https://www.gerzeninsesi.com/files/uploads/user/BaYlYksYz11.jpg
Volkan Yaşar Berber

MANKURTLAŞAN TOPLUMLAR

06-10-2022 10:34 665 kez okundu.

      Geçmişte Osmanlılar, coğrafi isimlerde gerekli önemi veremediklerinden bilhassa uluslararası politik ve diplomatik mevzularda.. Batılıların gerçeğe aykırı ve yanlış anlamalara yol açabilecek coğrafi terimlerini, siyasi ve diplomasi metinlerinde bilmeksizin yer vermelerinden dolayı dünya yanlış bilmiştir. Türklerin Anadolu’ya eskiden beri jeopolitik önemine sahip çıkmasıyla, Batı’nın daim göz önünde olmuştur. Batılılar dün olduğu gibi bugünde Türkiye’nin jeopolitik değerinin Ortadoğu üzerindeki yaptırımını kendilerince fırsata dönüştürerek, bölgedeki siyasi, askeri, coğrafi vb menfaatleri için bir engel teşkil edeceği münasebetiyle XIX. yy’ın ikinci yarısından itibaren ‘parçala ve hükmet’ projelerini hayata geçirmişlerdir. Elbet yalnız Osmanlı tarihi değil, Avrupa tarihide yanlış yönlendirilmişti. Bilim, ilim, din vb. çoğu zaman menfii amaçlarla kullanıldığı gibi modern toplumda sanayileşme, kentleşme, bürokratikleşmede tek yanlı kullanılmıştır. İnsanların yanlış bilgilendirilmesi hususiyet arz ederek daim sekülerizasyona sebep verilmiştir. Tarihi bilgilerin gerçek olmadığına inananlar araştırmayı, incelemeyi kendilerine borç bilerek değerli zamanlarını, bütçelerini karşılıksız harcamışlardır.

     İlmi araştırmalarca tarih, dil, antropoloji ve etnoğrafya bakımlarından Ermeni ve Kürt kelimelerinin aslen geçmişlerinde ırka bağımlı olmadığı sahih ve sabittir. Kürtlerin, Türk Milli Kültürü Ankara 1977, syf 156 not 660, 203; A. Zeki Velidi Togan, Mugan taraflarında V. Yy da Kürtler’in adının geçtiğini, Kürt kelimesinin bu zamanda daha ziyade ‘’hayvan sürülerine sahip göçebeler’’ manasında kullanıldığını ve bu sebeple milliyet ifade etmediğini belirterek Musul çevresinde Karabağ vadisindeki göçebe ‘’Saf’’ lara da Kürt dendiği ve bunun ‘’çoban’’ manasına geldiğidir. Geçmişinin Türk kökenli olduğu ve Yenisey Kitabelerinden Elegeş Kitabesinde geçen Kürt; kar yığını, kar kümesi, çığ manasına geldiği bilinmektedir.

    Kürdistan adı ise coğrafi bir terimdir aslen, Devlet adı değildir. XII. yy da, Büyük Selçuklu Sultanı Sancar (1117-1157) yıllar arası orta çıkarılmış olup yine Sultan Sancar devrinde, Irak-ı Acem ‘Cibal’ in merkezi olan Hamedan’ın kuzey doğusunda Bahar şehrinin merkez bilindiği bir ‘’Kürdistan Eyaleti’’ teşkil edilmiş ve valiliğine de Sancar’ın yeğeni Süleyman Şah görevlendirilmiştir. Kürdistan Eyaleti başlıca Şehrizar, Hulvan, Kirmanşah, Dinever, Bahar yörelerinden oluşarak bu bölgelerin eskiden beri Türkmen topluluklarının yaşadıkları kaynaklarca da sahihtir.

    Armenia adı ise, Pers kralı I. Darius’un M.Ö 518 tarihindeki Behistun yazıtında Armina ve Arminia şeklinde neşr edilmektedir. Armenia adının Ermenilik ile alakalı olmadığı, Ermeniler’in o zamane kendilerine ‘Hay’ dedikleri ve Aramice ‘Yüksek yukarı ülke ‘ anlamına gelen mamafih Armenia adının etnik bir terim değil, sadece bir bölgeye Muş ve Ahlat bölgelerine verilmiş coğrafi bir isim olduğu bilinmektedir. Aslen Türkmenlerin yoğunlukta yaşadığı bu coğrafyalar için zamane ünlü Araştırmacı Frederick Millingen şu görüşünü savunmaktadır. ‘’……. Kürdistan’ın sağlam olarak sınırını çizmek güçtür. Ermenistan için de aynı güçlükler söz konusudur.’’

