldukça zordur. Çünkü onlar açgözlü, kendini beğenmiş, hayatla barışık olmayan, başkalarının eksikliklerinden ve talihsizliklerinden mutluluk duyan insanlardır.

*''Kıskançlık duyguların en aldatıcısıdır, insanı yiyip bitirir'', ''En huzursuz insan kıskançlığı içinde barındıran insandır'', ''Kıskançlık insanı değersizleştirir ve küçültür''.

*Değerli insanları yaşarken kıskanmayı ve aşağılamayı, öldükten sonra da övmeyi ve yüceltmeyi ne yazık ki çok iyi beceriyoruz...

*Gelin kimseyi hor görmeyen, küçümsemeyen, birbiriyle uyum ve denge içinde yaşayan, birbirinin eksikliklerini ve zaaflarını kullanmayan, dayanışma içinde olan, başarı ve barış için çabalayan, kıskançlığı olmayan birbiriyle kavga etmek yerine yardımlaşan çocuklar ve nesiller yetiştirelim.

Saygılarımla Orhan Uğur

Neler Söylendi?

Güven Balcı

Teşekkürler hocam yazını bir solukta okudum yeni yazılarınızı bekliyorum 1 yıl önce