Güncel
Giriş Tarihi : 20-09-2019 15:03

“Balıkçılık Bitmek Üzere”

Palamut yok hamsi çok diyerek başlanan balık sezonu bundan sonraki sezonlar için de şimdiden kötü sinyaller veriyor.

“Balıkçılık Bitmek Üzere”

Sezonu hamsi bolluğu ile açan balıkçılar kısa zamanda hamsinin de tükendiğini dile getirdiler.

On yıl önce balıkçılığı bırakan Gerze doğumlu 76 yaşındaki balıkçı Mehmet “Biz eskiden mezgit istavriti beğenip yemezdik şimdi kilosu 20 - 30 lira oldu. 10 - 15 kiloluk kefal balıkları tutarken şimdi kefalin fotoğrafını görsem tanımam bilinçsiz avlanmayla denizi kuruttular. Büyük gırgırlar dip taraması yaparken büyük küçük bütün balıkları yumurtaları alıp götürüyor hayvanın bıraktığı yumurtayı da avlarsan ne olur, zamanla yok olur nesli tükenir. 1970 yıllarında burada tuttuğumuz balıklar kaliteli güzel balıklardı şimdi tezgâhlara bakıyorum balıklar eskisi gibi değil. Hayvanların üreyip büyümesine izin vermiyorlar zamanla tükeniyor. Böyle giderse 10 - 15 seneye balık da kalmayacak. Kafesler koyuyorlar o kafeslere atılan ve dibe çöken yemler yüzünden yıllar sonra sahiller geme dolacak. Devletin bu işe el atması lazım, iki av yasaklanmalı hayvanlar yumurtlasın büyüsün, gelişsin sonrasında da kontrollerle av yapılsın, ancak böyle düzelir. Bu iki senede Devlet balıkçılık yapanlara sahip çıksın, kredi ödemesi taksiti varsa durdursun ya da alternatif bir iş sunsun bu iş ancak böyle yoluna girer yoksa bu gidişat iyi değil” derken İlçemiz Balıkçı barınağına demir atmış, ağlarını tamir etmekte olan Giresun Limanı’na kayıtlı geminin kaptanı Orhan Baloğlu’nun konuyla ilgili bilgisine başvurduk.

Devlet Balık Sektörüne El Atsın

Baloğlu, balıkçılığa devletin bir an önce el atması ve ava çıkanlara da kota getirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Devletin bu balık sektörüne el atması lazım. Ağların derinliğine, cihazların kontrolüne, kotaya kadar her şeyin kontrol edilmesi lazım ki bu sektör kendini toplasın.

Mutlaka kota sistemi koyulmalı. Herkesin takımına göre kota koyulmalı denetimciler bin kasa hamsiden fazla tutmayacaksın dediğinde kontrol edilmeli. 7 - 8 yıl önce limanlara yakın su ürünleri binaları yapıldı, boşu boşuna yatıyor o binalar orda denetleme yok, düzenli kontrol yok.

Mesela sezon boyunca bir takıma 30 bin kasa hamsi tutacaksın dendiyse denetleyip fazlasına izin verilmemeli. Giriş çıkışlar sadece limanlardan olmalı böylelikle denetlemesi de kolay olur.”

Gözlerini Toprak Doyursun

“Büyük takımlar 2 bin 3 bin ton dökme yapıyor buna da kota gelmesi lazım. Çok küçük balıklar avlanıyor yavrular erkenden avlanıp tüketiliyor bunların yasak olması lazım” diyerek denizdeki balıkların neslinin hızla tükendiğini vurguladı.

Balıkların yanlış avlanma yüzünden Abaza ve Gürcistan tarafına gittiğini söyleyen Baloğlu, büyük takımların bir haftalık yavruları dahi avladığını söyleyerek büyük gemilerin yanlış avlanmasına isyan etti.

