Köşe Yazarları
Giriş Tarihi : 29-04-2011 21:32   Güncelleme : 29-04-2011 21:32

YGS DEĞERLENDİRMESİ

YGS   DEĞERLENDİRMESİ

                    27 Mart 2011 tarihinde yapılan kısaca YGS olarak ifade edilen Yükseköğrenime Geçiş Sınavı ülkemizin en tartışılır konuları arasında yer almıştır. Sınav için 1.648.229 kişi müracaat etmiş ve bunların tamamına yakını sınava girmiştir. Bu kişilerin aileleri ile birlikte yaklaşık 6.000.000. kişiyi doğrudan dolayısı ile ülkemizi yakından ilgilendiren bu sınavın tartışılır hale gelmesi herkesi derinden etkilemiştir. Uzmanlara göre Sınavı tartışılır kılan bir çok husus vardır. Kişiye özel soru kitapçığı hazırlanması, bunların sınav sistematiğine uygun olmayacak biçimde düzenlenmiş olması v.b. Ancak en önemli tartışma konusu cevapların belli bir şifre düzeni içerisinde yerleştirilmiş olmasıdır. Artık herkes ve her kesim sınav cevaplarının belli bir şifre düzeni içerisinde yerleştirildiğini kabul etmektedir. Bu hususta görüş ayrılığı yoktur.

 

            Görüş ayrılığı bu şifreleme sisteminden istifade eden öğrenci, özel olarak yararlandırılan bir grup var mıdır yok mudur hususundadır.

 

            Şifreleme var ise bundan istifade edebilecek en az bir kişinin olabileceğini de kabul etmek gerekmektedir.

 

            Peki bu durumda ne yapmalı?

 

            Bütün sınava katılanları potansiyel olarak haksız başarı sağlamış kişiler olarak görüp onları da diğerleri ile aynı kefeye mi koymalı? Bir başka deyişle gerçekte bundan istifade eden kişi ya da kişilerin tespit edilip teşhiri ve nihayetinde bunların sınavının lokal olarak iptali gerekir iken diğerlerini de aynı görüp onlara da hadi bakalım siz de muhtemelen bu başarıyı aynı yolla elde ettiniz bu yüzden sizin sınavınızı da geçersiz kılıyor ve iptal ediyorum demek mi hakkaniyete uygun olacaktır?

 

            Bugünkü yüksek teknoloji, bilişim alanındaki ileri düzeye rağmen gerçek sorumlular bulunamazsa ve sadece onlar yaptırıma uğramazsa bu soruya verilecek cevap ne olursa olsun haksızlığa uğrayan bir kısım öğrenci olacaktır. Peki akıl, vicdan ve hukuk bunu nasıl değerlendirmeli?

 

            Hukukda bilinen bir yaklaşımdır. Bir masumun suçlulardan ayırt edilememesi halinde diğerlerinin yanında ceza görmesi,     bilinen deyimle kurunun yanında yaş da yanar zihniyeti kabul edilemez bir durumdur. Gerçekte kendi gayreti ile başarı elde eden masum öğrencileri sadece biz diğerlerini tespit edemedik bu yüzden sizi de onlar gibi haksız başarı sağlamış olarak görüyoruz mantığı işte tam bu hukuk normuna aykırı düşmektedir. Hiçbir şart altında sonuçları ne olursa olsun bir masumun, suçlularla aynı sonuca katlanması ve müeyyideye tabi olması kabul edilemez.

 

            Sınavın İptal edilmemiş olması bu nedenle doğrudur.

 

            Sorumluların tespiti bu anlamda çok önemlidir. Bir kısım uzman eğitimciler işin bu tarafını öne çıkarmaktan ziyade akla ilk gelen bir çözüm önerisi ile: “ Sınavı iptal edelim sadece bu yıla mahsus tek bir sınav yapalım, herkes her şeyden tek sınavla sorumlu olup aldığı puana göre alan seçimi yapsın “  diyerek işin kolaycılığına kapılmışlardır. Bu öneri başlangıçta yerinde gibi görünse de derinlemesine bakıldığında öğrencilerin neredeyse 9. sınıftan beri hazırlandığı bir sistemi bütünüyle yok sayıp, sanki bu durum hemen soruları değiştirmekle eşitlenebilecek bir şey gibi görüp sorunu kolaylaştırma bakışıdır.

 

            Yaklaşık 4 yıldır aralıksız olarak çalışılan bir sınav yöntemini, alınan dersleri, okul ve dershane eğitim modelini yok saymak, bütün bunları sadece bu olaya mahsus ve alelacele tek sınav en iyi çözüm düre indirgemek, masum çocuklara, onların emeklerine ve geleceklerine yapılabilecek en büyük haksızlık olurdu.

 

            Bu sınav geleceğe not edilmiştir. Nasıl yapılmaması gerektiği konusunda ya da neler yapılabileceği konusunda uyarıcı hatta uyanık tutucu olmuştur. Sn. Cumhurbaşkanı doğru söylemiştir. Bu tarz sınavlarda kişilerin sosyal statü ve ekonomik pozisyonları ne olursa olsun eşit olduklarına dair duygu zedelenmiştir. Bunun yeniden inşası uzun zaman alacaktır.

 

                  Yetkililer bu ve bu tarz sınavların tümünün kendi şahsi onurları olduklarını, geleceğimizi düzenleyen bu sınavlarda her şeyimizi onlara emanet ettiğimizi bilme sorumluluğu içerisinde hareket etmeli, gereğini yapmalı ve buna göre yeni düzenlemeler süratle hayata geçmelidir.

 

 

 

            Saygılarımla.28.04.2011

AdminAdmin