Dünyadaki iyi veya kötü şeylerin peşinden koşma sevdasıyla hareket eden insanlar halen başkalarının başarıları altında ‘’ben bir hiçim’’ olumsuz tavırlarıyla kendini başarısızlığa kabullenmiştir. Oysa dese ki.. ne şekilde nasıl başarabilirim bunun yöntemini öğrenebilirmiyim diyerek kendini motive etmesiyle araştırmaya yeltenmesi gerek.. Uzun bir ömür boyunca kendi kabuğunu kırarak bazı şeylerden vazgeçmeyi bilmek gereklidir. Hiçbir şeyden vazgeçemiyordum düşüncesiyle hedefe varılamaz çoğu kez maddi manevi vazgeçilebilirliklerimizle yola reva olmayı öğrenmişizdir.
Kaçınılmaz sonun senaryosunun elimizde olmasını istiyorsak eğer özgüvenle hareket ederek var olan imkanlarımızı en üst seviyede tutarak istifade edebilmeyi öğrenmeliyizdir. Elbet bu varılacak hedefe kimlerle ne şekilde ulaşabileceğimizi kaynaklarımızdan faydalanacağız. İnsanoğlu yaşamı boyunca öğrenime ve eğitime açıktır. Kişisel gelişim ve motivasyon doğru zamanda doğru kaynaklarla bezendiğinde ortaya dehasa bir eser çıkartılarak insanoğluna hizmet etmiş olunacaktır.
Salt kültürel değerler de göz önüne alınarak soruna sorunla çözüme varılamayacağı gibi en üst seviye mamafih en az zararla hedefe yol alınmalıdır. İnsan kendine bakmaksızın dışarıyı eleştirmeğe meyillidir. Kabullenemediklerimizi dışarıda ön görüsüzce saldırdığımız çokça olmuştur. Kendine demez ki hayat bu benim de başıma gelebilir..
Döngülerimizde olumlu veya olumsuzca kurtulabilmek zordur ki çoğu kez başkasının desteğini ararız umutsuzca.. Gerçek ihtiyacımızın neler olduğunun farkına varmaksızın hayatımıza yön verememekten şikayetçi olmuşuz meğersem.. Değişim için kendi öz benliğinin farkındalığının bilinciyle hareket ederek var olanı keşfedebilme erdemliliği gerektirir. Öne çıkmayı bekleyen gizemleri kabullenmek çoğu zaman uzun bir zaman alır benliklerde..
Kendisi ve genellikle gençler hakkında pek fazla düşünülemeyen gelecek endişesi sendromunun göz önüne alınarak toplumsal bir kargaşaya sebep vermeksizin eğitimlerin hızlandırılmış olması gerek. Gençlerimiz hayatına yön verirken ergenlik çağında kaygılarıyla baş başa bırakılmaması gerekir. Başlangıçta verilen hayati kararların ne derece ciddi olduğuna kanaat ederek gereğinden çok korku yaşamakta olan ergenler maalesef kafası karışık biçimde çevresel etkilerin de baskısıyla geri dönüşü olmayan sorunlarla boğuşmak zorunda kalmaktadırlar.
Hayatına yön verirken akla gelebilecek endişe, kaygı, korkulardan arındırılma görevi en fazla aileye düşmektedir geçmiş yıllarda olduğu gibi zamanımızda.. Kişisel bir yön çizmekten, sorumluluk almaktan çekinen çaresiz karakterler olmamak için kaynaklarımızdan en verimli şekilde istifade edebilmeyi öğrenmeliyizdir. Oysaki görmekteyiz ki depresyona girerek istenmeyen bir çok olaya şahit olabilmekteyizdir. Yaşadığımız bu çağda kendimizi sürekli öğrenime ve eğitime tabii tutmayı becerebilmeliyiz.