Toplumsal ve kişisel etkenlere bağlı olarak endişe, kaygı ve şüphelerle muhakeme etme adabı yaşamsal seçenek halidir. Bilinmeyen herhangi bir şey hakkında yapılacakların destekli veya desteksiz olabileceğine kanaat edebilme de de ‘’Fakat bu doğru mu?’’ demekten kendimizi alamayız. İradeleri güçsüz olaylara tarafsız bakamayıp mantıksız sorgulamalarla yanılgılarını bilinçsizce destekleyerek başkalarını da yanlış yönlendirirler.
Çoğunlukla beklenmedik şekilde taleplerde bulunularak olmamış veya gün yüzüne doğruluğu ispatlanmamış halleri kabullenme veya kabul ettirebilme baskısıyla hareket edilir. Geçmişte yaşanmış olayların realitesi araştırmadan önyargıyla sorgulamak yapılabilecek en büyük hatalardandır. Körü körüne hatada ısrar ederek süreci destelememek gerekmektedir.
Fakat bu doğru mu? Gerçekten böyle bir durum var mıymış da bizler merak ve heyecanımıza yenilerek kabullenmişiz deme erdemliliği göstermeliyiz. Başkasının yaşam sınırlarına, kişi hak ve özgürlüklerine basitçe müdahale edemeyeceğimiz gibi kesinlikle insaniyet olarak muhakeme etmeliyiz. Bizler maalesef önyargıyla dürtüyü alır besler ve büyütürüz.
Unutulmaması gereken var olan bizlerdeki duygu ve düşüncelerimizin ne şekilde yönlendireceğimizdir. Özgün irademize sahip çıkarak benliğimizi sınayarak sabır ve metanetle kararlar almaya odaklanmalıyızdır. Duyumsal faktörlerin görsel ve yazımsal kaynaklarla desteklenmediği sürece varsayımdan ibaret olduğu bilinciyle hareket edebilmeliyizdir.
Başkalarıyla zor ilişkiler kurarken geçmişini de sorgulayarak yaşanmışlıklarının ne gibi husumetlere sebep verdiğini gözetmeliyizdir. Her insanın toplumsal ve bireysel deneyimleri aynı gibi gözükse de o kişide ruhsal farkındalıklarını iyi gözlemlemeliyizdir. Düşüncelerin eyleme dönüştürülmesi ancak bu şekilde süreç sonrası olmalıdır.
Seçeneklerinin tükenmiş gibi gözükse de daima cevaplanmayanların elbet zaman aşımı sonrasında merakını gidereceğinin bilinmesi gerekir. Kişisel gelişiminde büyük rol oynayan ruhsal dayanıklılığın beslenmesiyle insan endişe ve kaygılarının üstesinden gelir. Olaylara farklı bakış açılarıyla bakarak yorumlamayı aslen her insanın denemesi gerektiğidir. Gerçeklerin algılanarak gün yüzüne çıkarılması sağlıklı insanların elvermesiyle mümkündür.
Kültüre, gruba, role, etnik kökene, ananelere göre değişkenlik gösteren yargılamaların insan ruhsal hali üzerinde birçok niceliksel ve niteliksel sonucu olur. Bu kişiliğin gelişmesi, olgunlaşması, davranışlarının ortaya çıkması benliğinin altında ve üstündekilerle etkileşimle olacaktır. Biçim ve renk katan benliğimizle çevreye yaşam boyu farkındalık kazandırırız. Toplumsal bakış açısı yakalayabilenler kendi özgün iradeleriyle kararlar alırken tüm etkenleri bütünselleştirerek hedefe ulaşırlar. Uzmanların görüş ve tecrübeleriyle varılacak kararların yapısı ve işlevi üzerinde durulmalıdır. Sonuçta bir kanaate varacak elbette ki Fakat bu doğru mu? diyen kişinin kendi olacaktır.
ARAŞTIRMACI YAZAR
VOLKAN YAŞAR BERBER