https://www.gerzeninsesi.com/files/uploads/user/BaYlYksYz11.jpg
Volkan Yaşar Berber

YABANCI MİSYONERLER

23-12-2020 10:19 203 kez okundu.

     Zararlı yayınların kamuoyunu yanıltarak Dünya kamuoyunun ve milletlerin hak ve adaletten yana olduklarını belirtip Panislamizm ve Turanizm propagandalarını desteklemeleri tesadüf değildir. Milletlerin kendi hudutları ve milliyetlerini savunmaktan daha adil bir şey olmamalıdır. Lakin halen önü geçilemez şekilde baskıcı ve saldırganlıklar daha şiddetli şekilde azalacağına artmaktadır.

Yabancı Hrıstiyan Misyonerlik Cemiyeti ‘’Foreign Christian Missionary Society’’ çeşitli ülkelerde misyonunu şartlandırma çalışmaları sürdürürken bu cemiyete bağlı misyoner Archibald McLean anılarında der ki. ’’Ben Konstantinopol’deyken Hrıstiyan toplumlarının birbirleriyle olan çatışmalarının Türklerin Avrupa’ya girmelerini kolaylaştırdığını düşününce kahroldum. Çünkü Avrupa’da bir Türk, evin salonunun ortasında oturan bir domuz kadar garip durur. Türkler İslam’a vahşi kabileler halindeyken girdiler. İslam gelişmeyi engeller;’’ devam ederek Türk İslam ideolojisine bu denli saldırgan tavır benimsemiştir.

     Emperyalist ve Siyonist vb. baskıcı akımlar, kendi gayretlerini bilfiil tatmin edemediği yerlerde birçok paralar sarfıyla aldıkları eşhası ortaya atarak milleti birbirine vurdurduklarını ve teyakkuzda olmak zorunda olduğumuz bakidir. Dünyanın ulaşılamayacak her yerinde misyoner faaliyetler tüm hızıyla kendi ideolojisiyle devam ederken bizlerin de artık uyanışa geçerek Tarihte Kayıp Misyonerlerin secerelerinin peşine düşmeyelim? Geçmişi devşirilmiş olarak değil de bundan sonra kendi gayretlerimizle araştırarak doğru bilgiler ışığında kamuoyuna ulaştıralım.

Basın ve Medya Türk kamuoyuna anlatabilecek ve Dış dünyaya en etkili biçimde duyurabilecek seviye de olduğumuz bu zamanları değerlendirelim. Yabancı misyonerlik çalışmalarının ne kadar çetin ve bu tehlikelerin ne kadar korkunç olduğunu bilenler bilmeyenlere yazılarıyla, kitaplarıyla, söyleşileriyle nakl edebilmelidirler. Her milletin misyonerlik faaliyetleri kendine özgün olduğu gibi fikir ve yaşam biçimini de uygulatabilmesiydi. Taklit değil bütünleşebilme fikriyatıyla hareket edebilmekti. Batı’nın istediği Müslüman gibi düşünen ama Hrıstiyan gibi yaşayan toplumlar oluşturabilmekti. Farkındalığını Milli kültürle çağdaş uygarlık arasındaki bağ ile kuvvetlendiremeyenler çöküşünü kendileri başlatmış olurlar.

   Toplumun siyasi, ekonomik, sosyal yapısıyla bireylerinin yaşam biçimini ve dünya görüşünü kökten değiştirmeyi hedefleyen misyonerler daim aynı terim çağdaş uygarlık, medeniyet lafzlarıyla beyinleri yıkamayı bilmişlerdir. Son iki yüzyıl içinde binlerce yabancı misyoner ve cemiyetler büyük fedakarlıklar göstererek, yaşantılarını hatta kitaplaştırarak idol olmuşlardır. Müslümanlığı seçtiği söylenen, İstanbul’daki Alman İstihbarat görevlisi Sebottendorff, 90’lı yıllarda İstanbul’da birçok gizli toplantılara katılarak, İkinci dünya savaşı sonrası Almanya’nın teslim oluşuyla çok gizli belgeleri yok edip Beyoğlun’da intihar ettiğidir. Bilinen bilhassa Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in kardeşi Suad Kabaağaç’ın yönettiği Türk Karşı Casusluk Örgütünün İstanbul daki toplantısı idi. Suad Kabaağaç sonrasında Akdeniz’de pansiyon açarak 1950-1960yıllararası çok ünlü yabancı konuklar bu pansiyonda buluşarak gizlice toplantılar tertiplemeye devam ettiler.