“Büyük takımlar, buradan Abaza’ya Batum’a giden hayvanları daha bir haftalıkken küçücükken avlıyorlar. Hayvanların geleceğini yok ediyorlar. Biz ne yiyeceğiz, çoluğum çocuğum ne yiyecek! Bunların gözü doymuyor. Gözlerini toprak doyursun” diyerek büyük gemilerin dip taraması yaparken küçük balıkları ve yumurtaları da alıp götürdüğünü bu yüzden her yıl balıkların hızla azaldığını belirtti.

Hamsinin Nesli Tükeniyor

Balıkçılar milyonlarca insanın ekmek yediği bu sektör için yeni bir bakanlık oluşturmasını talep ederek Orman Bakanlığının bu işte yeterli olmadığını belirttiler.

Japonya’dan ihraç edilen Sonar makinelerin balıkları yok ettiğini söyleyerek sonar makinelerinin yasaklanması, kota koyulması ve sıkı denetlemelerin yapılması gerektiğini vurguladılar.

“Sonar makinesi Japonya’dan ihraç ediliyor bu makineyi Japonya kendisi kullanmıyor. Bu cihaz denizin altına elektroşok veriyor bu da balığın beynini patlatıyor. Önceden hamsi 2 - 3 ay olurdu şimdi 15 güne bitiyor. Bütün kayıklar sonarlarını açıyor balıkların beyni patlıyor hayvan da ürküp gidiyor Gürcistan tarafına” derken Gürcistan Abaza tarafına giden balıkların dinlenme yatağı olduğunu ancak oradaki takımların gecede tonlarca doğurmamış küçük hamsileri avladıkları için hamsinin neslinin tükenme tehlikesi altında olduğunu vurguladılar.

Caydırıcı Cezalar Gelsin

Balık Unu fabrikasının avlanan küçük balıkları kesinlikle almaması gerektiğinin altını çizerek caydırıcı cezaların olması, denetlemelerin sıkı tutulması noktasında dikkatli davranması gerektiğini belirten balıkçılar ”bir ağaç kesmenin dahi cezası var 6 ay 1 sene ağaç kestiği için cezaevinde yatanlar varken neden bu bilinçsiz av yapanlara caydırıcı cezalar verilmiyor.”

Tükenen balık nesliyle birlikte sofralarımıza gelen balık fiyatlarının da her geçen yıl daha da artış göstermesinden dolayı rahatsızlıklarını dile getirdiler.

Cezaların caydırıcı olmaması ve denetlemelerin sık yapılmaması yüzünden büyük takımların deniz dibini rahatlıkla tarayıp ne var ne yok aldığı için Türkiye’de balık sezonunun tamamen biteceği vurgulandı.

Hamsinin merkezi olarak bilinen ve ülkede marka değeri kazanan Sinop Hamsisinin artık kalmadığını, tezgahlardaki hamsinin Marmara hamsisi olduğunu söyleyen balıkçılar böyle bilinçsiz avlanma ve kafes balıkçılığı arttığı sürece kısa zaman sonra herkesin balığa hasret kalacağının altını çizdiler.

Kafamıza Demir Düşse Sigortamız Yok

Yirmi kişinin çalıştığı büyük balıkçı teknesinin kaptanı, denizcilikte sigorta yapılmadığı için kendilerinin ve aile bireylerinin sosyal güvencesi olmamasından şikâyetçi. Büyük bir sektör olmasına rağmen çalışanların geri planda kalması ve çalışma sistemindeki denetimsizliklerin olmaması bu sektöre büyük yıkımlar vererek durumun iyiye gitmediğinin altı çizildi.

“Gemi sahipleri sigortaları ödesin. Gemide çalışan hiç kimsenin sigortası yok. Benim babam kaç yıl balıkçılık yaptı sigortasız öldü babam gibi ölmek istemiyorum, bir geleceğimiz olsun bizimde” derken, balıkçılar devlet büyüklerinden kendilerine her konuda el uzatmalarını, sahip çıkmalarını talep ettiler.

hakan akbaşhakan akbaş