   Bilinen başka, yazılanın başka olduğu bi dünya da yaşıyoruz ne acı.. Yüzlerce belge vardır ki gün yüzüne çıkmayı beklemekte,  Türkiye ve Türk milleti üzerinde oynanmak istenen oyunlar dün olduğu gibi bugünde devam etmektedir. Emperyalist devletlerin, Türk meselesi üçüncü toplantısı 26 Aralık 1919 tarihinde.. ‘’….Kürt kabileleri İngiliz ve Fransız hakimiyetine konacak, Kürdistan’da hiçbir şekilde Türk bırakılmayacak. Bir tek Kürt devleti mi yoksa bir çok küçük Kürt devletleri mi kurulacağı düşünülecek. Ermeniler’e  Amerikalılar kanalıyla silah sağlanacak…’’ ‘Amiral Sir J. De Robech’ten Lord Curzon!a İstanbul 26 Mart 1920’ Bizler çok araştırmalı çok okumalı ve daha fazla eğitimci yetiştirerek insanlarımızı bilinçlendirmeliyiz.

ARAŞTIRMACI YAZAR-TARİHÇİ    VOLKAN YAŞAR BERBER

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI İÇSELLEŞTİRİLEN DEĞERLER İRADESİZLİK Milli Kültürel Mirasçısı İNSAN KURALLARA SIĞMAZ KUSURLU GELECEĞE KURAL KONAMAZ BÜYÜK SORU İŞARETLERİ.. DAVRANIŞSAL BELİRTİLER BİREYDE KONTROLLÜ YAŞAM ÜZÜNTÜSÜZ YAŞAMAK ONU KURTARMAYI DÜŞÜNME KİŞİLİK BOZUKLUĞU İNİŞLİ ÇIKIŞLI DUYGULAR PASİF AGRESİF ÇAĞDAŞ AİLE MODELİ OLASILIKSIZLIK KÜÇÜK AYRINTILAR GÖZLERİMİZDEN KENDİMİZE BAKMA… BU AÇIDAN BAKINCA.. BİLİŞSEL DAVRANIŞ HAYATINA YÖN VER.. YAŞAMSAL REGÜLASYON BAZILARI DA GERÇEKTEN.. OYUNLARLA YAŞAYANLAR GELECEĞE ADANMIŞ YATIRIMLAR GENÇLİKTE ERDEMLİLİK ZAMAN KIRILMASI İNSANLARDAKİ FARKLILIĞIN HİKMETİ BEN ALIŞIĞIM KİŞİDE DUYUMSAMA… FAKAT BU DOĞRU MU? ANLAMA VE KAVRAMA YETENEĞİ KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI… KENDİNİ YÖNETME HAYATTA FEDAKARLIK GÖZLEMLENEMEYENLER….! DAĞILMIŞ MANTELİZM TARİHTE JURNALCILIK DÜNYA KARANLIKLARI İLİM PAZARLARI ANTİK CARUSA GERZE İNSANIN TEDAVİSİ HESABA KATILMAYAN BİLİNMEZLİKLER DİMAĞDA YOZLAŞMA İNSANIN KENDİNİ TANIMA SANATI İNSANOĞLUNUN ACİZLİĞİ ANADOLU’DA AZINLIK OKULLARI AMERİKA YENİ DÜNYA DÜZENİ OSMANLI’ DAN GÜNÜMÜZE PARA GENÇLİĞİN DÜŞMANI 'DEİZM' DÜNYA’DA TÜRKİYE GERÇEĞİ SIR GENÇLİKTE SAKLI TÜRK VE İSLAM ALEYHTARLARI Tarihte İnsan Tüccarlığı ORTADOĞU’DA İSRAİL TESİRİ FATİH’İN MUMYASI SÖMÜRGECİ VESAYETİN YOLU ÖLÜM BANA TATLI GELDİ KAVM-İ NECİP VE KAN İMPARATORLUĞU GÖÇMENLERİN SON ADASI HAYATIN ANLAMI ERMENİ AZINLIĞINDA SALGIN GİZEMLİ YÖNETİCİLER KRALLIĞI YABANCI MİSYONERLER ANADOLU RUMLARI ve YUNANLILAR ANADOLU KADINLARININ YURTTA SULH MÜCADELESİ JAPONLARIN TÜRKİSTAN PROJESİ CUMHURİYETİN İLK GAZETELERİ GÖRÜLEMEYEN GİZEMLER KARABAĞ TEYAKKUZ’U ARİFANE