   Bu zamanlarda yaşadığımız tarih tekerrürden ibaret, 1959 yılının soğuk ve karlı Ocak ayında İstanbul’a ansızın gelen Papalık temsilcisi, Fener Patriği Athenagoras’ı birden resmen konseye katılmaya davet etti. Dünya’yı şaşırtan bu olmadı meğer Papa ve patrik son beş yüzyılda hiç yan yana gelmemişken patriğin bu talebi hayal kırıklığıyla da karşılansa kabul bulmasıydı. Belki direk olarak değil ama aracılı olarak Yenidünya düzeninin şekillendirilmesinde projelendirilmeye çalışılanların menfaatimize olup olmadığı kuşkulandığımdır. Devlet içinde devlet olabilmeye uğraşanların halen bu fikriyatlarını canlı tutabileceklerine inancına teşvik gibi görünse de buna müsaade edilmeyeceği temennisindeyim.

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Milli Kültürel Mirasçısı İNSAN KURALLARA SIĞMAZ KUSURLU GELECEĞE KURAL KONAMAZ BÜYÜK SORU İŞARETLERİ.. DAVRANIŞSAL BELİRTİLER BİREYDE KONTROLLÜ YAŞAM ÜZÜNTÜSÜZ YAŞAMAK ONU KURTARMAYI DÜŞÜNME KİŞİLİK BOZUKLUĞU İNİŞLİ ÇIKIŞLI DUYGULAR PASİF AGRESİF ÇAĞDAŞ AİLE MODELİ OLASILIKSIZLIK KÜÇÜK AYRINTILAR GÖZLERİMİZDEN KENDİMİZE BAKMA… BU AÇIDAN BAKINCA.. BİLİŞSEL DAVRANIŞ HAYATINA YÖN VER.. YAŞAMSAL REGÜLASYON BAZILARI DA GERÇEKTEN.. OYUNLARLA YAŞAYANLAR GELECEĞE ADANMIŞ YATIRIMLAR GENÇLİKTE ERDEMLİLİK ZAMAN KIRILMASI İNSANLARDAKİ FARKLILIĞIN HİKMETİ BEN ALIŞIĞIM KİŞİDE DUYUMSAMA… FAKAT BU DOĞRU MU? ANLAMA VE KAVRAMA YETENEĞİ KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI… KENDİNİ YÖNETME HAYATTA FEDAKARLIK GÖZLEMLENEMEYENLER….! DAĞILMIŞ MANTELİZM TARİHTE JURNALCILIK DÜNYA KARANLIKLARI MANKURTLAŞAN TOPLUMLAR İLİM PAZARLARI ANTİK CARUSA GERZE İNSANIN TEDAVİSİ HESABA KATILMAYAN BİLİNMEZLİKLER DİMAĞDA YOZLAŞMA İNSANIN KENDİNİ TANIMA SANATI İNSANOĞLUNUN ACİZLİĞİ ANADOLU’DA AZINLIK OKULLARI AMERİKA YENİ DÜNYA DÜZENİ OSMANLI’ DAN GÜNÜMÜZE PARA GENÇLİĞİN DÜŞMANI 'DEİZM' DÜNYA’DA TÜRKİYE GERÇEĞİ SIR GENÇLİKTE SAKLI TÜRK VE İSLAM ALEYHTARLARI Tarihte İnsan Tüccarlığı ORTADOĞU’DA İSRAİL TESİRİ FATİH’İN MUMYASI SÖMÜRGECİ VESAYETİN YOLU ÖLÜM BANA TATLI GELDİ KAVM-İ NECİP VE KAN İMPARATORLUĞU GÖÇMENLERİN SON ADASI HAYATIN ANLAMI ERMENİ AZINLIĞINDA SALGIN GİZEMLİ YÖNETİCİLER KRALLIĞI ANADOLU RUMLARI ve YUNANLILAR ANADOLU KADINLARININ YURTTA SULH MÜCADELESİ JAPONLARIN TÜRKİSTAN PROJESİ CUMHURİYETİN İLK GAZETELERİ GÖRÜLEMEYEN GİZEMLER KARABAĞ TEYAKKUZ’U ARİFANE