Batı insanı Türk’ü her nedense bir türlü tarih boyunca benimseyememiştir. Daima Batı milletlerini bizlere üstün göstererek neşr etmektedirler. Unutulmamalı ki Batı, bu toprakları terk ederken ‘’Biz sizleri yeni devlet adı altında Batı dışında tüm İslam dünyası ile ilişkiler ancak İngilizlerin istediği kadar yapılacak, Araplar düşman ve hain görürseniz, Halifeliği kaldırırsanız, İslamiyet cemiyet ve devlet hayatından çıkartılırsa ve de asla sanayii ülkesi olmayarak İsrail’i tanırsanız.’’ vs. vs. yaptırımlarla daima önünü kapatmıştır.
Milli hassasiyetimizin zarar görmemesi adına acı ama gerçekleri kabullenerek çıkarlarımızın yollarını başka başka alternatiflerde aramak akıllıca olmalıdır kanımca, son yıllarda yeni projelerle reformlar attığımız doğrudur lakin yeterli mi.? Küresel yaşanan pandemi ile ağır sanayii dışında diğer sektörlerinde özellikle sağlık ve tarımın zaruriyetini acı kayıplar vererek geçte olsa anladık. Bugüne kadar üzerine titremediğimiz değerlerin cihan iktisatçılarınca artık kaçınılmaz önergelerden ibaret olduğu ve bunun yanında her ferdin uyanışa geçirilmesi önem taşımıştır. Aman çıkarcıları zafiyete uğratmayalım, değerlerimizi felce uğramış gibi göstermeyelim, vaziyeti idare ettirelim günlerini geride bırakarak gerçeklerle efsaneler arasına çizgi çizerek asli gücümüzü birliktelikle yani devlet ve halk hep beraber el ele vererek üstesinden gelebilme kabiliyetini oluşturmalıyız.
Tarihte varolan bir çok vukuatların sebebiyeti tam bir beyin törpüsü..! Geçmişi araştırmak sadece doğru bilinen yanlışların gün yüzüne çıkmasından ibaret değildir ve lakin yapılmış tüm icraatlerden dersler çıkararak Batının sefaletini görmeye başladığımız an elbet öz kökümüze doğru ilerleme kaydedebiliriz. Her hikmetin İslam da olduğunu anlayamayan Batı kölesi zihniyetler halen ruhlarını emperyalizmin güdümüne emanet ederek gerek medya gerek basın aracılığıyla çıkarları çıkmazı olarak insanlığı aldatmaya devam etmektedirler. Yaşananlar fikir ve sanat bataklığında kör olmuşların hased ve fesad duygularıyla efendilerine dalıp mana çıkararak şer hizmette öncü olmaya aday olmuşlar. Kendilerine üstün ünvanlar alarak yine muhtelif odaklara hizmet ederek insanlığı yanlış yönlendirmeyi erdemlilik atfederek masum günahsız bir çok cana sebep olmaktadırlar.
Şu yaşanan küresel iğrenç siyaset ve politikalarla gözle görülmeyen lakin sonuçları daha daha sonraları kitlesel kayıplara sebebiyet veren projelerle, kapitalist ve emperyalist devletlerinin meclislerinden idarecisi Yeni Dünya Düzeni altında milyonlarca insanın tasfiyesiyle sonlanacak yaptırımlara acımadan sebebiyet vermektedirler. Geçmişte bir çok seminer, sergi ve makalelerimde açık ve net olarak beyan ettiğim hatta yeterli bulmayıp yüzlerce kaynaktan oluşan ‘’Tarihte Kayıp Oryantalistler’’ adında eserimde de neşr ederek yaşanılanların tesadüf olmadığını bir ömre bedel global ölçekte projeler olduğunu yazılı ve görsel beyan etmişimdir.
Kayıtsız ve şartsız Türk ruhunun muhtevasını İslam olarak kabul edemeyenler bilmelidirler ki, ezel ve ebedi davası yolunda aklın nerede bittiğini görebilerek hareket edildiği sürece ne iç ne de dış mihraklar emeline ulaşamayacaklardır. Fedakarlığın gerektiği yerde yapılanlar elbet geleceğe adanmış yatırımlardır şu zamanda yaşananlar. Başımızı çevirip her ne tarafa bakıp istişare edecek olsak her birimiz bilinmelidir ki kalp gözü halen bu Anadolu topraklarında doruğundadır halen birimiz hepimiz bilinciyle yaşanmaktadır.
Araştırmacı Yazar,Tarihçi
Volkan Yaşar Berber