Toplumda bazen imtiyazlı kendi kendini geliştirebilmeyi öğrenen ve öğreten insanlar vardır ki bu kişilerin zamanla doğaya ve çevresine uyumunda önemli rolleri olur. İyi bir belleğe sahip olduklarından öncesinde başkalarını dikkatlice dinler, muhakeme eder sonrasında karar vererek muhatabını kendince karakterize bir çerçeve içine alır. İnsan ulaşılabileceği noktaya kadar açık bir elle tutunmaya çalışsa da imkanlar buna müsait olmayabilir.
Belleğini terbiye etmenin diğer bir yolu ise varsayılanı başka varsayılanla birleştirebilme kabiliyetidir ki ezberleme yönteminde çok fayda sağlar. İnsan kendi zekasına güvenmeyi öğrendiği an bilinsin ki her alanda kendisinden istifade edebilecektir. Kendini yöneterek daha özgüvenli daha enerjik olunacaktır. Bilinçaltınızda derinlere inebilmeyi keşfetmelisinizdir.
Zeka seviyesi düşük olanlar uyumsuzluklarını kavrayabilme ve adaptasyon ile dışa vururken, zeka seviyesi yüksek olan insanların mizaç ve dışavurumu daha dinamik ve anlamlaştırılmış olur. Ruhsal rahatsızlıklarının istisnalı bazen de insanda ters tepki olurken uzmanlarca tespit ve teşhis edilmesi de elzemdir. Uzmanlarca zamanımızda zeka düzeyiyle dışadönük mizaç ile mani-melankoli psikozu arasında bir bağlantı bulunmadığı kanaat edilmektedir.
Kendinizle alakalı ve güvenle baktığınız her şeye sağlam zeka ile iradeyle sahip olursunuz. Doğuştan veya sonrasında kişisel gelişiminde büyük rol oynayan zeka’nın işlevinde farklılığı açıklayabilmek için ruhsal, bedensel ve toplumsal birçok faktör öne sürülmektedir. İyi belleğe sahip olabilme keskin bir izlenimle başlanılabilinir bu çevrenizde olan bitenlerin sürekliliğinin farklıca sorgulanması olacaktır.
Kendimize karşı dürüst olup belleğimizi ehlileştirebilme babında ne kadar çaba sarf ettik diye kendimize soralım… Zekamızın seviye sınırlarını zorlayabilmek için gösterdiğimiz çabanın sonuçlarından yaşamımızda istifade ne derece edebileceğiz..? Eğer ki bilinçli şekilde önemli gördüklerimizi depolayabilirsek ki bu bizim elimizdedir. Hayat boyu verimli şekilde hissediyorum.. gözlemliyorum… ya da seziyorum diyebiliriz.
Verimsiz belleğin sebebi yine bizlerin bilinçşizce yaklaşımımızdır. Varlığımızın nelerle donatıldığından bi haber yaşamımızı idame ederken kapasitemizi keşfedemedemediğimizden vasat hayat sürdürmeyi kabullenmekteyizdir. Oysa ki sınırlarımızı zorladığımız da ne gibi yeniliklere açık olduğumuzun farkına varacağız. Zekamızın sınırlarının nelere kadir olduğunu öğrenebileceğizdir.
Belleğin ruhsal rahatsızlıkların ortaya çıkmasında da önemli rol oynadığı bilinmektedir. Varsayılan sezgisel zekada da farkındalıklar kişilerde göstermektedir ki kendi çabamızla da geliştirebilmekteyizdir. Yönlendirilebilinir zekamızla ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılabilinir. Ruhsal rahatsızlığı olan insanların zekasının geliştirilebilmesi uzmanlarca sürece tabii oluşturulabilinir.
Üstün zekalı insanlar değişik bağlantılarla bilgi birikiminden istifade edebildiklerinden yaşamlarına hemen hemen her şeyi kurgulayabilmektedirler. Özentileri ne yönde olursa zekalarını o tarafa sevk ederler. Yine üstün zekalı insanlar toplumu, çevreyi, olayları başka açıdan değerlendirerek dışavurum sergilerler. Özel eğitime tabii tutularak devletine, halkına, topluma faydalı inşalar olunmalarına destek verilmelidir.
ARAŞTIRMACI YAZAR
VOLKAN YAŞAR BERBER
Kuzey 57
???????? başkasını rencide etmek kibir tanımadığın kişiyi salak yerine korsan ,sonrada o bu senin ukalalığını anladığı an işte ozaman dayak yemek kaçınılmaz olur eh işte o ara şansın yaver gider ve dayaktan kurtulursun ,isminde başka hiç bir geçmişi bilinmeyen tanımayanlar da burda ahkam kesmeye de gazeteyi takip etsek 1 yıl önce